Stablecoin’ler, tüm on-chain işlemlerin üçte ikisini oluşturuyor. Takasları kolaylaştırıyor, DeFi’da aktif olarak kullanılıyor ya da sadece hızlı ve düşük maliyetli transferler için tercih ediliyor. Bu alan, ilk büyük ivmesini Bitfinex kullanıcılarının yaşadığı banka kısıtlamalarına çözüm olarak geliştirilen Tether ile kazandı. Bitfinex, USD karşılığında 1:1 desteklenen USDT’yi oluşturdu. Ardından Tether, borsalar arası arbitraj yapan tüccarların hızlı işlem yapma ihtiyacıyla daha da yayıldı. Havale işlemleri günler alırken, Tether işlemleri birkaç blok (dakika) içinde tamamlanabiliyordu.
Bu kripto-özgü başlangıca rağmen stablecoin’ler, ilk kullanım amaçlarının çok ötesine geçti. Bugün günlük para transferlerinde güçlü bir araç hâline geldiler; getiri sağlamak, ürün ödemeleri yapmak ve reel dünyada finansal işlemleri kolaylaştırmak için yoğun şekilde kullanılıyorlar. Stablecoin’ler, toplam kripto piyasa değerinin yaklaşık %5’ini oluşturuyor. Ancak bu varlıkların üzerine inşa edilen sistemler — örneğin Tron gibi zincirler — dahil edildiğinde bu oran yaklaşık %8’e çıkıyor.
Bunca büyümeye rağmen, stablecoin’lerin neden bu kadar hızla yayıldığı, bu genişlemeyi sağlayan projeler ve bu sistemlerle etkileşime giren kullanıcılar hakkında hâlâ çok az içerik var. Bu makale, stablecoin’lerin bu kadar yaygın olmasının nedenlerini, alandaki başlıca oyuncuları ve stablecoin’leri kullanan gerçek kullanıcı profillerini inceleyerek, bu dijital varlıkların neden finansal sistemin bir sonraki evrimi olarak görülmeye başlandığını açıklamayı amaçlıyor.
Biri “para” dediğinde, akla ne gelir? Nakit mi? Dolar mı? Süpermarketteki fiyatlar? Vergiler?
Her durumda para, farklı şeylere ortak bir değer atfetmek için kullanılan bir ölçü birimidir.
Tarihte para önce kabuklar ve tuzla başladı, ardından bakır, gümüş ve altınla devam etti. Bugünse çoğunlukla dolar ve diğer fiat paralarla temsil ediliyor.
Doları merkez alalım. Modern fiat para birimleri — yani devlet destekli, ancak emtia ile desteklenmeyen para birimleri — birçok evrimsel aşamadan geçti. ABD’de, dolar banknotları başlangıçta özel bankalar tarafından basılıyordu. Bugünkü Hong Kong Doları sistemine benzer şekilde, her banka kendi parasını yaratabiliyordu. Bu modelde yaşanan sorunlar nedeniyle devlet müdahale etti ve altına dayalı resmi bir sistem kuruldu.
Önemli gelişmelerin kısa bir özeti:
Bu kısa tarih bize bir şeyi açıkça gösteriyor: Para sürekli değişiyor. Ne olduğu da, nasıl kullanıldığı da zamanla dönüşüyor. Bugün birine PayPal, Zelle, Venmo ya da doğrudan banka transferiyle 20 dolar göndermek sıradan bir işlem. Ancak bazı ortamlarda hâlâ banka transferine garip bakılabiliyor. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerde ve giderek dijitalleşen finansal dünyada stablecoin’ler için de geçerli.
Bugün maaşlar stablecoin ile ödenebiliyor, nakit ihtiyacı için transfer aracı olarak kullanılabiliyor ve geleneksel banka hesaplarının yerini, protokollerde saklanan tasarruflar alıyor. Kişisel olarak, Hyperliquid’in HLP’si, AAVE, Morpho ve StreamDeFi gibi protokolleri bu şekilde kullanıyorum.
Dünyada mevcut finansal sistemler, özellikle en savunmasız tüketici gruplarını zorluyor. Sermaye kontrolleri, tekelci ve hantallaşmış bankalar, yüksek işlem ücretleri artık norm hâline geldi. İşte bu ortamda stablecoin’ler, finansal özgürlüğe açılan bir kapı oldu. Sınır ötesi ödemelerden doğrudan ürün satın alımına kadar birçok işlem bu varlıklarla mümkün hale geldi.
Ama asıl soruyu sormalıyız:
Bu değişim neden bu kadar hızlı oldu?
