Ayrıca Polygon’un yaptığı ortaklıklar, güncellemeleri, yükseltmeleri, MATIC token ile olan ilişkisi ve gelecekteki potansiyeli de kapsamlı şekilde değerlendirilmektedir.
Polygon, pazarda önemli mesafe kat etmiş çoklu zincirli bir ekosistemdir. Başlangıçta yalnızca ölçeklenebilirlik sorunlarını çözmek amacıyla geliştirilmiş olsa da, zamanla kendi başına bağımsız ve kapsamlı bir ekosistem hâline gelmiştir.
Peki, Polygon tam olarak nedir? Neden bu kadar çok kişi bu ağa ilgi duyuyor? İşte bu rehberde, bu soruların cevaplarını detaylı bir şekilde inceliyoruz.
Polygon ağının büyümesi büyük ölçüde Ethereum üzerindeki DeFi ve NFT girişimlerinin gelişimiyle desteklenmiştir. Ayrıca milyarder yatırımcı Mark Cuban gibi dikkat çeken isimlerden alınan açık destek ve finansman, projenin gelişim potansiyelini pekiştirmiştir. Polygon’un entegrasyon sağladığı diğer önemli Ethereum projeleri arasında Chainlink, Axie Infinity ve otomatik piyasa yapıcı (AMM) olan Balancer yer almaktadır. Ethereum blok zincirinde işlem gerçekleştirmeye çalışan kullanıcılar için yüksek gas ücretleri olumsuz bir durumken, madenciler bu durumdan önemli kazançlar elde etmektedir. Örneğin, yalnızca Mayıs 2021’de Ethereum madencilik geliri toplamda 1,99 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Ethereum ağı için ölçeklenebilirlik, ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Ağ saniyede yalnızca 15 işlem gerçekleştirebilmektedir. Ağa entegre olan merkeziyetsiz uygulamalar (DApp’ler) ve işlem hacmi büyüdükçe, gas ücretleri de yükselmektedir. 2021’in ilk boğa piyasası döneminde, Ethereum işlem ücretleri neredeyse işlem başına 40 dolara kadar yükselmişti.
Kripto piyasasının yeni bir boğa döngüsüne girmesiyle birlikte, işlem ücretleri yeniden kullanıcılar için erişilemez seviyelere ulaşmıştır. Ethereum ağı saniyede sadece 15 işlem gerçekleştirebildiği için, ağ tıkanıklığı dönemlerinde işlem süreleri uzar ve ücretler artar. Son zamanlarda işlem başına 50 doları aşan ücretlerin daha yaygın hâle gelmesinin nedeni de budur.
Birçok yazılım geliştiricisi, geniş ve güvenli mimarisi ile devrimsel teknolojisi nedeniyle Ethereum’u tercih etmekte ve DApp geliştirmeye ilgi duymaktadır. Ancak DApp talebinin ve arzının hızla artması, ağı tıkanma noktasına getirmiştir. Bu da ağın işlem kapasitesini düşürmekte ve gas ücretlerinin 3 haneli dolar seviyelerine ulaşmasına yol açmaktadır.
Bu noktada Layer 2 çözümleri, DeFi ekosistemi için olmazsa olmaz hâline gelmiştir. Bu çözümler, Ethereum’un hem işlem hacmini hem de güvenliğini artırırken, geliştiricilerin yüksek gas ücretlerinden kaçınmasını sağlar. Polygon ise Ethereum’un benimsenmesini teşvik eden Layer 2 ölçeklendirme çözümü olarak bu alanda öne çıkar.
Merkeziyetsiz uygulamalar (DApp’ler) performans, kullanıcı deneyimi ve güvenlik açısından beklentileri karşılamak zorundadır. Polygon, bu hedefleri Proof-of-Stake Commit Chain ve More Viable Plasma (MoreVP) Layer 2 ölçeklendirme yöntemiyle gerçekleştirir. Commit chain yapıları Ethereum ve genel olarak PoW blokzincirlerinde yaygın olarak kullanılır. Polygon’un Commit Chain yapısı şu anda 80’den fazla Ethereum tabanlı DApp tarafından tercih edilmektedir.
Layer 2 çözümleri, ana zincir (mainnet) ile paralel çalışan ikinci bir blokzincir arasında bir iletişim köprüsü kurar. İşlem verileri bu paralel zincirde çok daha düşük maliyetle ve hızlı bir şekilde işlenir. Bu da Layer 2 blokzincirinin, Polygon örneğinde olduğu gibi Ethereum’un yanında çalışmasını ama işlemleri bağımsız olarak daha hızlı ve ucuz şekilde gerçekleştirmesini sağlar.
