6.5M Dolarlık Oy Gücü: Arbitrum Seçimi, DAO Yönetişiminde Pandora’nın Kutusunu Açtı

Orta Seviye4/28/2025, 6:04:59 PM
Yaklaşık 6.5 milyon dolarlık ARB oy gücünün kullanılması, Arbitrum seçim sürecinde merkeziyetsiz yönetişimle ilgili büyük bir tartışmayı tetikledi.Bu gelişme, merkeziyetsiz yönetişimde oy piyasalarının yükselişiyle birlikte, DeFi yönetişim modellerinin meşruiyetini, güvenliğini ve reform ihtiyacını sorgulatan kritik bir örnek teşkil ediyor.

LobbyFinance (LobbyFi) adlı bir platform, kullanıcıların görece düşük bir maliyet karşılığında ARB token’ları üzerinde oy hakkı elde etmesini mümkün kıldı ve bu sayede kilit bir komite üyesi seçimini önemli ölçüde etkiledi.

Ethereum ekosisteminde öne çıkan bir Katman 2 çözümü olan ArbitrumDAO, sadece teknik kapasitesiyle değil, aynı zamanda geniş topluluğa dayanan merkeziyetsiz yapısıyla da önemli beklentilere sahiptir.
ARB token sahiplerinin kolektif iradesiyle yönetilen bu protokolün, geleceğe yön vermesi beklenmektedir.

Ancak yakın dönemde yaşanan bu olay, DeFi yönetişiminde uzun süredir tartışılan bir konuyu tekrar gün yüzüne çıkardı: oy hakkının ekonomik yollarla devredilebilir olması.
LobbyFinance’ın sunduğu bu imkan sayesinde, büyük bir oy gücü sınırlı kaynaklarla elde edilerek, seçim sonuçlarında belirleyici oldu.

Bu durum, “bir token \= bir oy” modelinin yapısal zayıflıklarını açıkça ortaya koydu.
DAO yönetişiminde karar almanın şeffaflığı ve temsiliyetin güvenirliği ciddi şekilde sorgulanır hale geldi.
Bu gelişme, sadece tekil bir vaka mıydı yoksa merkeziyetsiz yönetişim sistemlerinin daha köklü bir kırılganlığına mı işaret ediyor?

5 ETH ile Aktif Edilen 6.5M ARB Oy Gücü: Delegasyon Mekanizmasında Şeffaflık Krizi

Nisan 2025’in başlarında, ArbitrumDAO, yeni kurulan Denetim ve Şeffaflık Komitesi (OAT) üyeleri için seçim gerçekleştiriyordu. Sıradan bir topluluk yönetişim etkinliği gibi görünen bu süreç, görünüşte küçük çaplı bir işlemle sarsıldı.

Bir DeFi araştırmacısı olan @DefiIgnas adlı kullanıcıya göre, hitmonlee.eth adlı bir adres, LobFi platformunu kullanarak 19.3 milyon ARB token üzerinde oy hakkı elde etti. Bunun karşılığında yalnızca 5 ETH (o dönem yaklaşık 10.000 dolar) harcadı. O sırada, bu 19.3 milyon ARB token’ın toplam piyasa değeri yaklaşık 6.5 milyon dolardı.

Daha da dikkat çekici olan şey, bu oy hakkının, Wintermute ve L2Beat gibi uzun süredir ArbitrumDAO’da yer alan, tanınmış temsilcilerden bile daha fazla etkiye sahip olmasıydı. ArbitrumDAO, büyük token payına sahip temsilcilerin aktif rol aldığı bir topluluk yönetişim sistemine sahiptir.

hitmonlee.eth, oylarını farklı adaylara dağıtmadı; bunun yerine tamamını, OAT Komitesi adaylarından biri olan DeFi geliştiricisi ve uzmanı Joseph Schiarizzi için kullandı. Bu denli büyük bir oy gücünün yönlendirilmesi, seçim sonucunda belirleyici bir rol oynadı ve Schiarizzi’nin OAT Komitesi’ne seçilmesini sağladı.

Bu gelişmenin arkasındaki temel etken LobbyFinance (LobbyFi) adlı platformdu. LobbyFi, bir yönetişim etki protokolü olarak tanımlanıyor; daha yalın bir ifadeyle bu yapı, bir “oy yetkisi kiralama pazarı” niteliği taşıyor. Platformun modeli, token sahiplerinin oy kullanma haklarını belirli bir getiri karşılığında geçici olarak devretmelerine izin veriyor. Bu oy yetkisi, açık artırma yoluyla ya da sabit fiyatla (“anında satın al”) edinilebiliyor.