Ve stablecoin’ler, geleneksel finansal sistemin sunduğu teklifleri nasıl geride bırakabildi?
Stablecoin’ler, esasen USD veya EUR gibi fiat para birimlerine sabitlenmiş dijital token’lardır. Bu makaleyi okuyan pek çok kişi, büyük olasılıkla Kuzey Amerika, Avrupa veya Asya gibi, mevcut finansal sistemin oldukça hızlı, sorunsuz ve verimli olduğu bölgelerde yaşamaktadır.
ABD’de PayPal ve Zelle; Avrupa’da SEPA; Asya’da ise özellikle AliPay ve WeChat Pay gibi yaygın fintech çözümleri bulunur. Bu sistemlerde kullanıcılar, sabah uyandıklarında hesaplarında bakiye olup olmayacağı konusunda endişe duymazlar, hiperenflasyon korkusu yaşamazlar. Küçük miktardaki transferler anlık gerçekleşebilir, büyük transferlerse biraz daha uzun sürebilir — ancak asla yönetilemez hâle gelmez.
Bu bölgelerdeki şirketlerin çoğu, müşterilerin yerel bankacılık sistemlerini kullanmasını zorunlu tutar; çünkü bu yollar genellikle en güvenli ve en az sürtünmeli opsiyonlar olarak görülür.
Dünyanın geri kalanı ise bambaşka bir gerçeklik yaşıyor.
Arjantin’de banka mevduatlarına defalarca el konuldu. Yerel para birimi ise tarih boyunca en kötü performans gösterenler arasında yer aldı. Nijerya’da resmi ve gayriresmî döviz kurları mevcut; para giriş-çıkışıysa hem teknik hem de yasal nedenlerle son derece kısıtlı. İlginçtir ki bu durum, Arjantin için de geçerli.
Orta Doğu’da, banka bakiyeleri herhangi bir gerekçe olmadan dondurulabiliyor. Bu durum, politikayla ilgisi olmayan sıradan insanların bile varlıklarının büyük kısmını banka dışında tutmasına neden olan bir finansal kültür oluşturmuş durumda.
Sadece parayı elde tutmak riskliyken, onu göndermek daha da zor olabiliyor.
SWIFT transferleri hem pahalı hem de yavaş ilerleyebilir. Ayrıca, yukarıda belirtilen nedenlerle birçok kişi geleneksel banka hesabı dahi açamıyor.
Alternatif olarak kullanılan Western Union gibi hizmetler, uluslararası para transferlerinde ciddi ücretler talep eder (örnek fiyat hesaplayıcılarına bakınız). Ayrıca genellikle yerel hükümetlerin belirlediği döviz kurlarını kullanırlar ve bu kurlar, gerçek piyasa değerinden yüksek tutulduğu için kullanıcıya gizli maliyet olarak yansır.
Stablecoin’ler, yerel finansal sistemlerin dışında para tutma imkânı sunar çünkü doğası gereği küreseldirler; işlemler, yerel banka sunucuları yerine blokzincirler üzerinden gerçekleşir. Bu durum, özellikle kripto borsalarının banka hesapları açmakta zorlandığı ve yüksek hacimli para yatırma/çekme işlemleriyle borsalar arası transferler yaptığı bir ortamda daha da anlam kazanıyor.
Örneğin Japonya’da, küresel kripto fiyatlarıyla yerel fiyatlar arasında sürekli bir arbitraj farkı bulunuyordu. Bunun temel sebebi, Japon bankacılık sisteminin ağır bürokrasisi ve uygulanan sermaye kontrolleriydi.
Binance, 2017’de yayımladığı beyaz kâğıdında, daha hızlı takas ve yerleşim sağlamak adına yalnızca stabilcoin-kripto para işlem çiftlerini destekleyeceğini açıkladı. Bu karar, piyasa yapısını kökten değiştirdi. İşlem hacminin büyük kısmı artık stabilcoin çiftlerinde gerçekleşmeye başladı. 2019’da Binance, USDT teminatlı sürekli vadeli işlem sözleşmelerini listeleyerek bu yaklaşımı pekiştirdi. Kullanıcılar artık BTC yerine USDT ile pozisyon açabiliyordu.
Bugün stablecoin’ler, kripto dünyasında temel değer birimi hâline gelmiş durumda. Dahası, bu kabul artık yalnızca kripto işlemleriyle sınırlı değil — stablecoin’ler giderek daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından temel finansal araç olarak benimseniyor.