Polygon kullanıcıları, bu düşük işlem ücretlerini ağın yerel token’ı olan MATIC ile öderler. Ayrıca, Polygon’un gelişmiş teknik özellikleri sayesinde, son yıllarda Polygon ağı üzerinde yer alan NFT projeleri de daha fazla popülerlik kazanmıştır.
Polygon, Ethereum uyumlu dağıtık defter ağları geliştirmek ve birbirine bağlamak için oluşturulmuş bir protokol ve çerçevedir. Açık kaynaklı bu teknoloji, geliştiricilerin Ethereum’un güvenliğini akıllı sözleşmeler aracılığıyla kullanabilecekleri güvenli bir yan zincir ya da tamamen bağımsız bir ağ inşa etmelerini hızlıca mümkün kılar. Polygon’un temel amacı, Ethereum işlemlerinin maliyetini ve karmaşıklığını azaltırken işlem hızını artırmaktır.
Polygon, 2017 yılında Jaynti Kanani, Sandeep Nailwal ve Anurag Arjun gibi blokzincir mühendislerinden oluşan bir ekip tarafından kuruldu. Ekip, 2017 ve 2019 yıllarında gerçekleştirilen iki başarılı ICO’nun ardından, bir IEO aracılığıyla 5,6 milyon dolar fon topladı. Aynı yıl içinde MATIC Network kuruldu ve 2021’de Polygon Network olarak yeniden markalaştı. Bu isimlendirme zaman zaman kafa karıştırıcı olabilir, çünkü token’ın adı olarak hâlâ MATIC kullanılmaktadır.
Ayrıca ekip, Polygon’dan önce Ethereum ekosistemine önemli katkılar sunmuştur. Ethereum protokolü üzerinde Plasma MVP, WalletConnect protokolü ve daha sonra Dagger adıyla bilinen bildirim motorunun geliştirilmesine odaklanmışlardır. Daha önce belirtildiği gibi, Polygon Matic Network’ün orijinal vizyonunu büyük ölçüde genişletmiş olsa da, MATIC yardımcı token’ını kullanmaya devam etmektedir.
MATIC token, Polygon ekosisteminde çeşitli amaçlarla kullanılır: Polygon İyileştirme Önerileri (PIP’ler) üzerinde oy kullanarak yönetişime katılmak, staking yoluyla ağ güvenliğine katkıda bulunmak ve işlem ücretlerini ödemek gibi. Bu, MATIC token’ının sektörde yaygın olan üç temel kullanım alanını açıklar.
Ernst & Young (EY) ve Polygon, 14 Eylül 2021’de Ethereum ekosistemi için ölçeklenebilirlik ve kurumsal çözümler geliştirmek üzere iş birliği başlattıklarını duyurdular. 19 Ağustos 2021’de ise Polygon, merkeziyetsiz otonom organizasyon (DAO) yapısının oluşturulduğunu açıkladı. Bu yapı, Sushi, Aave ve QuickSwap gibi projeler arasında komite kurulmasına ve iletişimin teşvik edilmesine olanak tanıyarak DeFi’yi milyonlarca yeni kullanıcıya ulaştırmayı amaçlıyordu ve 2022 boyunca bu vizyonun sürdüğü gözlemlendi.
29 Aralık 2021’de Polygon, iki beyaz hacker’ın önemli bir ağ açığını ortaya çıkardığını ve bu açığın 3 Aralık’ta yama ile kapatıldığını duyurdu. Saldırganlar, güncelleme devreye girmeden önce 801.601 MATIC çalmıştı. Polygon, sorunu tespit eden hacker’lara 3,46 milyon dolarlık ödül verdi. Ardından, 20 Ekim 2021’de Bitwise Asset Management, MATIC token’larına yatırım imkânı sağlayan profesyonelce yönetilen bir yatırım aracı olan Bitwise Polygon Fund’ı başlattığını açıkladı. Polygon, gelecekte daha fazla projeye ve merkeziyetsiz uygulamaya (DApp) entegre olarak ölçeklenebilirlik sorunlarını çözmede kritik rol oynayabilir.
10 Ocak 2022’de Polygon, sıfır bilgi kriptografisinde önemli bir dönüm noktası olan Plonky2’yi duyurdu. Bu teknoloji, bir kişinin belirli bir bilgiye sahip olduğunu, içeriği açıklamadan kanıtlayan recursive SNARK yapısını içerir. Plonky2, mevcut alternatiflerden 100 kat daha hızlıdır ve Ethereum ile doğal uyumluluk sunar.
