2021’de piyasanın yansıtıcılığı, DeFi ve NFT’ler gibi birkaç baskın anlatının yanı sıra bol likiditeyle beslendi. Bugün geldiğimiz noktada ise piyasa belirgin biçimde parçalanmış durumda.
Peki, neden bu döngü yüzeyde geniş bir hareket alanı sunuyormuş gibi görünse de, derinlikten yoksun?
Buraya son yazdığımdan bu yana uzun zaman geçti. Ama artık 2025’e girmişken, son dönem düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bu sadece düzenli bir piyasa tutkununun güncel değerlendirmesi.
Unutmadan ekleyeyim: burada paylaştıklarım yatırım tavsiyesi değildir. Bu kaotik ve öngörülemez “palyaço kumarhanesi” diye adlandırılan kripto dünyasında, yatırım yapmadan önce mutlaka kendi araştırmanızı yapın ve temkinli olun.
2025’te kripto piyasası, 2021’e kıyasla oldukça farklı bir görünüm sergiliyor. O dönemde DeFi ve NFT gibi birkaç baskın anlatı, bol likiditeyle güçlü bir piyasa momentumu yaratıyordu. Bugün ise piyasa, sayısız küçük anlatıya bölünmüş durumda. Her gün yeni “sıcak token”lar ve kavramlar ortaya çıkıyor, ancak likidite o kadar dağılmış ki refleksivite – hâlâ mevcut olsa da – artık yoğun bir etki yaratamıyor. Etki, çok sayıda token ve anlatı arasında yayılmış durumda ve bu da “geniş ama sığ” bir piyasa yapısı ortaya çıkarıyor. Birçok varlık sınırlı kazançlar sağlıyor, fakat çok azı anlamlı bir yukarı yönlü ivmeyi sürdürebiliyor.
Bu makale, bu parçalı yapıda refleksivitenin nasıl işlediğini, likiditenin nasıl görünmeyen bir engel haline geldiğini ve bu piyasa koşullarında kişisel duruşumu nasıl şekillendirdiğimi ele alıyor.
Ya dibe yaklaşıyoruz ya da çoktan dibe vurduk (gerçi bu, portföyümü haklı çıkarma isteğim de olabilir). Bu yıl, çoğu sektörde keskin düzeltmeler yaşandı. Yapay zeka ve meme tokenları en çok zarar görenler arasında yer alıyor; %80-%90’lara varan düşüşler görüldü.
Eğer hâlâ hikâyelerin peşindeyseniz ya da “bir sonraki büyük token”ı arıyorsanız, muhtemelen piyasanın ne kadar parçalı ve likiditenin ne kadar zayıf olduğunu fark etmişsinizdir. Bu boğa piyasasının başlangıcını ben 2024 Ocak olarak görüyorum. Ancak bazıları için bu tarih Kasım 2022 ya da FTX sonrası Ocak 2023 olabilir. O zamandan bu yana, BTC, ETH ve DeFi dışındaki alanlarda bir anlatı patlaması yaşanıyor.
Hayvan temalı tokenlar, ilk meta-anlatılardan biri olarak hâlâ aktif. Dogecoin ve Catcoin gibi projeler, sayısız alt kategoriye öncülük etti.
Geleneksel finans dünyasında öne çıkan bu anlatı, spekülatif hype yerine “temel” ticaret yaklaşımıyla sunuluyor. Dikkat çeken projeler arasında $ONDO, $PRCL ve $CPOOL var.
Başlangıçta $RNDR ve $AGIX gibi projeler etrafında şekillenen AI anlatısı, zamanla zeki ajanlara ve yeni yapısal çerçevelere kaydı. Öne çıkanlar: $VIRTUAL, $ARC, $AI16Z.
Bu alt kategori, yapay zekânın DeFi görevlerini yerine getirdiği projelere odaklanıyor. Başlıca örnekler: $GRIFFAIN, $ANON.
Adından anlaşılacağı gibi, siyasi figürler üzerine inşa edilen projeler. Örnekler: $TRUMP, $MELANIA.
Crypto Twitter’da aktifsinizdir muhtemelen bu anlatıya rastlamışsınızdır: Web2 kurucularının kriptoya geçişi ve burada “kefaret hikâyeleri” yaratmaları. $VINE ve $JELLY bu anlatının en bilinen örneklerinden.
Ancak tüm bunlar yalnızca buzdağının görünen kısmı. Son aylarda, şapka tokenları (wifhats), ünlü tokenlar, hayvanat bahçesi temalı projeler, sevimli hayvan tokenları, “ötenazi hayvanları”, bebek tokenları, yaşlı tokenlar, TikTok tokenları ve daha fazlası gibi sayısız kısa ömürlü trend yaşandı. Bu anlatılar birbirini takip ediyor ve görünürde bir sonu yok.
Daha geniş bir perspektif kazanmak için bazı temel piyasa göstergelerine bakabiliriz: TOTAL3, BTC.D ve stabilcoin arzı.
TOTAL3, Bitcoin ve Ethereum dışındaki tüm kripto varlıkların toplam piyasa değerini temsil eder. Alternatif tokenlar, stablecoinler ve meme tokenların birleşik değerini ölçer. Şu anda bu metrik, Kasım 2021’deki zirve seviyelerine oldukça yakın.