Arbitrum OAT seçiminde, hitmonlee.eth, LobbyFi’nin “anında satın al” seçeneği üzerinden oy haklarını devraldı. LobbyFi, işlemlerin şeffaf olduğunu ve piyasa tekliflerinin herkese açık şekilde görüntülenebildiğini iddia ediyor. Ancak sistemin özü, yönetişim hakkını doğrudan token satın almadan ticarileştirmek üzerine kurulu. Böylece, sınırlı sermayeyle büyük ölçekte yönetim etkisi kazanmak mümkün hâle geliyor.

Seçim Skandalının Arkasındaki Ekonomik Teşvikler

Bu olay etrafındaki tartışmanın temelinde, sistemdeki ekonomik teşviklerin dengesizliği yer alıyor. Bir OAT Komitesi üyesi yalnızca sembolik bir görevde bulunmuyor; aynı zamanda maddi karşılığı olan bir pozisyonda bulunuyor.
Pozisyonun; 12 aylık süre boyunca yaklaşık 47.1 ETH (aylık yaklaşık 7.500 USD) ve potansiyel olarak 100.000 ARB token’a kadar bonus içerdiği tahmin ediliyor. Bu da toplamda yaklaşık 66 ETH’lik bir değer anlamına geliyor.

Bu bağlamda, hitmonlee.eth’in yalnızca 5 ETH harcayarak bu pozisyonun güvence altına alınmasına katkı sağlaması, yönetişim gücüne erişimle potansiyel ödül arasında büyük bir asimetri olduğunu gösteriyor.
Bu tür yapılar, kısa vadeli yatırımcılar için güçlü bir ekonomik teşvik oluşturuyor ve DAO yönetişimini spekülasyona açık hâle getiriyor.

Seçilen aday olan @CupOJoseph, sonradan yaptığı açıklamada mevcut oy satın alma modeline eleştirel yaklaştı. “Şu anki oy hakkı bedeli çok düşük ve ciddi yapısal riskler taşıyor,” diyen Schiarizzi, “Bir DAO’dan 10.000 dolar değerinde oy etkisi kazanmak yalnızca 1.000 dolara mal olmamalı” ifadesiyle sistemin kusurlarına dikkat çekti.
Bu açıklama, rüşvet iddialarından uzak dursa da sistemsel zayıflıklara yönelik dolaylı bir uyarı niteliği taşıdı.

Bu, LobbyFi’deki tek örnek değil. Araştırmacı @DefiIgnas, 0.07 ETH (o dönemde 150 USD’den az) gibi cüzi bir miktarla 20.1 milyon ARB token’ın oy gücünün devralındığını ortaya koydu.
Bu durum, DAO yönetişiminin sermayeye karşı korunmasız kaldığı ve sistemin düşük maliyetli manipülasyonlara açık olduğu yönünde ciddi endişelere yol açtı.

Topluluk Tartışması ve Bölünmüş Görüşler: DAO Yönetimi Düzenleyici Radar Altına Girebilir

Arbitrum oylama vakası, toplulukta ciddi bir yankı uyandırdı ve hem Arbitrum Vakfı’nı hem de DAO katılımcılarını, yönetişim üzerindeki oy piyasası etkisiyle doğrudan yüzleşmeye itti. Bu gelişme, DAO yapılarındaki güvenlik açıklarının gün yüzüne çıkması açısından önemli bir eşik olarak değerlendiriliyor.

Olayın ardından Arbitrum Vakfı, resmi yönetişim forumunda “DAO Tartışması: Oy Kullanma Hizmetleri” başlıklı bir açık tartışma başlattı. Vakıf, bu olayı yalnızca bir kriz olarak değil, aynı zamanda sistemsel dönüşüm için bir fırsat olarak tanımladı.

Ancak ilk refleks, bu tür hizmetleri doğrudan yasaklamak yerine, topluluğun kolektif karar alma mekanizmasına başvurmak oldu. Tartışmayı merkezi bir kararla değil, DAO’nun açık yönetişim ilkeleri doğrultusunda ilerletmeyi tercih eden vakıf, sürecin çözümünü birlikte üretme hedefiyle topluluğa devretti.