Polygon, Ethereum’a bağlanan merkeziyetsiz node’lardan oluşan bir ağ oluşturarak çalışır. Bu yan zincir, Proof-of-Stake (PoS) konsensüs algoritmasını kullanır. Ayrıca, Lightning Network’e benzer bir teknoloji olan Plasma yapısını da kullanır. PoS ve Plasma, Polygon ile Ethereum arasında iki yönlü iletişim kurulmasını sağlar. Bu sayede Ethereum kullanıcıları, Polygon DApp’lerine para gönderip alabilir; ağ uyumsuzlukları konusunda endişe yaşamazlar. Ağ, ağ depolama ihtiyaçlarındaki hızlı artışı çözmeye çalışır. Yan zincir birden fazla ağa bağlıysa, zincir kontrolsüz şekilde büyüyebilir. Bu sorunu önlemek için Polygon, zincir üzeri kontrol noktası (checkpoint) sistemi uygulamıştır. Bu sistem sayesinde ağ node’ları yalnızca birkaç blok saklar; önceki bloklar ana zincire dahil edildiği için yeniden tutulmalarına gerek kalmaz.
Doğrulayıcılar, Ethereum ana zincirini düzenli olarak denetler. Bu yöntem, yan zincir işlemleriyle ilgili anlaşmazlıkların kriptografik kanıtlar ile çözülmesini sağlar. Token’lar üçüncü taraf riski veya likidite sorunları olmadan MATIC ağı arasında transfer edilebilir. Ethereum’dan çıkan token’lar kilitlenir ve bire bir oranla MATIC’e sabitlenmiş (pegged) token’lar olarak temsil edilir. Kullanıcı Ethereum ağına geri döndüğünde, bu pegged token’lar yakılır.
Polygon’un hem güvenliği sağlama hem de ölçeklenebilirliği mümkün kılma yeteneği, onu etkileyici kılan başlıca unsurdur. Polygon zaten Ethereum 2.0’ın gelecekte kullanmayı planladığı PoS konsensüs yöntemini halihazırda kullanmakta ve aynı zamanda Cosmos’tan esinlenen Heimdall adlı yapıyı barındırmaktadır. Geleneksel PoW blokzincirlerinde madenciler işlemleri doğrularken, Heimdall ağdaki PoS doğrulayıcıları arasından blok üreticilerini seçer. Bu çift katmanlı konsensüs yapısı, ağın hem merkeziyetsizliğini hem de ölçeklenebilirliğini sağlar. İç test ağlarında, Polygon’un bir yan zincirinde saniyede 7.000 işlem (TPS) gerçekleştirildiği görülmüştür. Bu, Ethereum ana ağındaki mevcut 14 TPS kapasitesinin çok üzerindedir.
Polygon’un birçok rakibi bulunsa da, şu anda en büyük rakiplerinden biri Polkadot olarak öne çıkmaktadır. Diğer rakipler arasında Cosmos, Kusama ve Arbitrum da yer almaktadır. Polygon’un temel hedefi, Ethereum ağını güçlendirmek; onu diğer Ethereum uyumlu blokzincirlerle bağlayarak ölçeklenebilirliğini artırmaktır. Öte yandan Polkadot’un amacı, yalnızca Ethereum uyumlu zincirleri değil, birçok farklı blokzinciri bir araya getiren bir ağ inşa etmektir. Bu yönüyle Polygon’dan farklıdır; çünkü Polkadot bir Layer 1 çözümüdür ve Ethereum’dan bağımsız bir blokzincir üzerinde çalışır. Polkadot şu anda 100’den fazla farklı zinciri desteklemektedir.
MATIC, Polygon’a özgü bir ERC-20 token’dır. Yatırımcılar bu token’ı staking amacıyla kullanabilirler; ancak MATIC staking işlemleri Polygon ana ağı (mainnet) üzerinde değil, Ethereum blokzinciri üzerinde gerçekleşir. Kullanıcılar, MetaMask cüzdanlarını kullanarak MATIC token’larını Polygon doğrulayıcılarına devredebilir ve böylece Polygon’un Proof-of-Stake (PoS) konsensüs mekanizmasını destekleyebilirler. Ayrıca kullanıcılar, Polygon İyileştirme Önerileri (PIP) üzerinden yapılan oylamalara katılarak ağın yönetişiminde söz sahibi olabilirler. Polygon ekosistemi içinde MATIC kullanmak isteyen kullanıcıların, işlem ücretlerini MATIC ile ödemesi gerekmektedir. Polygon üzerinde daha fazla geliştirici merkeziyetsiz uygulamalar (DApp’ler) geliştirdikçe, MATIC’in kullanım alanı da hızla genişlemektedir.