BTC.D, Bitcoin’in toplam kripto piyasa değeri içindeki oranını gösterir. Şu anda %58 seviyesinde seyrediyor ve bu, Kasım 2024’te ulaşılan %61’lik zirvenin biraz altında.
Kasım 2024 ile Ocak 2025 arasında piyasa, özellikle yapay zekâ ve meme coin trendleri etrafında şekillenen on-chain aktivitenin etkisiyle bir “altcoin sezonu” yaşadı. Bu dönemde BTC.D gerilerken, TOTAL3 kayda değer biçimde yükseldi. Aynı zamanda stabilcoin arzı da büyüyerek 215 milyar doları aştı.
George Soros, refleksiviteyi; piyasa beklentileri ile ekonomik temeller arasında oluşan pozitif bir geri besleme döngüsü olarak tanımlar. Bu döngü, fiyatların temel değerlerden önemli ölçüde ve kalıcı biçimde sapmasına neden olur. Daha basit bir ifadeyle, “hikâyeleri fiyatlar şekillendirir, fiyatları hikâyeler değil” düşüncesidir.
Kripto piyasası refleksivite için son derece elverişli bir ortamdır çünkü:
2017’de ICO patlaması yaşandı, 2020’de DeFi getirisi çiftçiliği piyasaya damgasını vurdu, 2021’de ise memecoin’ler ve NFT’ler merkez sahneye çıktı. Örneğin, Ocak–Mayıs 2021 arasında Dogecoin (DOGE) neredeyse 200 kat değer kazandı.
Dogecoin, refleksiviteye dair adeta ders kitabı niteliğinde bir örnek oldu. Herhangi bir öznel değeri veya değerleme modeli olmamasına rağmen, bugün “meme coin” kavramının öncüsü olarak kabul ediliyor. Özellikle Elon Musk gibi yüksek profilli isimlerin destekleri, hype ve talep yaratan bir özgüven döngüsünü tetikledi.
O dönem stablecoin likiditesi bugünkü seviyelere yakın olsa da, yatırım seçenekleri daha sınırlıydı. Bu da sermaye ve spekülasyonun büyük ölçüde Dogecoin’de toplanmasına yol açtı. Piyasanın yeni olması, perakende yatırımcılardaki coşku, pandemi kaynaklı sosyal koşullar ve teşvik ödemeleri; şüpheciliği azalttı ve meme kültürünün yükselmesine zemin hazırladı.
İlginç olan, bu çılgınlığın neredeyse tamamen perakende spot işlemlerle yönlendirilmiş olmasıydı, kaldıraçlı türev işlemlerle değil. Dogecoin’in zirve yaptığı dönemde açık pozisyon (OI) sadece 60 milyon dolar civarındaydı. Bugün ise Dogecoin, zirve fiyatının yarısında işlem görmesine rağmen açık pozisyonu 1.5 milyar doları aşmış durumda.
2024’te kripto piyasası, önceki döngü kalıplarından belirgin şekilde sapmış durumda. Bitcoin dirençli kalmayı sürdürürken, çoğu altcoin ilgi çekmekte zorlanıyor. Piyasa, yatırımcıların sürekli bir anlatıdan diğerine atlaması nedeniyle adeta “dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu” (DEHB) etkisi altında. Bu da hiçbir anlatının uzun süreli momentum sağlayamamasına yol açıyor.
Stablecoin likiditesi, 2021’e kıyasla benzer seviyelerde olsa da refleksivite, anlatılar arasında bölünmüşlük nedeniyle zayıflamış durumda. Öne çıkan anlatılar arasında yapay zeka (AI), merkeziyetsiz fiziksel altyapı (DePIN), gerçek dünya varlıkları (RWA) ve sayısız memecoin yer alıyor.
Refleksivitenin zayıflamasının başlıca nedenleri şöyle:
Bugün çoğu yeni token veya anlatı, kısa süreli bir heyecan yarattıktan sonra Bitconnect benzeri bir şekilde hızla çöküyor. Geleneksel anlamda bir “altcoin sezonu” artık çok daha zor yakalanır hale geldi. Eskiden Bitcoin’den altcoinlere doğru akan sermaye güvenilir bir işaretti, ancak bu döngüde bu geçiş neredeyse hiç gerçekleşmedi.
@intuitioNot’un da belirttiği gibi, önceki döngülerin aksine bu kez Ethereum ve diğer büyük altcoinler belirgin bir performans gösteremedi. Hatta Ethereum, hâlâ tüm zamanların en yüksek seviyesini geçebilmiş değil.
Bugün kripto pazarı daha çok genişlikle tanımlanıyor, ancak derinlikten yoksun. Birçok token kısa süreli ve sınırlı fiyat artışları yaşasa da, hiçbirine yönelik güven güçlü ya da kalıcı değil. 2024 sonunda piyasanın ne kadar parçalanmış hale geldiği net biçimde görüldü: Bitcoin hakimiyeti, 2021 başından bu yana görülmeyen seviyelere çıktı. Ocak 2025 itibarıyla bu oran %65’e ulaştı. Bu durum, diğer tokenların Bitcoin’e kıyasla ciddi ölçüde geri kaldığını gösteriyor, ancak buna rağmen toplam kripto piyasa değeri büyümeye devam etti.
