Ethereum, uzun süredir beklenen Fusaka ağ güncellemesini 3 Aralık’ta başarıyla devreye aldığını resmi olarak duyurdu. Yükseltme; ölçeklenebilirliği artırmayı, veri kullanılabilirliğini güçlendirmeyi ve Layer-2 işlem maliyetlerini daha öngörülebilir hale getirmeyi amaçlayan bir dizi önemli teknik iyileştirmeyi beraberinde getirdi. Ethereum Foundation, güncellemenin aktif edildiğini resmî duyurusuyla toplulukla paylaşırken, geliştiriciler Fusaka’nın Ethereum’un uzun vadeli yol haritasında kritik bir kapasite artışı sağladığını vurguladı.

Bu, 2025 yılındaki ikinci büyük Ethereum hard fork’u olup (ilki Mayıs 2025’teki Pectra), ağın ölçeklenebilirliğini artırmayı ve Layer-2 işlemlerinin maliyetlerini düşürmeyi hedefleyen kapsamlı bir güncellemedir. Fusaka ile Ethereum’un işlem kapasitesini ve verimliliğini artıracak teknik yenilikler devreye alınırken, genel kullanıcı deneyimini de iyileştirecek adımlar atılmıştır.
Fusaka, Ethereum blok zincirinin planlı protokol yükseltmelerinden biridir ve 3 Aralık 2025’te mainnet üzerinde belirlenen slot’ta etkinleştirilmiştir. İsim geleneğine göre “Fusaka”, konsensüs katmanı yıldız adı Fulu ile yürütme katmanı şehir adı Osaka’nın birleşiminden oluşur. Bu yükseltme, Ethereum’un ölçeklenebilirlik yol haritasında kritik bir adımı temsil eder. Fusaka ile ağın veri işleme yönteminde köklü bir değişikliğe gidilmiştir: düğümler (node) artık büyük veri bloklarını bütünüyle indirmek yerine küçük örnekler alarak doğrulama yapabilmektedir. Bu yenilik sayesinde her bir düğümün bant genişliği ve depolama ihtiyacı yaklaşık %85 oranında azalır. Aynı zamanda rollup türü Layer-2 ağlar, Ethereum ana zincirine çok daha fazla veriyi daha ucuza gönderebileceği için L2 üzerindeki işlem ücretlerinin %40-60 civarında düşmesi beklenmektedir. Kısacası Fusaka, Ethereum protokolüne daha yüksek kapasite, daha düşük işlem maliyeti ve yeni özellikler kazandıran bir güncellemedir.
Fusaka’nın temel motivasyonu, ağın artan kullanımı ve rollup odaklı ölçeklenme vizyonu doğrultusunda bir sonraki adımı atmaktır. Önceki büyük güncellemeler Ethereum’un temelini güçlendirmiş olsa da, L2 çözümlerinin yoğun talebini karşılamak için daha fazlasına ihtiyaç duyuluyordu. Özellikle 2024’teki Dencun fork’unda tanıtılan blob veri taşıyıcıları, L2 işlemlerinin maliyetlerini %90’lara varan oranlarda düşürmüştü. Ancak 2025’e gelindiğinde popüler rollup ağları (Arbitrum, Optimism, zkSync vb.), mevcut blob veri kapasitesini bile yoğun dönemlerde doldurmaya başlamıştı. Fusaka güncellemesi, bu ölçeklenebilirlik darboğazını aşmak ve Ethereum’u uzun vadede 100.000+ TPS gibi son derece yüksek bir işlem hacmine hazırlamak üzere tasarlandı.
Ayrıca Fusaka, Ethereum’da kullanıcı deneyimini iyileştirme hedefinin bir parçasıdır. Bu güncelleme sayesinde işlem onay sürelerinin kısalması ve kullanıcıların cüzdanlarını kullanırken daha modern kimlik doğrulama yöntemlerine kavuşması mümkün hale gelmektedir. Örneğin Fusaka, akıllı telefonlardaki Face ID/Touch ID gibi biyometrik doğrulama yöntemleriyle Ethereum işlemlerini imzalamayı destekler. Böylece kripto uygulamaları, günlük hayattaki uygulamalara bir adım daha yaklaşarak daha geniş kitlelere hitap edebilecektir.
Özetle, Ethereum geliştiricileri Fusaka’yı ağın ölçeklenebilirlik sınırlarını genişletmek, işlem ücretlerini öngörülebilir seviyelere çekmek ve genel kullanıcı deneyimini güçlendirmek için devreye almıştır. Bu sayede Ethereum’un rekabet gücünün ve artan talebi karşılama kapasitesinin korunması hedeflenmektedir.