MATIC token’ın maksimum arzı 10 milyar adettir. Bu arzın %41,9’u kuruculara ve projelere, %22,8’i yatırımcılara, %35,3’ü ise önceden çıkarılmış ödüller ve airdrop’lar için ayrılmıştır. Şu anda dolaşımdaki arz yaklaşık 7,8 milyar MATIC token’dır. Maksimum arzın %3,8’i 2017 yılındaki özel satışta dağıtılmıştır. Nisan 2019’daki Launchpad satışında, token başına 0,00263 dolar fiyatla arzın %19’u daha satılmış ve bu satıştan 5 milyon dolar fon toplanmıştır.
Geriye kalan token’ların dağılımı şu şekildedir:
Belirtilen dağıtım takvimine göre, tüm token’ların Aralık 2022 itibarıyla piyasaya sürülmesi planlanmıştır. Bu tokenomik yapının dışında, Polygon’un hedeflerinden biri, Ethereum ekosisteminin dışında kalan çeşitli merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamaları sunmaktır. Şu anda yalnızca Ethereum tabanlı zinciri destekleyen Polygon, gelecekte uyumlu ve birlikte çalışabilir bir Layer 2 blokzinciri platformu olmayı amaçlamaktadır.
Bu yazının kaleme alındığı dönemde, analistler MATIC token fiyatının yükseleceğini öngörmektedir. Yapılan tahminlere göre, MATIC fiyatı 2023 yılında 2,439 dolar seviyesine ulaşacak, 2027 yılına kadar ise 6,701 dolar seviyesine yükselecektir. Ayrıca tahminler, MATIC’in 2022 yılı sonunda 1,98 dolar, 2024’te 2,50 dolar, 2025 sonunda ise 3,15 dolar seviyesine ulaşarak Aralık 2021’deki tüm zamanların en yüksek seviyesini geçeceğini ifade etmektedir. Ancak bu tarz fiyat tahminlerinin yanlış çıkma olasılığı daima mevcuttur. Bu tür öngörülere güvenmeden önce mutlaka kendi araştırmanızı yapmalısınız. Ayrıca, asla kaybetmeyi göze alamayacağınız parayla işlem yapmamalı ya da yatırım yapmamalısınız.
Polygon, Proof-of-Stake (PoS) konsensüs mekanizmasını kullanır; bu sistem, doğrulayıcılar (validator) ve delege edenler (delegator) arasında paylaştırılan bir güvenlik yapısıdır. Doğrulayıcılar, yeni işlemleri denetler ve blokzincire ekler. Bunun karşılığında yeni oluşturulan MATIC token’larıyla ödüllendirilme hakkı kazanabilirler. Bir doğrulayıcı olmak için, node’a %100 odaklanmak ve MATIC stake etmek gerekir.
Delegatörler, kendi MATIC token’larını güvenilir doğrulayıcılara emanet eder. Ancak, seçtiğiniz doğrulayıcı ciddi bir hata yaparsa, stake ettiğiniz MATIC’in tamamını veya bir kısmını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.
Kullanıcılar ya delegatör olarak bir doğrulayıcıya MATIC’lerini devredebilir ya da doğrudan ağ üzerinde kendi adlarına stake işlemi gerçekleştirebilirler. Staking, düşük riskli bir yatırım yöntemi olarak görülür ve pasif gelir elde etmenin bir yoludur. MATIC, stake edilebilen birçok kripto varlık arasında yer almaktadır.
Polygon, şu anda piyasada bulunan en heyecan verici DeFi projelerinden biri olarak öne çıkmaktadır ve özellikle ölçeklenebilirlik ile blokzincirler arası uyumluluk açısından parlak bir geleceğe sahiptir. Ekip, ilk hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını sürdürürken, aynı zamanda oldukça esnek bir ekosistem geliştirmeye odaklanmaktadır. MATIC token’ın olağanüstü büyüme oranı, yatırımcı topluluğunun da bu potansiyeli fark ettiğini göstermektedir. Polygon, geliştiricilerin hızla uygulama inşa edebileceği ve yüksek hızlı işlemler gerçekleştirebileceği bir yapı sunar. Tüm bu süreç, Ethereum’un sağladığı güvenlik altyapısı ile korunmaktadır.
Bu güçlü kombinasyon, uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için ideal bir zemin sunmaktadır. Polygon’un sunduğu geniş geliştirici araç seti, ileri düzey mekanizmaları ve Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile tam uyumluluğu sayesinde, önümüzdeki dönemde Polygon ekosisteminde çok sayıda projenin gelişip büyüdüğüne tanık olabiliriz.