Piyasada farklı düzeylerde aktivite gösteren sayısız token olmasına rağmen, çok azı yukarı yönlü momentumu sürdürebildi ve Bitcoin’in performansını geride bırakabildi. 2024 boyunca Altcoin Sezon Endeksi sürekli olarak “Bitcoin Sezonu” bölgesinde kaldı.
Bu piyasa döngüsünde “dikkat”, en değerli varlık haline geldi. Geleneksel temeller ve tokenomikler, meme’ler, viral trendler ve refleksif heyecan karşısında geri planda kaldı.
Bu durumu tanımlamak için kullanılan kavram “Dikkatomik”. Bu anlayışa göre, birçok tokenın değeri, altında yatan teknolojiden ya da ekonomik modelden ziyade ne kadar dikkat çekebildiğiyle belirleniyor.
Binlerce tokenla dolu bir piyasada insan dikkati gerçekten nadir ve sınırlı bir kaynak. Dikkat çekebilen projeler genellikle fiyat artışıyla ödüllendiriliyor. @redphonecrypto’nun da doğru şekilde ifade ettiği gibi:
“Attentionomics dünyasında bir token’ın dikkat çekme kapasitesi, diğer tüm metriklerin önüne geçiyor. Bu konuda ne kadar başarılıysa, potansiyel kazancı da o kadar yüksek oluyor. Üstelik bu yetenek, bazı oldukça somut ve gözlemlenebilir faktörlerle ölçülebiliyor.”
Bugünün sosyal medya merkezli kripto piyasasında “Attentionomics”, kendini besleyen bir “dikkat çarkı” gibi işler. Döngü genellikle şu şekilde gelişir:
Bir Viral Kıvılcım: Bir meme ya da olay merak uyandırır ve yeni bir anlatıya zemin hazırlar. Bu da birinin yeni bir token başlatmasına neden olur. “Ghiblification” buna iyi bir örnektir.
Erken Hype: İlk spekülatörler hızlıca devreye girer ve token fiyatı yükselmeye başlar. Kripto dünyasında fiyat hareketi bizzat içeriğe dönüşür. Saatler içinde 10 kat artan grafikler sosyal medyada yayılır, bu da daha fazla ilgiyi beraberinde getirir.
Fiyatın Hype Kanıtı Olarak Kullanılması: Fiyat artışı, memenin gücünün kanıtı olarak görülür. Bu, bir sonraki “moonshot” fırsatını kaçırmak istemeyen ikinci bir alıcı dalgasını tetikler. Gelen likidite fiyatı daha da yukarı çekerken, kısa sürede benzer tokenlar (beta tokenlar) ortaya çıkar.
Geri Bildirim Döngüsü: Bu dikkat → fiyat → daha fazla dikkat döngüsü inanılmaz hızlı ilerleyebilir. Bazen mizahi bir fikrin ortaya çıkmasından sadece saatler sonra tamamlanabilir.
Ana Akıma Giriş: Eğer çılgınlık yeterince büyürse, kripto topluluğunun dışına taşar. Medyada yer alır, borsalarda listelenir ya da ünlü isimlerden destek alır. Tüm bunlar, hype’ı artırırken değer yaratır.
Bu refleksif döngü, dikkati adeta potansiyel enerjiye dönüştürür. Kripto etkileyicisi Cobie’nin gözlemlediği gibi:
Kripto dünyasında herkes kıtlıktan bahseder – NFT’lerin dijital kıtlığı ya da ‘dünyada 55 milyon milyoner var ama sadece 21 milyon Bitcoin var’ gibi ifadelerle. Oysa gerçek şu: kriptoda asıl kıt kaynak dikkattir. Risk almak isteyen sermaye kıt değil.”
Dikkat çekme piyangosu”nu kazanan projeler veya tokenlar, geleneksel finans dünyasında nadiren görülen büyüklükte piyasa değerlerine ulaşabilir.
2024–2025’in en popüler tokenlarını düşündüğümde, çoğunun temeli aslında birer “fiyat memesi”ydi – yani şakalar, servet üretme kodlarına dönüştü.
Örneğin, $ROUTINE
$ROUTINE, gündemdeki bir konuya dayalı olarak tamamen bir şaka ve para kazanma fırsatı olarak yaratıldı. İlginçtir ki bu açık “kendini parodi” etme hali yatırımcıları caydırmak yerine cezbetti. Proje, kripto kültürünün ironik mizah anlayışına tam anlamıyla uyum sağladı.
Ancak dikkat odaklı bu tür projeler genellikle kısa ömürlü olma eğiliminde. Bu kırılganlığa karşı koymak amacıyla, en başarılı bazı mizah projeleri tokenlarına gerçek bir kullanım alanı kazandırmaya veya altyapı inşa etmeye çalışıyor.
Bu strateji gerçekten işe yarıyor mu?
Örneğin $PEPE. Proje ekibi, büyük topluluğunu kullanarak Pepe Chain adında bir Layer 2 ağı ve ilgili ürünleri geliştirmeyi planladı. Pepe temalı bir Katman 2 (L2) ağı veya merkeziyetsiz borsa (DEX) kurarak, $PEPE sahiplerine tokenı sadece alıp satmanın ötesinde kullanabilecekleri alanlar sunmak istiyor. Amaç, bu güçlü “meme markası” bilinirliğiyle gerçek kullanıcı tabanını yakalamak.