Yeni teklife göre, LobbyFi, Arbitrum DAO içinde birkaç aydır aktifti; ancak bu olay, bir kullanıcının seçim sonucunu etkilemek amacıyla yönetişim gücü için doğrudan sermaye harcadığı ilk örnek olarak kayda geçti.

Topluluk içerisindeki yanıtlar net bir şekilde ikiye bölündü.
Sert çizgideki grup, oy hakkı devri uygulamasına karşı sıfır tolerans politikasını savunarak, bu yolla kullanılan oyların geçersiz sayılması veya tamamen yok sayılması gerektiğini öne sürdü.

Diğer tarafta yer alanlar ise, token ağırlıklı yönetişim sisteminin doğasında, oy hakkının transferinin kaçınılmaz bir piyasa etkisi olduğunu savundu. Bu görüşe göre, böyle uygulamaların tamamen yasaklanması yalnızca sistemi daha görünmez alanlara iterdi.
Bu gruptakiler, en azından LobbyFi gibi platformların işlemleri izlenebilir hale getirdiğini, bunun da zincir dışı özel anlaşmalardan daha şeffaf bir ortam sunduğunu ileri sürdü. Hatta bazıları, hareketsiz oy gücünün aktifleşmesinin, katılım oranlarını artırabileceğini belirtti.

Tartışmaların ilerleyen safhalarında, odak noktası sorunun tamamen yasaklanması yerine pozitif yönetişim teşviklerinin artırılması oldu.
Öne çıkan fikir, dürüst katılımcıların ödüllendirilmesini sağlayarak, oy hakkı devrinin cazibesini azaltmak yönündeydi.

DAO yönetişimindeki düzensizlik ve güvenlik açıklarının, düzenleyici otoritelerin ilgisini çekmeye başlaması şaşırtıcı değil. Katten tarafından yayımlanan bir rapora göre, ABD’deki SEC ve CFTC gibi regülasyon kurumları, DeFi protokollerini ve DAO yapısını aktif olarak izlemeye aldı.

SEC, 2017’de TheDAO hakkında yürüttüğü soruşturmada, bazı DAO’ların ihraç ettiği yönetişim token’larının menkul kıymet sayılabileceğini açıkça ifade etmişti.

CFTC’nin OokiDAO davasında ise mahkeme, DAO’ların “tüzel kişiliği olmayan dernek” olarak tanımlanabileceğine ve bu yapının token sahiplerini kolektif yasal sorumluluk altına sokabileceğine karar verdi.

Öte yandan, SEC’in MangoMarkets özelindeki soruşturması, ilk kez yönetişim token’larının doğrudan yasal statüsünü mercek altına aldığını gösterdi.

Eğer DAO yönetişimi geniş çaplı manipülasyonlara açık bir yapı olarak değerlendirilirse ve yeterli iç denetimden yoksun görülürse, DAO yapıları mevcut finansal düzenleme rejimlerine entegre edilme riskini taşıyabilir. Bu durum, yönetişim token’larının yasal sınıflandırmasını da kökten etkileyebilir.

Pandora’nın Kutusu Açıldı mı? Sermaye, DAO Yönetimini Ele mi Geçiriyor?

Arbitrum’daki oylama skandalı, izole bir istisna değil; aksine DAO yönetişimi çerçevesinde daha derin ve sistemik bir krizle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. LobbyFi gibi oy platformlarının yükselişi, DAO’ların “bir token, bir oy” ilkesinin kırılgan yönlerini görünür hale getirdi.

DAO felsefesi, topluluk odaklı karar alma ve merkezsiz protokol yönetimine dayanır.
Ancak, oy piyasalarının yaygınlaşması, yönetişim gücünün sermaye tarafından satın alınabilir hale gelmesine neden olmakta ve karar alma süreçlerini kısa vadeli çıkar odaklı bir yapıya dönüştürebilmektedir.

Bu eğilimin daha uç bir örneği, 9 Şubat 2022’de gerçekleşen BuildFinanceDAO olayında gözlemlendi. Bir kullanıcı, açık piyasadan yeterli sayıda BUILD token satın alarak yönetişim kontrolünü ele geçirdi. Ardından kendisine token basımı ve hazinedeki varlıkları kullanma yetkisi verilmesini teklif etti ve yaklaşık 470.000 dolar değerdeki varlığı aktararak BUILD token’ının değerini sıfıra çekti.