Paylaş
İçindekiler
Ayrıca Polygon’un yaptığı ortaklıklar, güncellemeleri, yükseltmeleri, MATIC token ile olan ilişkisi ve gelecekteki potansiyeli de kapsamlı şekilde değerlendirilmektedir.
Polygon, pazarda önemli mesafe kat etmiş çoklu zincirli bir ekosistemdir. Başlangıçta yalnızca ölçeklenebilirlik sorunlarını çözmek amacıyla geliştirilmiş olsa da, zamanla kendi başına bağımsız ve kapsamlı bir ekosistem hâline gelmiştir.
Peki, Polygon tam olarak nedir? Neden bu kadar çok kişi bu ağa ilgi duyuyor? İşte bu rehberde, bu soruların cevaplarını detaylı bir şekilde inceliyoruz.
Polygon ağının büyümesi büyük ölçüde Ethereum üzerindeki DeFi ve NFT girişimlerinin gelişimiyle desteklenmiştir. Ayrıca milyarder yatırımcı Mark Cuban gibi dikkat çeken isimlerden alınan açık destek ve finansman, projenin gelişim potansiyelini pekiştirmiştir. Polygon’un entegrasyon sağladığı diğer önemli Ethereum projeleri arasında Chainlink, Axie Infinity ve otomatik piyasa yapıcı (AMM) olan Balancer yer almaktadır. Ethereum blok zincirinde işlem gerçekleştirmeye çalışan kullanıcılar için yüksek gas ücretleri olumsuz bir durumken, madenciler bu durumdan önemli kazançlar elde etmektedir. Örneğin, yalnızca Mayıs 2021’de Ethereum madencilik geliri toplamda 1,99 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Ethereum ağı için ölçeklenebilirlik, ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Ağ saniyede yalnızca 15 işlem gerçekleştirebilmektedir. Ağa entegre olan merkeziyetsiz uygulamalar (DApp’ler) ve işlem hacmi büyüdükçe, gas ücretleri de yükselmektedir. 2021’in ilk boğa piyasası döneminde, Ethereum işlem ücretleri neredeyse işlem başına 40 dolara kadar yükselmişti.
Kripto piyasasının yeni bir boğa döngüsüne girmesiyle birlikte, işlem ücretleri yeniden kullanıcılar için erişilemez seviyelere ulaşmıştır. Ethereum ağı saniyede sadece 15 işlem gerçekleştirebildiği için, ağ tıkanıklığı dönemlerinde işlem süreleri uzar ve ücretler artar. Son zamanlarda işlem başına 50 doları aşan ücretlerin daha yaygın hâle gelmesinin nedeni de budur.
Birçok yazılım geliştiricisi, geniş ve güvenli mimarisi ile devrimsel teknolojisi nedeniyle Ethereum’u tercih etmekte ve DApp geliştirmeye ilgi duymaktadır. Ancak DApp talebinin ve arzının hızla artması, ağı tıkanma noktasına getirmiştir. Bu da ağın işlem kapasitesini düşürmekte ve gas ücretlerinin 3 haneli dolar seviyelerine ulaşmasına yol açmaktadır.
Bu noktada Layer 2 çözümleri, DeFi ekosistemi için olmazsa olmaz hâline gelmiştir. Bu çözümler, Ethereum’un hem işlem hacmini hem de güvenliğini artırırken, geliştiricilerin yüksek gas ücretlerinden kaçınmasını sağlar. Polygon ise Ethereum’un benimsenmesini teşvik eden Layer 2 ölçeklendirme çözümü olarak bu alanda öne çıkar.
Merkeziyetsiz uygulamalar (DApp’ler) performans, kullanıcı deneyimi ve güvenlik açısından beklentileri karşılamak zorundadır. Polygon, bu hedefleri Proof-of-Stake Commit Chain ve More Viable Plasma (MoreVP) Layer 2 ölçeklendirme yöntemiyle gerçekleştirir. Commit chain yapıları Ethereum ve genel olarak PoW blokzincirlerinde yaygın olarak kullanılır. Polygon’un Commit Chain yapısı şu anda 80’den fazla Ethereum tabanlı DApp tarafından tercih edilmektedir.
Layer 2 çözümleri, ana zincir (mainnet) ile paralel çalışan ikinci bir blokzincir arasında bir iletişim köprüsü kurar. İşlem verileri bu paralel zincirde çok daha düşük maliyetle ve hızlı bir şekilde işlenir. Bu da Layer 2 blokzincirinin, Polygon örneğinde olduğu gibi Ethereum’un yanında çalışmasını ama işlemleri bağımsız olarak daha hızlı ve ucuz şekilde gerçekleştirmesini sağlar.