Bir an durup stablecoin’leri fintech çözümleriyle karşılaştıralım. Her ikisi de hıza, tasarımda yeniliğe ve küresel finansal sorunları çözme iddiasına sahip. Ancak şu ana kadar fintech girişimleri çoğunlukla mevcut sistemin üzerine bir “kullanıcı dostu” katman eklemekten öteye gidemedi. Eski, karmaşık altyapı hâlâ yerinde duruyor. Fintech, sistemi yeniden inşa etmek yerine, sadece cilaladı.
Stablecoin’ler ise son 50 yılın küresel finansal sistemine yönelik ilk ciddi yapısal değişimidir. Hızları, güvenilirlikleri ve zincir üzerinde doğrulanabilir olmaları sayesinde stablecoin’ler, hem değer saklama aracı hem de havale işlemleri için güçlü bir alternatife dönüşmüştür — üstelik yüksek ücretler ödemeden. (Her ne kadar bu, geleneksel sistemlerin sunduğu bazı güvenlik ve düzenleyici garantilerden feragat etmek anlamına gelse de.)
Stablecoin’ler, hem nakit hem de Western Union gibi para transfer sağlayıcılarıyla doğrudan rekabet ediyor. Ancak nakitten daha dayanıklı ve güvenli; fiziksel olarak çalınamaz, selde kaybolmaz. Aynı zamanda yerel para birimlerine kolaylıkla çevrilebilirler.
Üstelik işlem ücretleri çoğu blokzincir üzerinde genellikle 2 doların altında ve sabittir. Bu, Western Union gibi geleneksel hizmetlerin uyguladığı, %0.65’ten başlayıp %4’ün üzerine çıkabilen değişken ücretlerle kıyaslandığında ciddi bir avantaj sağlar.
Stablecoin’lerin daha geniş kabul görmesi ve olgunlaşmasıyla birlikte, geleneksel finans kurumlarının henüz dokunmadığı alanlardaki boşlukları doldurmaları kaçınılmaz hâle geldi. Bu istikrarlı benimseme süreci, ekosistemde bir hizmet patlamasını da beraberinde getirdi; daha karmaşık ve sofistike ürünler ortaya çıktı.
Örneğin, Mountain USDM Arjantin’de birçok platformda reel dünya varlıklarına (RWA) dayalı getiri ürünleri sundu. Ethena Labs ise, kullanıcıların geleneksel bankacılık sistemine veya borsa teminatına ihtiyaç duymadan delta nötr stratejilerle kazanç elde etmelerine olanak tanıdı.
Stablecoin’ler artık sadece ödeme işlemek, değer tutmak ya da yerel para birimlerini satmak için değil; getiri sağlamak, yerel ekonomilerle etkileşime geçmek ve portföy yönetimi yapmak için de kullanılıyor. Bu dönüşüm gerçekleştiğinde, stablecoin’ler yalnızca bireysel kullanıcılar için değil, dünya genelindeki işletmelerin finansal planlamalarında ve bilançolarında da yer edinmeye başlıyor.
Stabilcoinleri içeren en önemli projeler, ihraç eden şirketlerin kendileridir. USDC’nin @circle, USDT’nin @Tether_to, DAI/USDS’@SkyEcosystem, ve PYUSD, çocuğu @PayPalve @Paxos. Bahsetmediğim birçok başka şirket daha var, ancak bunlar ödeme amaçları için kullanılan başlıcalarıdır. Bu şirketlerin çoğu banka hesaplarına sahiptir ve geleneksel havaleleri alır ve bu havaleleri kullanıcıya verdiği sabit paralara dönüştürür.
Durağan koin ihraççısı, kullanıcıya çok küçük bir ücret (genellikle 1-10 baz puan) karşılığında aktarılan fonları tutar. Kullanıcı artık bu varlıkları transfer edebilir ve ihraççı banka hesabındaki varlıklar üzerinde bir float (ya da DeFi doğalı olanlar için getiri) alır. Ticaret firmaları, özellikle birçok borsanın sadece on/off ramp ücret ödemeden kullanan kullanıcılara sert önlemler aldığı için, büyük ölçüde USD-stablecoin hacmi üzerinde işlem yapmaya başladılar. Ticaret firmaları genellikle yerel borsalardan daha iyi fiyatlandırma sunar ve istikrarlı paraların verimliliğini ve rekabet avantajını, tüm büyük ticaret firmalarının bu akışları kolaylaştırmak için birbirleriyle açık rekabet içinde olduğu benzersiz bir ortamda daha da artırır. Bu arada, durağan koin ihraççısı kullanıcı fonlarından faiz kazanırken, kullanıcılara yüksek ücretler yerine float’tan gelir elde etmelerine izin verir.