Ancak birçok meme projesinde bu sözde “fayda” genellikle fiyat artışından sonra geliştirilen bir gerekçe gibi duruyor. Bazı meme temalı DEX’ler veya ürün mağazaları olsa da, bunlar çoğu zaman tokena uzun vadeli anlamlı bir değer katmıyor. Sonuçta, bu “fayda” çoğunlukla topluluğun spekülatif eğilimlerini perdeleyen ince bir örtü haline geliyor.
Bu gibi durumlarda dikkat hâlâ ana motor olurken, ürün ve altyapı genellikle geri planda kalıyor.
Dikkat başka bir yöne kaydığında ne olur? Tacirler, adeta sonsuz bir döngüye girer. Kripto dünyasında sermaye sürekli olarak bir sektörden diğerine akar ya da risk eğrisinde aşağıya doğru ilerleyerek “kopya” tokenlara (beta tokenlar) yönelir. Bu durum artık oldukça yaygın bir strateji haline geldi.
Mevcut anlatının sürdürülebilir bir %10 getiri sunmadığı yerde, özellikle ilk dalgayı kaçıranlar için en mantıklı yöntem, daha küçük ve kısa süreli dalgaları kovalamak oluyor. Bu döngüsel hareket, “Euthanasia Coaster” adlı meme’e bile ilham verdi.
Bu senaryo birçok kez gerçek hayatta da oynandı. Örneğin, tüccarlar $ROUTINE üzerinden büyük kârlar elde ettikten sonra, kazançlar hızla aynı viral videodan esinlenen bir diğer meme coin olan $SARATOGA’ya aktı.
Bu sıcak para döngüsü, neden piyasada zaman zaman anlamsız görünen hareketler yaşandığını da açıklıyor. Bir hafta tüm köpek temalı meme coinler yükseliyor, ertesi hafta AI ile ilgili tokenlar ön plana çıkıyor, ardından biri “Yearn henüz pompalanmadı, belki de sıradaki odur” dediği için eski DeFi tokenlarına rastgele ilgi doğabiliyor.
Bu hızlı tempolu ve refleksif oyunun temel mantığı şöyle:
Mevcut kripto piyasası, derinlikten çok genişlik üzerinden tanımlanıyor. Çok sayıda anlatı ve token, birbirinden izole mini döngüler içinde sınırlı büyümeler yaşıyor. Belki de bu, daha derin ve birleşik bir piyasa döngüsüne geçmeden önceki bir geçiş aşaması. ETF onayları ve gerçek dünya varlıklarının (RWA) entegrasyonu gibi kurumsal gelişmeler, nihayetinde daha geniş kapsamlı bir boğa koşusunu tetikleyebilir, altcoin piyasasına sermaye akıtabilir, stabilcoin arzındaki “kuru barutu” harekete geçirebilir, Bitcoin hakimiyetini azaltabilir ve klasik bir “alt sezon” başlatabilir.
Öte yandan, piyasanın bu parçalı yapısı kripto endüstrisinin olgunlaştığını da gösterebilir. Ekosistem artık o kadar büyük ve çeşitli ki, herkesin aynı anlatıya FOMO yapması gerçekçi değil. 2017’deki gibi tüm tokenların birlikte yükseldiği dönem geride kaldı. Bugün başarılı olmak için seçici, çevik ve kuşkucu olmak gerekiyor.
Piyasa nereye evrilirse evrilsin, refleksivite bir rol oynamaya devam edecek—yalnızca biçimi ve şiddeti değişebilir. Asıl mesele, hangi geri bildirim döngülerinin sadece geçici heves olduğunu, hangilerinin ise kalıcı trendlere dönüşme potansiyeli taşıdığını fark edebilmektir.
Bir hikâyenin sona erdiğini düşündüğünüzde, hiç beklenmedik bir şekilde geri dönebilir. “Trump mizah tokenları”nın bir gün popüler olacağını kim öngörebilirdi? Ama oldular. Aynı şekilde, “başarısız olamayacak kadar büyük” sandığınız bir varlık bile sert düşüşler yaşayabilir—örneğin ETH’nin 1.800 doların altına yeniden inmesi gibi.
Bu piyasa evrim geçirmeye devam ederken, ben de bu döngüden çıkardığım bazı temel derslere sadık kalacağım: esnek kalmak, ne zaman geri adım atılması gerektiğini bilmek ve her yeni anlatıya temkinle yaklaşmak.
Piyasayı “geniş ama derin olmayan” olarak tanımlamak bir eleştiri gibi algılanabilir, fakat aynı zamanda olgunlaşmakta olan bir ekosistemin gerçeğini de yansıtır. Sonraki aşamada derinliğin geri dönüşünü görebiliriz ya da piyasa daha küçük, niş gruplara bölünebilir. Her iki durumda da, hazırlıklı olanlar için fırsatlar, hazırlıksızlar için ise tuzaklar kaçınılmazdır.
Refleksivite kaybolmadı, sadece daha karmaşık hale geldi. Güvende kalın, dikkatli olun ve meme coin’iniz bir apartmana dönüşürse özgürlüğünüzü unutmayın.
Bu makale, Techflowpost.com kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazara aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.
Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.