2022’de Beanstalk Farms, saldırganın tek bir blok içinde büyük miktarda yönetişim token’ı borçlanarak ve acil bir teklif sunarak protokol rezervlerinden 182 milyon dolar çektiği bir flash kredi saldırısıyla karşılaştı. Bu olay, DAO yönetişim mekanizmalarındaki yapısal zayıflıkları gözler önüne serdi ve oy piyasalarının, saldırganlar için daha düşük maliyetli ve stratejik bir araç sunduğunu kanıtladı.

ArbitrumDAO oylama skandalı, DAO yönetişim modellerinin verimlilik, adalet ve güvenlik dengesini kurma konusundaki mevcut açmazlarını yansıtan bir prizma işlevi görüyor. “Bir token, bir oy” modelinin yüzeydeki basitliğinin altında, merkezi sermayenin merkezsiz yönetişim ideallerini aşındırma riski yatıyor. LobbyFi gibi oy piyasalarının ortaya çıkışı, piyasa mantığı çerçevesinde bir verimlilik ürünü olsa da, aynı zamanda yönetişim manipülasyonlarına zemin hazırlayarak ciddi yapısal tehditler yaratabiliyor.

Şu anda herkes için geçerli olacak tek bir çözüm yolu bulunmuyor. Oy piyasalarını tamamen yasaklamak, uygulanabilirliği düşük bir strateji olabilir ve sorunu gölgeli alanlara itebilirken; serbest bırakmak da DAO’ları spekülatif sermayenin oyun alanına çevirebilir. Bu skandal, tüm DAO aktörleri için bir uyarı niteliğindedir: merkezsiz yönetişim tek başına bir ütopya değildir. Sürekli olarak tasarım, iyileştirme ve topluluk müzakeresi gerektiren, oldukça karmaşık bir sistemdir. Önümüzdeki dönemde, DeFi alanı için asıl soru şudur: kötü niyetli sermaye saldırılarına dayanıklı, fakat Web3’ün açık ve izinsiz yapısına sadık bir yönetişim modeli nasıl kurulabilir?

Yasal Uyarı

Bu makale, Pan News Lab kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazarı Frank’e aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.
Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.

6.5M Dolarlık Oy Gücü: Arbitrum Seçimi, DAO Yönetişiminde Pandora’nın Kutusunu Açtı

Orta Seviye4/28/2025, 6:04:59 PM
Yaklaşık 6.5 milyon dolarlık ARB oy gücünün kullanılması, Arbitrum seçim sürecinde merkeziyetsiz yönetişimle ilgili büyük bir tartışmayı tetikledi.Bu gelişme, merkeziyetsiz yönetişimde oy piyasalarının yükselişiyle birlikte, DeFi yönetişim modellerinin meşruiyetini, güvenliğini ve reform ihtiyacını sorgulatan kritik bir örnek teşkil ediyor.

LobbyFinance (LobbyFi) adlı bir platform, kullanıcıların görece düşük bir maliyet karşılığında ARB token’ları üzerinde oy hakkı elde etmesini mümkün kıldı ve bu sayede kilit bir komite üyesi seçimini önemli ölçüde etkiledi.

Ethereum ekosisteminde öne çıkan bir Katman 2 çözümü olan ArbitrumDAO, sadece teknik kapasitesiyle değil, aynı zamanda geniş topluluğa dayanan merkeziyetsiz yapısıyla da önemli beklentilere sahiptir.
ARB token sahiplerinin kolektif iradesiyle yönetilen bu protokolün, geleceğe yön vermesi beklenmektedir.

Ancak yakın dönemde yaşanan bu olay, DeFi yönetişiminde uzun süredir tartışılan bir konuyu tekrar gün yüzüne çıkardı: oy hakkının ekonomik yollarla devredilebilir olması.
LobbyFinance’ın sunduğu bu imkan sayesinde, büyük bir oy gücü sınırlı kaynaklarla elde edilerek, seçim sonuçlarında belirleyici oldu.

Bu durum, “bir token \= bir oy” modelinin yapısal zayıflıklarını açıkça ortaya koydu.
DAO yönetişiminde karar almanın şeffaflığı ve temsiliyetin güvenirliği ciddi şekilde sorgulanır hale geldi.
Bu gelişme, sadece tekil bir vaka mıydı yoksa merkeziyetsiz yönetişim sistemlerinin daha köklü bir kırılganlığına mı işaret ediyor?