Burada belirtmek önemlidir ki @SkyEcosystem(Önceki adıyla Maker) biraz farklıdır. Sky, USDS stabilcoin’ini destekleyen çeşitli teminat türlerine ve diğer para birimlerinin teminat rezervlerine sahip karma bir model kullanır. Kullanıcılar bu teminat türlerini yatırır ve protokolden belirlenen bir oranda SUSDS borç alırlar. Kullanıcılar, Tasarruf Oranı modülüne yatırım yaparak bir tür ‘Risk Free Rate’e eşdeğer bir şey kazanabilir veya SUSDS’yi çeşitli platformlarda borç verebilirler. @MorphoLabsve @aave, veya sadece hesaplarında tutarak. Bu sistem, daha güvenli bir getiri seçeneği veya daha riskli bir seçenek sağlar.
Şu anda, çoğu büyük stablecoin ihraççısı doğrudan tüketiciye yönelik değil. Daha çok, tüketicilerle MasterCard’un bankanızla nasıl çalıştığı gibi çeşitli farklı şirketler aracılığıyla etkileşime giriyorlar, ancak doğrudan sizinle değil. @LemonCash, @Bitso, @buenbit, @Belo, ve @RippioCT’de sıkça duymadığımız isimler. Buna rağmen, sadece bu Arjantin borsalarının toplamda 20 milyondan fazla KYC’li kullanıcısı var. Bu, nüfusun 1/7’sine sahip bir ülkede Coinbase’in kullanıcı tabanının yarısı kadar. Geçen yıl, Lemon Cash toplamda yaklaşık 5 milyar dolarlık işlem hacmi gerçekleştirdi, bunun önemli bir yüzdesi stabilcoin-stabilcoin veya ARS-stabilcoin idi. Lemon gibi mekanlar, çoğu P2P olmayan stabilcoin işlemlerinin nasıl işlendiğinin kapıları olarak işlev görür. Bu mekanlar ayrıca önemli miktarda kripto hacmi ve stabilcoin depozitosuna sahiptir, ancak çoğu (Rippio hariç) pazarlarının %90’ı için kendi sipariş defterlerine sahip değildir, bunun yerine siparişleri yönlendirerek işlev görür.
Bu, Robinhood’un bir borsa olmadığı ve bunun yerine fiyatlandırmayı pazar yapıcılar aracılığıyla yönlendirerek yönettiği şekle benziyor. Ben bu platformlara Perakende Mekanları adını veriyorum. Bu, perakende kullanıcılar için kullanıcı deneyimine ve ürüne odaklandıkları ve kendi borsa altyapılarına sahip olmadıkları anlamına gelir. Robinhood’un uygulamasında veya API’sında Pazar Yapıcı kullanmayacağı şekilde, BuenBit veya Lemon da yapmaz; bu sadece onların müşteri tabanları veya hedef kitleleri değildir.
Sonra, gerçek blok zincirleri var, yani bu işlemlerin gerçekleştiği yerler, yani stabil paraların gönderildiği ve işlemlerin ve bakiyelerin takip edildiği yerler. Bu, Gate tarafından domine edilir.@justinsuntron’s @trondao, @binance‘ın Binance Smart Chain’i, @solana, ve @0xPolygon. Bunlar, kullanıcıların değer transferi yapmak için kullandığı zincirlerdir, zorunlu olarak DeFi ile etkileşimde bulunmak veya getiri elde etmek için değil.
Ethereum hala TVL’de büyük bir üstünlük sağlıyor, ancak yüksek maliyeti çoğu sabit coin transferi için çekici hale getirmiyor. Tüm USDT işlemlerinin %92’si Tron’da gerçekleşiyor ve yaklaşık olarak tüm Tron işlemlerinin %96’sı sabit coin ile ilgili iken, Ethereum’da transfer edilen değerin hala yüksek ancak daha düşük bir kısmı olan %70. Ayrıca, sabit coinleri verimli ve ucuz bir şekilde işlemek için çalışan çeşitli yeni zincirler var, bunların başında aslında Ripio, Num Finance, SenseiNode, Cedalio, Buenbit ve FoxBit’ten oluşan bir konsorsiyum olan LaChain geliyor ve bu konsorsiyum başlıca Latin Amerikalı kullanıcılar ve platformları hedefliyor. Bu, sabit coin alanının ne kadar karmaşık ve ince detaylı hale geldiğini gösteriyor ve olgunlaşmaya devam ettikçe daha da karmaşık hale geliyor.