Paylaş
İçindekiler
2021’de piyasanın yansıtıcılığı, DeFi ve NFT’ler gibi birkaç baskın anlatının yanı sıra bol likiditeyle beslendi. Bugün geldiğimiz noktada ise piyasa belirgin biçimde parçalanmış durumda.
Peki, neden bu döngü yüzeyde geniş bir hareket alanı sunuyormuş gibi görünse de, derinlikten yoksun?
Buraya son yazdığımdan bu yana uzun zaman geçti. Ama artık 2025’e girmişken, son dönem düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bu sadece düzenli bir piyasa tutkununun güncel değerlendirmesi.
Unutmadan ekleyeyim: burada paylaştıklarım yatırım tavsiyesi değildir. Bu kaotik ve öngörülemez “palyaço kumarhanesi” diye adlandırılan kripto dünyasında, yatırım yapmadan önce mutlaka kendi araştırmanızı yapın ve temkinli olun.
2025’te kripto piyasası, 2021’e kıyasla oldukça farklı bir görünüm sergiliyor. O dönemde DeFi ve NFT gibi birkaç baskın anlatı, bol likiditeyle güçlü bir piyasa momentumu yaratıyordu. Bugün ise piyasa, sayısız küçük anlatıya bölünmüş durumda. Her gün yeni “sıcak token”lar ve kavramlar ortaya çıkıyor, ancak likidite o kadar dağılmış ki refleksivite – hâlâ mevcut olsa da – artık yoğun bir etki yaratamıyor. Etki, çok sayıda token ve anlatı arasında yayılmış durumda ve bu da “geniş ama sığ” bir piyasa yapısı ortaya çıkarıyor. Birçok varlık sınırlı kazançlar sağlıyor, fakat çok azı anlamlı bir yukarı yönlü ivmeyi sürdürebiliyor.
Bu makale, bu parçalı yapıda refleksivitenin nasıl işlediğini, likiditenin nasıl görünmeyen bir engel haline geldiğini ve bu piyasa koşullarında kişisel duruşumu nasıl şekillendirdiğimi ele alıyor.
Ya dibe yaklaşıyoruz ya da çoktan dibe vurduk (gerçi bu, portföyümü haklı çıkarma isteğim de olabilir). Bu yıl, çoğu sektörde keskin düzeltmeler yaşandı. Yapay zeka ve meme tokenları en çok zarar görenler arasında yer alıyor; %80-%90’lara varan düşüşler görüldü.
Eğer hâlâ hikâyelerin peşindeyseniz ya da “bir sonraki büyük token”ı arıyorsanız, muhtemelen piyasanın ne kadar parçalı ve likiditenin ne kadar zayıf olduğunu fark etmişsinizdir. Bu boğa piyasasının başlangıcını ben 2024 Ocak olarak görüyorum. Ancak bazıları için bu tarih Kasım 2022 ya da FTX sonrası Ocak 2023 olabilir. O zamandan bu yana, BTC, ETH ve DeFi dışındaki alanlarda bir anlatı patlaması yaşanıyor.
Hayvan temalı tokenlar, ilk meta-anlatılardan biri olarak hâlâ aktif. Dogecoin ve Catcoin gibi projeler, sayısız alt kategoriye öncülük etti.
Geleneksel finans dünyasında öne çıkan bu anlatı, spekülatif hype yerine “temel” ticaret yaklaşımıyla sunuluyor. Dikkat çeken projeler arasında $ONDO, $PRCL ve $CPOOL var.
Başlangıçta $RNDR ve $AGIX gibi projeler etrafında şekillenen AI anlatısı, zamanla zeki ajanlara ve yeni yapısal çerçevelere kaydı. Öne çıkanlar: $VIRTUAL, $ARC, $AI16Z.
Bu alt kategori, yapay zekânın DeFi görevlerini yerine getirdiği projelere odaklanıyor. Başlıca örnekler: $GRIFFAIN, $ANON.
Adından anlaşılacağı gibi, siyasi figürler üzerine inşa edilen projeler. Örnekler: $TRUMP, $MELANIA.
Crypto Twitter’da aktifsinizdir muhtemelen bu anlatıya rastlamışsınızdır: Web2 kurucularının kriptoya geçişi ve burada “kefaret hikâyeleri” yaratmaları. $VINE ve $JELLY bu anlatının en bilinen örneklerinden.
Ancak tüm bunlar yalnızca buzdağının görünen kısmı. Son aylarda, şapka tokenları (wifhats), ünlü tokenlar, hayvanat bahçesi temalı projeler, sevimli hayvan tokenları, “ötenazi hayvanları”, bebek tokenları, yaşlı tokenlar, TikTok tokenları ve daha fazlası gibi sayısız kısa ömürlü trend yaşandı. Bu anlatılar birbirini takip ediyor ve görünürde bir sonu yok.
Daha geniş bir perspektif kazanmak için bazı temel piyasa göstergelerine bakabiliriz: TOTAL3, BTC.D ve stabilcoin arzı.
TOTAL3, Bitcoin ve Ethereum dışındaki tüm kripto varlıkların toplam piyasa değerini temsil eder. Alternatif tokenlar, stablecoinler ve meme tokenların birleşik değerini ölçer. Şu anda bu metrik, Kasım 2021’deki zirve seviyelerine oldukça yakın.