Polygon kullanıcıları, bu düşük işlem ücretlerini ağın yerel token’ı olan MATIC ile öderler. Ayrıca, Polygon’un gelişmiş teknik özellikleri sayesinde, son yıllarda Polygon ağı üzerinde yer alan NFT projeleri de daha fazla popülerlik kazanmıştır.
Polygon, Ethereum uyumlu dağıtık defter ağları geliştirmek ve birbirine bağlamak için oluşturulmuş bir protokol ve çerçevedir. Açık kaynaklı bu teknoloji, geliştiricilerin Ethereum’un güvenliğini akıllı sözleşmeler aracılığıyla kullanabilecekleri güvenli bir yan zincir ya da tamamen bağımsız bir ağ inşa etmelerini hızlıca mümkün kılar. Polygon’un temel amacı, Ethereum işlemlerinin maliyetini ve karmaşıklığını azaltırken işlem hızını artırmaktır.
Polygon, 2017 yılında Jaynti Kanani, Sandeep Nailwal ve Anurag Arjun gibi blokzincir mühendislerinden oluşan bir ekip tarafından kuruldu. Ekip, 2017 ve 2019 yıllarında gerçekleştirilen iki başarılı ICO’nun ardından, bir IEO aracılığıyla 5,6 milyon dolar fon topladı. Aynı yıl içinde MATIC Network kuruldu ve 2021’de Polygon Network olarak yeniden markalaştı. Bu isimlendirme zaman zaman kafa karıştırıcı olabilir, çünkü token’ın adı olarak hâlâ MATIC kullanılmaktadır.
Ayrıca ekip, Polygon’dan önce Ethereum ekosistemine önemli katkılar sunmuştur. Ethereum protokolü üzerinde Plasma MVP, WalletConnect protokolü ve daha sonra Dagger adıyla bilinen bildirim motorunun geliştirilmesine odaklanmışlardır. Daha önce belirtildiği gibi, Polygon Matic Network’ün orijinal vizyonunu büyük ölçüde genişletmiş olsa da, MATIC yardımcı token’ını kullanmaya devam etmektedir.
MATIC token, Polygon ekosisteminde çeşitli amaçlarla kullanılır: Polygon İyileştirme Önerileri (PIP’ler) üzerinde oy kullanarak yönetişime katılmak, staking yoluyla ağ güvenliğine katkıda bulunmak ve işlem ücretlerini ödemek gibi. Bu, MATIC token’ının sektörde yaygın olan üç temel kullanım alanını açıklar.
Ernst & Young (EY) ve Polygon, 14 Eylül 2021’de Ethereum ekosistemi için ölçeklenebilirlik ve kurumsal çözümler geliştirmek üzere iş birliği başlattıklarını duyurdular. 19 Ağustos 2021’de ise Polygon, merkeziyetsiz otonom organizasyon (DAO) yapısının oluşturulduğunu açıkladı. Bu yapı, Sushi, Aave ve QuickSwap gibi projeler arasında komite kurulmasına ve iletişimin teşvik edilmesine olanak tanıyarak DeFi’yi milyonlarca yeni kullanıcıya ulaştırmayı amaçlıyordu ve 2022 boyunca bu vizyonun sürdüğü gözlemlendi.
29 Aralık 2021’de Polygon, iki beyaz hacker’ın önemli bir ağ açığını ortaya çıkardığını ve bu açığın 3 Aralık’ta yama ile kapatıldığını duyurdu. Saldırganlar, güncelleme devreye girmeden önce 801.601 MATIC çalmıştı. Polygon, sorunu tespit eden hacker’lara 3,46 milyon dolarlık ödül verdi. Ardından, 20 Ekim 2021’de Bitwise Asset Management, MATIC token’larına yatırım imkânı sağlayan profesyonelce yönetilen bir yatırım aracı olan Bitwise Polygon Fund’ı başlattığını açıkladı. Polygon, gelecekte daha fazla projeye ve merkeziyetsiz uygulamaya (DApp) entegre olarak ölçeklenebilirlik sorunlarını çözmede kritik rol oynayabilir.
10 Ocak 2022’de Polygon, sıfır bilgi kriptografisinde önemli bir dönüm noktası olan Plonky2’yi duyurdu. Bu teknoloji, bir kişinin belirli bir bilgiye sahip olduğunu, içeriği açıklamadan kanıtlayan recursive SNARK yapısını içerir. Plonky2, mevcut alternatiflerden 100 kat daha hızlıdır ve Ethereum ile doğal uyumluluk sunar.