5 ETH ile Aktif Edilen 6.5M ARB Oy Gücü: Delegasyon Mekanizmasında Şeffaflık Krizi

Nisan 2025’in başlarında, ArbitrumDAO, yeni kurulan Denetim ve Şeffaflık Komitesi (OAT) üyeleri için seçim gerçekleştiriyordu. Sıradan bir topluluk yönetişim etkinliği gibi görünen bu süreç, görünüşte küçük çaplı bir işlemle sarsıldı.

Bir DeFi araştırmacısı olan @DefiIgnas adlı kullanıcıya göre, hitmonlee.eth adlı bir adres, LobFi platformunu kullanarak 19.3 milyon ARB token üzerinde oy hakkı elde etti. Bunun karşılığında yalnızca 5 ETH (o dönem yaklaşık 10.000 dolar) harcadı. O sırada, bu 19.3 milyon ARB token’ın toplam piyasa değeri yaklaşık 6.5 milyon dolardı.

Daha da dikkat çekici olan şey, bu oy hakkının, Wintermute ve L2Beat gibi uzun süredir ArbitrumDAO’da yer alan, tanınmış temsilcilerden bile daha fazla etkiye sahip olmasıydı. ArbitrumDAO, büyük token payına sahip temsilcilerin aktif rol aldığı bir topluluk yönetişim sistemine sahiptir.

hitmonlee.eth, oylarını farklı adaylara dağıtmadı; bunun yerine tamamını, OAT Komitesi adaylarından biri olan DeFi geliştiricisi ve uzmanı Joseph Schiarizzi için kullandı. Bu denli büyük bir oy gücünün yönlendirilmesi, seçim sonucunda belirleyici bir rol oynadı ve Schiarizzi’nin OAT Komitesi’ne seçilmesini sağladı.

Bu gelişmenin arkasındaki temel etken LobbyFinance (LobbyFi) adlı platformdu. LobbyFi, bir yönetişim etki protokolü olarak tanımlanıyor; daha yalın bir ifadeyle bu yapı, bir “oy yetkisi kiralama pazarı” niteliği taşıyor. Platformun modeli, token sahiplerinin oy kullanma haklarını belirli bir getiri karşılığında geçici olarak devretmelerine izin veriyor. Bu oy yetkisi, açık artırma yoluyla ya da sabit fiyatla (“anında satın al”) edinilebiliyor.

Arbitrum OAT seçiminde, hitmonlee.eth, LobbyFi’nin “anında satın al” seçeneği üzerinden oy haklarını devraldı. LobbyFi, işlemlerin şeffaf olduğunu ve piyasa tekliflerinin herkese açık şekilde görüntülenebildiğini iddia ediyor. Ancak sistemin özü, yönetişim hakkını doğrudan token satın almadan ticarileştirmek üzerine kurulu. Böylece, sınırlı sermayeyle büyük ölçekte yönetim etkisi kazanmak mümkün hâle geliyor.

Seçim Skandalının Arkasındaki Ekonomik Teşvikler

Bu olay etrafındaki tartışmanın temelinde, sistemdeki ekonomik teşviklerin dengesizliği yer alıyor. Bir OAT Komitesi üyesi yalnızca sembolik bir görevde bulunmuyor; aynı zamanda maddi karşılığı olan bir pozisyonda bulunuyor.
Pozisyonun; 12 aylık süre boyunca yaklaşık 47.1 ETH (aylık yaklaşık 7.500 USD) ve potansiyel olarak 100.000 ARB token’a kadar bonus içerdiği tahmin ediliyor. Bu da toplamda yaklaşık 66 ETH’lik bir değer anlamına geliyor.

Bu bağlamda, hitmonlee.eth’in yalnızca 5 ETH harcayarak bu pozisyonun güvence altına alınmasına katkı sağlaması, yönetişim gücüne erişimle potansiyel ödül arasında büyük bir asimetri olduğunu gösteriyor.
Bu tür yapılar, kısa vadeli yatırımcılar için güçlü bir ekonomik teşvik oluşturuyor ve DAO yönetişimini spekülasyona açık hâle getiriyor.