BTC.D, Bitcoin’in toplam kripto piyasa değeri içindeki oranını gösterir. Şu anda %58 seviyesinde seyrediyor ve bu, Kasım 2024’te ulaşılan %61’lik zirvenin biraz altında.
Kasım 2024 ile Ocak 2025 arasında piyasa, özellikle yapay zekâ ve meme coin trendleri etrafında şekillenen on-chain aktivitenin etkisiyle bir “altcoin sezonu” yaşadı. Bu dönemde BTC.D gerilerken, TOTAL3 kayda değer biçimde yükseldi. Aynı zamanda stabilcoin arzı da büyüyerek 215 milyar doları aştı.
George Soros, refleksiviteyi; piyasa beklentileri ile ekonomik temeller arasında oluşan pozitif bir geri besleme döngüsü olarak tanımlar. Bu döngü, fiyatların temel değerlerden önemli ölçüde ve kalıcı biçimde sapmasına neden olur. Daha basit bir ifadeyle, “hikâyeleri fiyatlar şekillendirir, fiyatları hikâyeler değil” düşüncesidir.
Kripto piyasası refleksivite için son derece elverişli bir ortamdır çünkü:
2017’de ICO patlaması yaşandı, 2020’de DeFi getirisi çiftçiliği piyasaya damgasını vurdu, 2021’de ise memecoin’ler ve NFT’ler merkez sahneye çıktı. Örneğin, Ocak–Mayıs 2021 arasında Dogecoin (DOGE) neredeyse 200 kat değer kazandı.
Dogecoin, refleksiviteye dair adeta ders kitabı niteliğinde bir örnek oldu. Herhangi bir öznel değeri veya değerleme modeli olmamasına rağmen, bugün “meme coin” kavramının öncüsü olarak kabul ediliyor. Özellikle Elon Musk gibi yüksek profilli isimlerin destekleri, hype ve talep yaratan bir özgüven döngüsünü tetikledi.
O dönem stablecoin likiditesi bugünkü seviyelere yakın olsa da, yatırım seçenekleri daha sınırlıydı. Bu da sermaye ve spekülasyonun büyük ölçüde Dogecoin’de toplanmasına yol açtı. Piyasanın yeni olması, perakende yatırımcılardaki coşku, pandemi kaynaklı sosyal koşullar ve teşvik ödemeleri; şüpheciliği azalttı ve meme kültürünün yükselmesine zemin hazırladı.
İlginç olan, bu çılgınlığın neredeyse tamamen perakende spot işlemlerle yönlendirilmiş olmasıydı, kaldıraçlı türev işlemlerle değil. Dogecoin’in zirve yaptığı dönemde açık pozisyon (OI) sadece 60 milyon dolar civarındaydı. Bugün ise Dogecoin, zirve fiyatının yarısında işlem görmesine rağmen açık pozisyonu 1.5 milyar doları aşmış durumda.
2024’te kripto piyasası, önceki döngü kalıplarından belirgin şekilde sapmış durumda. Bitcoin dirençli kalmayı sürdürürken, çoğu altcoin ilgi çekmekte zorlanıyor. Piyasa, yatırımcıların sürekli bir anlatıdan diğerine atlaması nedeniyle adeta “dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu” (DEHB) etkisi altında. Bu da hiçbir anlatının uzun süreli momentum sağlayamamasına yol açıyor.
Stablecoin likiditesi, 2021’e kıyasla benzer seviyelerde olsa da refleksivite, anlatılar arasında bölünmüşlük nedeniyle zayıflamış durumda. Öne çıkan anlatılar arasında yapay zeka (AI), merkeziyetsiz fiziksel altyapı (DePIN), gerçek dünya varlıkları (RWA) ve sayısız memecoin yer alıyor.
Refleksivitenin zayıflamasının başlıca nedenleri şöyle:
Bugün çoğu yeni token veya anlatı, kısa süreli bir heyecan yarattıktan sonra Bitconnect benzeri bir şekilde hızla çöküyor. Geleneksel anlamda bir “altcoin sezonu” artık çok daha zor yakalanır hale geldi. Eskiden Bitcoin’den altcoinlere doğru akan sermaye güvenilir bir işaretti, ancak bu döngüde bu geçiş neredeyse hiç gerçekleşmedi.
@intuitioNot’un da belirttiği gibi, önceki döngülerin aksine bu kez Ethereum ve diğer büyük altcoinler belirgin bir performans gösteremedi. Hatta Ethereum, hâlâ tüm zamanların en yüksek seviyesini geçebilmiş değil.
Bugün kripto pazarı daha çok genişlikle tanımlanıyor, ancak derinlikten yoksun. Birçok token kısa süreli ve sınırlı fiyat artışları yaşasa da, hiçbirine yönelik güven güçlü ya da kalıcı değil. 2024 sonunda piyasanın ne kadar parçalanmış hale geldiği net biçimde görüldü: Bitcoin hakimiyeti, 2021 başından bu yana görülmeyen seviyelere çıktı. Ocak 2025 itibarıyla bu oran %65’e ulaştı. Bu durum, diğer tokenların Bitcoin’e kıyasla ciddi ölçüde geri kaldığını gösteriyor, ancak buna rağmen toplam kripto piyasa değeri büyümeye devam etti.