Fusaka’nın yeniliklerini daha iyi anlamak için onu son yıllardaki diğer büyük Ethereum güncellemeleriyle karşılaştırmak faydalı olacaktır. Aşağıdaki tabloda, Merge, Shapella, Dencun, Pectra ve Fusaka güncellemelerinin tarihleri ve öne çıkan değişiklikleri özetlenmiştir:
Tablodan görüldüğü gibi Fusaka, özellikle ölçeklenebilirlik alanında önceki yükseltmelerin üzerine çıkarak en ileri adımı atmıştır. Örneğin Dencun ile düşen L2 işlem maliyetleri,
Fusaka’da PeerDAS yeniliği sayesinde çok daha yüksek veri hacimleriyle desteklenmektedir. Bu da Ethereum’un “Surge” (ölçeklenme) aşamasında dev bir sıçrama yapmasına imkan tanır.
Fusaka güncellemesi, bir düzine civarında Ethereum İyileştirme Önerisi (EIP) içerir ve protokolün birden çok yönünü iyileştirir. Öne çıkan teknik değişiklikleri şöyle özetleyebiliriz:
PeerDAS: Veri Erişilebilirliğinde Devrim
Şekil 1: PeerDAS ile düğümler, blob verilerinin tamamını indirmeden küçük parçalarını kontrol ederek veri mevcudiyetini sağlıyor; blok boyutu ve işlem kapasitesi artıyor.
Fusaka’nın en önemli yeniliği olan Peer Data Availability Sampling (PeerDAS, EIP-7594), Ethereum ağında veri kullanılabilirliğini sağlama yöntemini kökten değiştiriyor. Önceden, Layer-2 rollup’ları tarafından gönderilen her bir blob (sıkıştırılmış işlem verisi paketi) tüm doğrulayıcılar tarafından tam olarak indirilip saklanıyordu. PeerDAS ile artık her doğrulayıcı, blob verisinin yalnızca küçük ve rastgele seçilmiş bir kısmını indirip kontrol ediyor. Yeterince çok sayıda düğüm farklı parçaları denetlediğinde, verinin bütününün ağda mevcut olduğu güvenle anlaşılabiliyor.
Bu yaklaşımın pratik sonucu, düğümlerin veri yükünün muazzam şekilde hafiflemesidir. Doğrulayıcılar artık blob verilerinin yaklaşık sadece %12,5’ini indirip depolayacak, yani bant genişliği ve depolama ihtiyacı ~%85 oranında azalacaktır. Böylece evinde node çalıştıran staker’lar devasa veri indirmeden ağda yer almaya devam edebilecektir. Bu durum, daha fazla kişinin merkeziyetsiz biçimde node çalıştırabilmesine imkan tanıyarak ağın güvenliğini ve dağıtımını güçlendirir.
PeerDAS, Ethereum’un toplam işlem kapasitesini artırmanın da anahtarlarından biridir. Her blokta daha fazla blob verisi tutulabildiği için rollup’lar binlerce işlemi ana zincire göndermeye devam etse bile temel katman bu yükü kaldırabilecektir. Nitekim Fusaka sonrasında Ethereum’un tüm L2 ekosisteminin toplamda saniyede teorik 100.000+ işleme ulaşabileceği öngörülmektedir.
Bir Ethereum bloğunun ne kadar işlem ve sözleşme çalıştırabileceği, blok gaz limiti ile belirlenir. Fusaka ile bu limit ~30 milyon civarından 60 milyon gasa yükseltilerek yaklaşık iki katına çıkarılmıştır. Böylece tek bir blokta çok daha fazla işlem yer alabilir, L1 üzerindeki işlem hacmi artar.
Ancak gaz limitinin artması, blok boyutunun da büyümesi anlamına gelir. Bu durumun düğümlere aşırı yük bindirmemesi için Fusaka bazı güvenlik önlemleri getirmiştir. Örneğin artık tek bir işlemin tüketebileceği gaz miktarına ~16 milyon gas’lık bir üst sınır getirilmiştir. Böylece devasa bir işlemin tüm bloğu doldurması engellenir ve bloklar daha dengeli dolar. Ayrıca blokların maksimum boyutuna (RLP boyutu) sınır konulmuş, özellikle ağır hesaplama gerektiren ModExp (üssü hesaplama) gibi işlemlerin gaz maliyeti yükseltilmiştir. Bu sayede gaz limit artışıyla gelebilecek hizmet engelleme (DoS) riskleri azaltılmış ve istemci yazılımlarının kararlılığı korunmuştur.