Seçilen aday olan @CupOJoseph, sonradan yaptığı açıklamada mevcut oy satın alma modeline eleştirel yaklaştı. “Şu anki oy hakkı bedeli çok düşük ve ciddi yapısal riskler taşıyor,” diyen Schiarizzi, “Bir DAO’dan 10.000 dolar değerinde oy etkisi kazanmak yalnızca 1.000 dolara mal olmamalı” ifadesiyle sistemin kusurlarına dikkat çekti.
Bu açıklama, rüşvet iddialarından uzak dursa da sistemsel zayıflıklara yönelik dolaylı bir uyarı niteliği taşıdı.

Bu, LobbyFi’deki tek örnek değil. Araştırmacı @DefiIgnas, 0.07 ETH (o dönemde 150 USD’den az) gibi cüzi bir miktarla 20.1 milyon ARB token’ın oy gücünün devralındığını ortaya koydu.
Bu durum, DAO yönetişiminin sermayeye karşı korunmasız kaldığı ve sistemin düşük maliyetli manipülasyonlara açık olduğu yönünde ciddi endişelere yol açtı.

Topluluk Tartışması ve Bölünmüş Görüşler: DAO Yönetimi Düzenleyici Radar Altına Girebilir

Arbitrum oylama vakası, toplulukta ciddi bir yankı uyandırdı ve hem Arbitrum Vakfı’nı hem de DAO katılımcılarını, yönetişim üzerindeki oy piyasası etkisiyle doğrudan yüzleşmeye itti. Bu gelişme, DAO yapılarındaki güvenlik açıklarının gün yüzüne çıkması açısından önemli bir eşik olarak değerlendiriliyor.

Olayın ardından Arbitrum Vakfı, resmi yönetişim forumunda “DAO Tartışması: Oy Kullanma Hizmetleri” başlıklı bir açık tartışma başlattı. Vakıf, bu olayı yalnızca bir kriz olarak değil, aynı zamanda sistemsel dönüşüm için bir fırsat olarak tanımladı.

Ancak ilk refleks, bu tür hizmetleri doğrudan yasaklamak yerine, topluluğun kolektif karar alma mekanizmasına başvurmak oldu. Tartışmayı merkezi bir kararla değil, DAO’nun açık yönetişim ilkeleri doğrultusunda ilerletmeyi tercih eden vakıf, sürecin çözümünü birlikte üretme hedefiyle topluluğa devretti.

Yeni teklife göre, LobbyFi, Arbitrum DAO içinde birkaç aydır aktifti; ancak bu olay, bir kullanıcının seçim sonucunu etkilemek amacıyla yönetişim gücü için doğrudan sermaye harcadığı ilk örnek olarak kayda geçti.

Topluluk içerisindeki yanıtlar net bir şekilde ikiye bölündü.
Sert çizgideki grup, oy hakkı devri uygulamasına karşı sıfır tolerans politikasını savunarak, bu yolla kullanılan oyların geçersiz sayılması veya tamamen yok sayılması gerektiğini öne sürdü.

Diğer tarafta yer alanlar ise, token ağırlıklı yönetişim sisteminin doğasında, oy hakkının transferinin kaçınılmaz bir piyasa etkisi olduğunu savundu. Bu görüşe göre, böyle uygulamaların tamamen yasaklanması yalnızca sistemi daha görünmez alanlara iterdi.
Bu gruptakiler, en azından LobbyFi gibi platformların işlemleri izlenebilir hale getirdiğini, bunun da zincir dışı özel anlaşmalardan daha şeffaf bir ortam sunduğunu ileri sürdü. Hatta bazıları, hareketsiz oy gücünün aktifleşmesinin, katılım oranlarını artırabileceğini belirtti.

Tartışmaların ilerleyen safhalarında, odak noktası sorunun tamamen yasaklanması yerine pozitif yönetişim teşviklerinin artırılması oldu.
Öne çıkan fikir, dürüst katılımcıların ödüllendirilmesini sağlayarak, oy hakkı devrinin cazibesini azaltmak yönündeydi.

DAO yönetişimindeki düzensizlik ve güvenlik açıklarının, düzenleyici otoritelerin ilgisini çekmeye başlaması şaşırtıcı değil. Katten tarafından yayımlanan bir rapora göre, ABD’deki SEC ve CFTC gibi regülasyon kurumları, DeFi protokollerini ve DAO yapısını aktif olarak izlemeye aldı.

SEC, 2017’de TheDAO hakkında yürüttüğü soruşturmada, bazı DAO’ların ihraç ettiği yönetişim token’larının menkul kıymet sayılabileceğini açıkça ifade etmişti.