Piyasada farklı düzeylerde aktivite gösteren sayısız token olmasına rağmen, çok azı yukarı yönlü momentumu sürdürebildi ve Bitcoin’in performansını geride bırakabildi. 2024 boyunca Altcoin Sezon Endeksi sürekli olarak “Bitcoin Sezonu” bölgesinde kaldı.
Bu piyasa döngüsünde “dikkat”, en değerli varlık haline geldi. Geleneksel temeller ve tokenomikler, meme’ler, viral trendler ve refleksif heyecan karşısında geri planda kaldı.
Bu durumu tanımlamak için kullanılan kavram “Dikkatomik”. Bu anlayışa göre, birçok tokenın değeri, altında yatan teknolojiden ya da ekonomik modelden ziyade ne kadar dikkat çekebildiğiyle belirleniyor.
Binlerce tokenla dolu bir piyasada insan dikkati gerçekten nadir ve sınırlı bir kaynak. Dikkat çekebilen projeler genellikle fiyat artışıyla ödüllendiriliyor. @redphonecrypto’nun da doğru şekilde ifade ettiği gibi:
“Attentionomics dünyasında bir token’ın dikkat çekme kapasitesi, diğer tüm metriklerin önüne geçiyor. Bu konuda ne kadar başarılıysa, potansiyel kazancı da o kadar yüksek oluyor. Üstelik bu yetenek, bazı oldukça somut ve gözlemlenebilir faktörlerle ölçülebiliyor.”
Bugünün sosyal medya merkezli kripto piyasasında “Attentionomics”, kendini besleyen bir “dikkat çarkı” gibi işler. Döngü genellikle şu şekilde gelişir:
Bir Viral Kıvılcım: Bir meme ya da olay merak uyandırır ve yeni bir anlatıya zemin hazırlar. Bu da birinin yeni bir token başlatmasına neden olur. “Ghiblification” buna iyi bir örnektir.
Erken Hype: İlk spekülatörler hızlıca devreye girer ve token fiyatı yükselmeye başlar. Kripto dünyasında fiyat hareketi bizzat içeriğe dönüşür. Saatler içinde 10 kat artan grafikler sosyal medyada yayılır, bu da daha fazla ilgiyi beraberinde getirir.
Fiyatın Hype Kanıtı Olarak Kullanılması: Fiyat artışı, memenin gücünün kanıtı olarak görülür. Bu, bir sonraki “moonshot” fırsatını kaçırmak istemeyen ikinci bir alıcı dalgasını tetikler. Gelen likidite fiyatı daha da yukarı çekerken, kısa sürede benzer tokenlar (beta tokenlar) ortaya çıkar.
Geri Bildirim Döngüsü: Bu dikkat → fiyat → daha fazla dikkat döngüsü inanılmaz hızlı ilerleyebilir. Bazen mizahi bir fikrin ortaya çıkmasından sadece saatler sonra tamamlanabilir.
Ana Akıma Giriş: Eğer çılgınlık yeterince büyürse, kripto topluluğunun dışına taşar. Medyada yer alır, borsalarda listelenir ya da ünlü isimlerden destek alır. Tüm bunlar, hype’ı artırırken değer yaratır.
Bu refleksif döngü, dikkati adeta potansiyel enerjiye dönüştürür. Kripto etkileyicisi Cobie’nin gözlemlediği gibi:
Kripto dünyasında herkes kıtlıktan bahseder – NFT’lerin dijital kıtlığı ya da ‘dünyada 55 milyon milyoner var ama sadece 21 milyon Bitcoin var’ gibi ifadelerle. Oysa gerçek şu: kriptoda asıl kıt kaynak dikkattir. Risk almak isteyen sermaye kıt değil.”
Dikkat çekme piyangosu”nu kazanan projeler veya tokenlar, geleneksel finans dünyasında nadiren görülen büyüklükte piyasa değerlerine ulaşabilir.
2024–2025’in en popüler tokenlarını düşündüğümde, çoğunun temeli aslında birer “fiyat memesi”ydi – yani şakalar, servet üretme kodlarına dönüştü.
Örneğin, $ROUTINE
$ROUTINE, gündemdeki bir konuya dayalı olarak tamamen bir şaka ve para kazanma fırsatı olarak yaratıldı. İlginçtir ki bu açık “kendini parodi” etme hali yatırımcıları caydırmak yerine cezbetti. Proje, kripto kültürünün ironik mizah anlayışına tam anlamıyla uyum sağladı.
Ancak dikkat odaklı bu tür projeler genellikle kısa ömürlü olma eğiliminde. Bu kırılganlığa karşı koymak amacıyla, en başarılı bazı mizah projeleri tokenlarına gerçek bir kullanım alanı kazandırmaya veya altyapı inşa etmeye çalışıyor.
Bu strateji gerçekten işe yarıyor mu?
Örneğin $PEPE. Proje ekibi, büyük topluluğunu kullanarak Pepe Chain adında bir Layer 2 ağı ve ilgili ürünleri geliştirmeyi planladı. Pepe temalı bir Katman 2 (L2) ağı veya merkeziyetsiz borsa (DEX) kurarak, $PEPE sahiplerine tokenı sadece alıp satmanın ötesinde kullanabilecekleri alanlar sunmak istiyor. Amaç, bu güçlü “meme markası” bilinirliğiyle gerçek kullanıcı tabanını yakalamak.