Polygon, Ethereum’a bağlanan merkeziyetsiz node’lardan oluşan bir ağ oluşturarak çalışır. Bu yan zincir, Proof-of-Stake (PoS) konsensüs algoritmasını kullanır. Ayrıca, Lightning Network’e benzer bir teknoloji olan Plasma yapısını da kullanır. PoS ve Plasma, Polygon ile Ethereum arasında iki yönlü iletişim kurulmasını sağlar. Bu sayede Ethereum kullanıcıları, Polygon DApp’lerine para gönderip alabilir; ağ uyumsuzlukları konusunda endişe yaşamazlar. Ağ, ağ depolama ihtiyaçlarındaki hızlı artışı çözmeye çalışır. Yan zincir birden fazla ağa bağlıysa, zincir kontrolsüz şekilde büyüyebilir. Bu sorunu önlemek için Polygon, zincir üzeri kontrol noktası (checkpoint) sistemi uygulamıştır. Bu sistem sayesinde ağ node’ları yalnızca birkaç blok saklar; önceki bloklar ana zincire dahil edildiği için yeniden tutulmalarına gerek kalmaz.
Doğrulayıcılar, Ethereum ana zincirini düzenli olarak denetler. Bu yöntem, yan zincir işlemleriyle ilgili anlaşmazlıkların kriptografik kanıtlar ile çözülmesini sağlar. Token’lar üçüncü taraf riski veya likidite sorunları olmadan MATIC ağı arasında transfer edilebilir. Ethereum’dan çıkan token’lar kilitlenir ve bire bir oranla MATIC’e sabitlenmiş (pegged) token’lar olarak temsil edilir. Kullanıcı Ethereum ağına geri döndüğünde, bu pegged token’lar yakılır.
Polygon’un hem güvenliği sağlama hem de ölçeklenebilirliği mümkün kılma yeteneği, onu etkileyici kılan başlıca unsurdur. Polygon zaten Ethereum 2.0’ın gelecekte kullanmayı planladığı PoS konsensüs yöntemini halihazırda kullanmakta ve aynı zamanda Cosmos’tan esinlenen Heimdall adlı yapıyı barındırmaktadır. Geleneksel PoW blokzincirlerinde madenciler işlemleri doğrularken, Heimdall ağdaki PoS doğrulayıcıları arasından blok üreticilerini seçer. Bu çift katmanlı konsensüs yapısı, ağın hem merkeziyetsizliğini hem de ölçeklenebilirliğini sağlar. İç test ağlarında, Polygon’un bir yan zincirinde saniyede 7.000 işlem (TPS) gerçekleştirildiği görülmüştür. Bu, Ethereum ana ağındaki mevcut 14 TPS kapasitesinin çok üzerindedir.
Polygon’un birçok rakibi bulunsa da, şu anda en büyük rakiplerinden biri Polkadot olarak öne çıkmaktadır. Diğer rakipler arasında Cosmos, Kusama ve Arbitrum da yer almaktadır. Polygon’un temel hedefi, Ethereum ağını güçlendirmek; onu diğer Ethereum uyumlu blokzincirlerle bağlayarak ölçeklenebilirliğini artırmaktır. Öte yandan Polkadot’un amacı, yalnızca Ethereum uyumlu zincirleri değil, birçok farklı blokzinciri bir araya getiren bir ağ inşa etmektir. Bu yönüyle Polygon’dan farklıdır; çünkü Polkadot bir Layer 1 çözümüdür ve Ethereum’dan bağımsız bir blokzincir üzerinde çalışır. Polkadot şu anda 100’den fazla farklı zinciri desteklemektedir.
MATIC, Polygon’a özgü bir ERC-20 token’dır. Yatırımcılar bu token’ı staking amacıyla kullanabilirler; ancak MATIC staking işlemleri Polygon ana ağı (mainnet) üzerinde değil, Ethereum blokzinciri üzerinde gerçekleşir. Kullanıcılar, MetaMask cüzdanlarını kullanarak MATIC token’larını Polygon doğrulayıcılarına devredebilir ve böylece Polygon’un Proof-of-Stake (PoS) konsensüs mekanizmasını destekleyebilirler. Ayrıca kullanıcılar, Polygon İyileştirme Önerileri (PIP) üzerinden yapılan oylamalara katılarak ağın yönetişiminde söz sahibi olabilirler. Polygon ekosistemi içinde MATIC kullanmak isteyen kullanıcıların, işlem ücretlerini MATIC ile ödemesi gerekmektedir. Polygon üzerinde daha fazla geliştirici merkeziyetsiz uygulamalar (DApp’ler) geliştirdikçe, MATIC’in kullanım alanı da hızla genişlemektedir.