CFTC’nin OokiDAO davasında ise mahkeme, DAO’ların “tüzel kişiliği olmayan dernek” olarak tanımlanabileceğine ve bu yapının token sahiplerini kolektif yasal sorumluluk altına sokabileceğine karar verdi.

Öte yandan, SEC’in MangoMarkets özelindeki soruşturması, ilk kez yönetişim token’larının doğrudan yasal statüsünü mercek altına aldığını gösterdi.

Eğer DAO yönetişimi geniş çaplı manipülasyonlara açık bir yapı olarak değerlendirilirse ve yeterli iç denetimden yoksun görülürse, DAO yapıları mevcut finansal düzenleme rejimlerine entegre edilme riskini taşıyabilir. Bu durum, yönetişim token’larının yasal sınıflandırmasını da kökten etkileyebilir.

Pandora’nın Kutusu Açıldı mı? Sermaye, DAO Yönetimini Ele mi Geçiriyor?

Arbitrum’daki oylama skandalı, izole bir istisna değil; aksine DAO yönetişimi çerçevesinde daha derin ve sistemik bir krizle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. LobbyFi gibi oy platformlarının yükselişi, DAO’ların “bir token, bir oy” ilkesinin kırılgan yönlerini görünür hale getirdi.

DAO felsefesi, topluluk odaklı karar alma ve merkezsiz protokol yönetimine dayanır.
Ancak, oy piyasalarının yaygınlaşması, yönetişim gücünün sermaye tarafından satın alınabilir hale gelmesine neden olmakta ve karar alma süreçlerini kısa vadeli çıkar odaklı bir yapıya dönüştürebilmektedir.

Bu eğilimin daha uç bir örneği, 9 Şubat 2022’de gerçekleşen BuildFinanceDAO olayında gözlemlendi. Bir kullanıcı, açık piyasadan yeterli sayıda BUILD token satın alarak yönetişim kontrolünü ele geçirdi. Ardından kendisine token basımı ve hazinedeki varlıkları kullanma yetkisi verilmesini teklif etti ve yaklaşık 470.000 dolar değerdeki varlığı aktararak BUILD token’ının değerini sıfıra çekti.

2022’de Beanstalk Farms, saldırganın tek bir blok içinde büyük miktarda yönetişim token’ı borçlanarak ve acil bir teklif sunarak protokol rezervlerinden 182 milyon dolar çektiği bir flash kredi saldırısıyla karşılaştı. Bu olay, DAO yönetişim mekanizmalarındaki yapısal zayıflıkları gözler önüne serdi ve oy piyasalarının, saldırganlar için daha düşük maliyetli ve stratejik bir araç sunduğunu kanıtladı.

ArbitrumDAO oylama skandalı, DAO yönetişim modellerinin verimlilik, adalet ve güvenlik dengesini kurma konusundaki mevcut açmazlarını yansıtan bir prizma işlevi görüyor. “Bir token, bir oy” modelinin yüzeydeki basitliğinin altında, merkezi sermayenin merkezsiz yönetişim ideallerini aşındırma riski yatıyor. LobbyFi gibi oy piyasalarının ortaya çıkışı, piyasa mantığı çerçevesinde bir verimlilik ürünü olsa da, aynı zamanda yönetişim manipülasyonlarına zemin hazırlayarak ciddi yapısal tehditler yaratabiliyor.

Şu anda herkes için geçerli olacak tek bir çözüm yolu bulunmuyor. Oy piyasalarını tamamen yasaklamak, uygulanabilirliği düşük bir strateji olabilir ve sorunu gölgeli alanlara itebilirken; serbest bırakmak da DAO’ları spekülatif sermayenin oyun alanına çevirebilir. Bu skandal, tüm DAO aktörleri için bir uyarı niteliğindedir: merkezsiz yönetişim tek başına bir ütopya değildir. Sürekli olarak tasarım, iyileştirme ve topluluk müzakeresi gerektiren, oldukça karmaşık bir sistemdir. Önümüzdeki dönemde, DeFi alanı için asıl soru şudur: kötü niyetli sermaye saldırılarına dayanıklı, fakat Web3’ün açık ve izinsiz yapısına sadık bir yönetişim modeli nasıl kurulabilir?

Yasal Uyarı

Bu makale, Pan News Lab kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazarı Frank’e aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.
Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.

Şimdi Başlayın
İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde Türk lirası ile kripto alın, satın.