Ancak birçok meme projesinde bu sözde “fayda” genellikle fiyat artışından sonra geliştirilen bir gerekçe gibi duruyor. Bazı meme temalı DEX’ler veya ürün mağazaları olsa da, bunlar çoğu zaman tokena uzun vadeli anlamlı bir değer katmıyor. Sonuçta, bu “fayda” çoğunlukla topluluğun spekülatif eğilimlerini perdeleyen ince bir örtü haline geliyor.
Bu gibi durumlarda dikkat hâlâ ana motor olurken, ürün ve altyapı genellikle geri planda kalıyor.
Dikkat başka bir yöne kaydığında ne olur? Tacirler, adeta sonsuz bir döngüye girer. Kripto dünyasında sermaye sürekli olarak bir sektörden diğerine akar ya da risk eğrisinde aşağıya doğru ilerleyerek “kopya” tokenlara (beta tokenlar) yönelir. Bu durum artık oldukça yaygın bir strateji haline geldi.
Mevcut anlatının sürdürülebilir bir %10 getiri sunmadığı yerde, özellikle ilk dalgayı kaçıranlar için en mantıklı yöntem, daha küçük ve kısa süreli dalgaları kovalamak oluyor. Bu döngüsel hareket, “Euthanasia Coaster” adlı meme’e bile ilham verdi.
Bu senaryo birçok kez gerçek hayatta da oynandı. Örneğin, tüccarlar $ROUTINE üzerinden büyük kârlar elde ettikten sonra, kazançlar hızla aynı viral videodan esinlenen bir diğer meme coin olan $SARATOGA’ya aktı.
Bu sıcak para döngüsü, neden piyasada zaman zaman anlamsız görünen hareketler yaşandığını da açıklıyor. Bir hafta tüm köpek temalı meme coinler yükseliyor, ertesi hafta AI ile ilgili tokenlar ön plana çıkıyor, ardından biri “Yearn henüz pompalanmadı, belki de sıradaki odur” dediği için eski DeFi tokenlarına rastgele ilgi doğabiliyor.
Bu hızlı tempolu ve refleksif oyunun temel mantığı şöyle:
Mevcut kripto piyasası, derinlikten çok genişlik üzerinden tanımlanıyor. Çok sayıda anlatı ve token, birbirinden izole mini döngüler içinde sınırlı büyümeler yaşıyor. Belki de bu, daha derin ve birleşik bir piyasa döngüsüne geçmeden önceki bir geçiş aşaması. ETF onayları ve gerçek dünya varlıklarının (RWA) entegrasyonu gibi kurumsal gelişmeler, nihayetinde daha geniş kapsamlı bir boğa koşusunu tetikleyebilir, altcoin piyasasına sermaye akıtabilir, stabilcoin arzındaki “kuru barutu” harekete geçirebilir, Bitcoin hakimiyetini azaltabilir ve klasik bir “alt sezon” başlatabilir.
Öte yandan, piyasanın bu parçalı yapısı kripto endüstrisinin olgunlaştığını da gösterebilir. Ekosistem artık o kadar büyük ve çeşitli ki, herkesin aynı anlatıya FOMO yapması gerçekçi değil. 2017’deki gibi tüm tokenların birlikte yükseldiği dönem geride kaldı. Bugün başarılı olmak için seçici, çevik ve kuşkucu olmak gerekiyor.
Piyasa nereye evrilirse evrilsin, refleksivite bir rol oynamaya devam edecek—yalnızca biçimi ve şiddeti değişebilir. Asıl mesele, hangi geri bildirim döngülerinin sadece geçici heves olduğunu, hangilerinin ise kalıcı trendlere dönüşme potansiyeli taşıdığını fark edebilmektir.
Bir hikâyenin sona erdiğini düşündüğünüzde, hiç beklenmedik bir şekilde geri dönebilir. “Trump mizah tokenları”nın bir gün popüler olacağını kim öngörebilirdi? Ama oldular. Aynı şekilde, “başarısız olamayacak kadar büyük” sandığınız bir varlık bile sert düşüşler yaşayabilir—örneğin ETH’nin 1.800 doların altına yeniden inmesi gibi.
Bu piyasa evrim geçirmeye devam ederken, ben de bu döngüden çıkardığım bazı temel derslere sadık kalacağım: esnek kalmak, ne zaman geri adım atılması gerektiğini bilmek ve her yeni anlatıya temkinle yaklaşmak.
Piyasayı “geniş ama derin olmayan” olarak tanımlamak bir eleştiri gibi algılanabilir, fakat aynı zamanda olgunlaşmakta olan bir ekosistemin gerçeğini de yansıtır. Sonraki aşamada derinliğin geri dönüşünü görebiliriz ya da piyasa daha küçük, niş gruplara bölünebilir. Her iki durumda da, hazırlıklı olanlar için fırsatlar, hazırlıksızlar için ise tuzaklar kaçınılmazdır.
Refleksivite kaybolmadı, sadece daha karmaşık hale geldi. Güvende kalın, dikkatli olun ve meme coin’iniz bir apartmana dönüşürse özgürlüğünüzü unutmayın.
Bu makale, Techflowpost.com kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazara aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.
Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.