MATIC token’ın maksimum arzı 10 milyar adettir. Bu arzın %41,9’u kuruculara ve projelere, %22,8’i yatırımcılara, %35,3’ü ise önceden çıkarılmış ödüller ve airdrop’lar için ayrılmıştır. Şu anda dolaşımdaki arz yaklaşık 7,8 milyar MATIC token’dır. Maksimum arzın %3,8’i 2017 yılındaki özel satışta dağıtılmıştır. Nisan 2019’daki Launchpad satışında, token başına 0,00263 dolar fiyatla arzın %19’u daha satılmış ve bu satıştan 5 milyon dolar fon toplanmıştır.
Geriye kalan token’ların dağılımı şu şekildedir:
Belirtilen dağıtım takvimine göre, tüm token’ların Aralık 2022 itibarıyla piyasaya sürülmesi planlanmıştır. Bu tokenomik yapının dışında, Polygon’un hedeflerinden biri, Ethereum ekosisteminin dışında kalan çeşitli merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamaları sunmaktır. Şu anda yalnızca Ethereum tabanlı zinciri destekleyen Polygon, gelecekte uyumlu ve birlikte çalışabilir bir Layer 2 blokzinciri platformu olmayı amaçlamaktadır.
Bu yazının kaleme alındığı dönemde, analistler MATIC token fiyatının yükseleceğini öngörmektedir. Yapılan tahminlere göre, MATIC fiyatı 2023 yılında 2,439 dolar seviyesine ulaşacak, 2027 yılına kadar ise 6,701 dolar seviyesine yükselecektir. Ayrıca tahminler, MATIC’in 2022 yılı sonunda 1,98 dolar, 2024’te 2,50 dolar, 2025 sonunda ise 3,15 dolar seviyesine ulaşarak Aralık 2021’deki tüm zamanların en yüksek seviyesini geçeceğini ifade etmektedir. Ancak bu tarz fiyat tahminlerinin yanlış çıkma olasılığı daima mevcuttur. Bu tür öngörülere güvenmeden önce mutlaka kendi araştırmanızı yapmalısınız. Ayrıca, asla kaybetmeyi göze alamayacağınız parayla işlem yapmamalı ya da yatırım yapmamalısınız.
Polygon, Proof-of-Stake (PoS) konsensüs mekanizmasını kullanır; bu sistem, doğrulayıcılar (validator) ve delege edenler (delegator) arasında paylaştırılan bir güvenlik yapısıdır. Doğrulayıcılar, yeni işlemleri denetler ve blokzincire ekler. Bunun karşılığında yeni oluşturulan MATIC token’larıyla ödüllendirilme hakkı kazanabilirler. Bir doğrulayıcı olmak için, node’a %100 odaklanmak ve MATIC stake etmek gerekir.
Delegatörler, kendi MATIC token’larını güvenilir doğrulayıcılara emanet eder. Ancak, seçtiğiniz doğrulayıcı ciddi bir hata yaparsa, stake ettiğiniz MATIC’in tamamını veya bir kısmını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.
Kullanıcılar ya delegatör olarak bir doğrulayıcıya MATIC’lerini devredebilir ya da doğrudan ağ üzerinde kendi adlarına stake işlemi gerçekleştirebilirler. Staking, düşük riskli bir yatırım yöntemi olarak görülür ve pasif gelir elde etmenin bir yoludur. MATIC, stake edilebilen birçok kripto varlık arasında yer almaktadır.
Polygon, şu anda piyasada bulunan en heyecan verici DeFi projelerinden biri olarak öne çıkmaktadır ve özellikle ölçeklenebilirlik ile blokzincirler arası uyumluluk açısından parlak bir geleceğe sahiptir. Ekip, ilk hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığını sürdürürken, aynı zamanda oldukça esnek bir ekosistem geliştirmeye odaklanmaktadır. MATIC token’ın olağanüstü büyüme oranı, yatırımcı topluluğunun da bu potansiyeli fark ettiğini göstermektedir. Polygon, geliştiricilerin hızla uygulama inşa edebileceği ve yüksek hızlı işlemler gerçekleştirebileceği bir yapı sunar. Tüm bu süreç, Ethereum’un sağladığı güvenlik altyapısı ile korunmaktadır.
Bu güçlü kombinasyon, uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için ideal bir zemin sunmaktadır. Polygon’un sunduğu geniş geliştirici araç seti, ileri düzey mekanizmaları ve Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile tam uyumluluğu sayesinde, önümüzdeki dönemde Polygon ekosisteminde çok sayıda projenin gelişip büyüdüğüne tanık olabiliriz.