Dencun ile Ethereum’a eklenen blob işlemleri ayrı bir ücret piyasasına sahipti. Fusaka ile bu blob ücret piyasasında önemli bir değişiklik yapıldı. EIP-7918 sayesinde blob’lar için taban ücret, Ethereum’un normal gas ücretleriyle daha uyumlu hale getirildi. Artık düşük talep zamanlarında blob ücretlerinin sıfıra yaklaşması engellenecek ve L1’in veri alanı için her zaman makul bir taban ücret korunacak. Bu sayede Layer-2 ağlarının maliyetleri daha öngörülebilir hale gelecek, kullanıcı deneyimi iyileşecektir. Ayrıca yoğun talep anlarında ücretlerin aşırı dalgalanmasını önlemek için fazla blob ücretlerini bir rezerve alıp gerektiğinde geri veren bir mekanizma da devrededir.
Fusaka, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) seviyesinde de yenilikler getiriyor. Bunlardan biri, CLZ (Count Leading Zeros) adlı yeni bir opcode’un eklenmesidir. Bu, bir sayının ikilik gösteriminde baştaki sıfır bitlerinin sayılmasını sağlayarak rastgele sayı üretimi veya kriptografik hesaplamalarda kolaylık sağlar. CLZ ile bazı akıllı sözleşme işlemleri daha az gas tüketerek yapılabilecektir.
Bir diğer yenilik, yaygın donanım güvenlik modüllerinin kullandığı secp256r1 imza algoritması için yerel destek (precompile) eklenmesidir. Bu sayede Apple Secure Enclave veya Android Keystore gibi ortamlarda üretilen WebAuthn (passkey) uyumlu anahtarlar Ethereum üzerinde doğrudan kullanılabilecektir. Örneğin bir kullanıcı cep telefonundaki Face ID/Touch ID ile bir Ethereum işlemini imzalayabilecek duruma gelir. Seed phrase yerine cihazların yerleşik güvenliğini kullanabilmek, kripto işlemlerini hem bireysel hem kurumsal kullanıcılar için daha erişilebilir hale getirecektir.
Bunların dışında Fusaka, protokolde çeşitli bakım ve iyileştirme adımları da içeriyor. Örneğin PoW döneminden kalma bazı gereksiz veriler temizlenerek yeni düğüm kurulumlarında disk yükü azaltıldı (EIP-7642). Ayrıca EIP-7917 ile blok teklif sıralaması deterministik hale getirildi. Böylece hangi doğrulayıcının ne zaman blok üreteceği önceden bilinebilir olup gelecekte anında onay gibi kullanıcı deneyimi iyileştirmelerinin önü açıldı.
Fusaka güncellemesinin etkileri, Ethereum ekosisteminin farklı paydaşları için özetle şöyle olacaktır:
Fusaka yükseltmesi, Ethereum topluluğu ve geliştiriciler tarafından genel olarak olumlu karşılandı. Güncellemenin sorunsuz aktif edilmesiyle ağ performansında sorun yaşanmadı; doğrulayıcı katılımı yüksek kaldı ve blok üretimi kesintisiz devam etti. Bu başarılı geçiş, Ethereum’un planlı yükseltmeler konusundaki güçlü sicilini pekiştirdi ve istemci ekipleri arasındaki koordinasyonun başarısını gösterdi.
Toplulukta özellikle passkey (biyometrik imza) desteği ve düşen ücretler büyük heyecan yarattı. Bir Ethereum geliştiricisi, iPhone’un Face ID özelliğiyle işlem imzalamayı mümkün kılan yeniliği “normal kullanıcıları blokzincire taşımak için büyük bir kazanım” diyerek övdü. Pek çok kişi de Fusaka’yı Ethereum’un ölçeklenebilirlik vizyonunda dev bir adım, gerçek bir “oyun değiştirici” olarak değerlendirdi.
Çekirdek geliştiriciler de Fusaka’nın Ethereum’un rollup merkezli yol haritasında önemli bir aşamayı tamamladığı görüşünde birleşiyor. 2025 yılında Pectra ve Fusaka gibi iki büyük fork’un art arda başarıyla uygulanmış olması, Ethereum’un geliştirme temposunun arttığına dair güven verdi. Fusaka ile elde edilen kazanımların, önümüzdeki dönemde artan ağ kullanımı ve büyüyen ekosistemle birlikte Ethereum’un gücünü daha da pekiştireceği düşünülüyor.