Stabilcoinleri havaleler için kabul görmesiyle, bunlar giderek yerel ödemeler için de kullanılmaya başlandı. Bu noktada, kripto gibi ödeme portal ve kapıları devreye girer, ki bunu stabil fiat para birimine dönüştürmeye veya fiat terimlerinde ödemelere izin vermek için kullanılan sistemler olarak tanımlıyorum. Örneğin, bir tüccar kripto para “kabul” edebilir, ancak gerçekte bu kripto parayı dolar karşılığında satarak banka hesabına alacağı dolarları alabilir veya doğrudan stabilcoin kabul edebilir.
Verilen her zaman sabit paraları geri almak konusunda biraz sürtünme olduğundan, bu süreç kullanıcılar ve platformlar için daha kolay hale getiren birçok şirket bulunmaktadır. Bunlar, oldukça basit ama inanılmaz kullanışlı ürünlerden, Pomelo gibi, geniş bir yelpazede yer almaktadır.https://www.pomelogroup.com/) ile kripto banka kartı işlemlerinin işlenmesine izin verir, daha kapsamlı projelere kadar @zcabramsKöprü. Köprü, istikrarlı paralar, zincirler ve yerel para birimleri arasında kolay transferlere olanak tanır, platformlar ve tüccarlar için sürtünmeyi azaltır, bu da @stripeKöprüyü satın almak, kendi ödeme sistemlerini daha verimli hale getirme yolunda bir adımdı. Köprü gibi sistemler, bir tüccarın gerçekte USDC veya USDT gibi bir ödeme yöntemini kabul etmediği her yerde mevcut olmak zorunda ve bu nedenle portal / geçit, kullanıcılar için stabil paraları dönüştürmek ve bunu sağlamak için genellikle bu iş karşılığında çalışma sermayesine sahip olacaktır. Stabilcoin ödemeleri genişledikçe ve birçok bu platformun karta ve bankacılık sistemlerine kıyasla daha düşük ücretlere sahip olmasından dolayı, tüccarlar stabil paraları kabul ederek birim ekonomilerini artırmak için stabilcoin-stabilcoin hacmi ve son ürünler arasındaki hacim artacaktır. Bu, stabil paraların bankacılık hakimiyetindeki bir ödeme dünyasını şekillendirmeye nasıl başlayabileceğini gösteriyor.
Gittikçe, stabilcoin’leri kullanmaya odaklanan ve mevcut stabilcoin kullanıcılarını on-chain veya önceki platformlardan biri aracılığıyla tasarruf etmeye çalışan şirketler ve projeler de var. Örneğin, Lemon Cash’in kullanıcıların fonlarını yatırabileceği bir seçeneği var. @aavegetiri kazanmak.@MountainUSDMUSDM, stables üzerinde getiri elde ediyor ve çeşitli Latin Amerika Perakende Mekanları ve borsalarda entegre edilmiş durumda. Birçok Perakende Mekanı ve borsa, istikrarlı kripto para birimlerinden elde edilen getiri ve bununla birlikte gelen ücretleri, boğa piyasalarında ticaret ücretlerine ve dolayısıyla ticaret hacimlerine olan bağımlılığın neden olduğu patlama ve çöküş gelir dalgalanmalarını dengelemek için potansiyel olarak karlı bir yol olarak görüyor; bu da boğa piyasalarında çok daha az gelir (derecelerle) elde edilmesine neden oluyor.
Stablecoin’lerin kripto özel kullanımı olmayan kullanımı uluslararası transferler ve giderek artan ödemelerdir. Bununla birlikte, stablecoin’lerin kullanımı etrafındaki altyapı geliştikçe ve daha yaygın hale geldikçe, özellikle gelişmekte olan dünyada tasarrufların da kripto para birimlerine geçmesi muhtemeldir; zaten başlamış durumda. Birkaç hafta önce @tarunchitra bana Gürcistan’daki bir bodega sahibinin müşterilerden Gürcü Lari’nin mevduatlarını nasıl alacağı, bunu USDT’ye nasıl dönüştüreceği ve bundan faiz kazanacağı, kaba bir fiziksel defterdeki bakiyeleri nasıl takip edeceği ve faiz üzerinden bir ücret alacağı hakkında bir hikaye anlattı. Aynı durumda, ödemeler Trust Wallet QR kodları kullanılarak işlenebildi ve bunun nispeten sağlıklı bir bankacılık sistemine sahip bir ülkede gerçekleştiğini belirtmekte fayda var. Arjantin gibi ülkelerde, FT’ye göre vatandaşların geleneksel finansal sistemin dışında nakit olarak USD cinsinden tahmini 200 milyar dolar + var. Bunun yarısı bile zincire veya kriptoya gelirse, DeFi’nin boyutunu iki katına çıkaracak ve toplam stablecoin MC’yi ~%50 artıracaktır ve bu, Çin, Endonezya, Nijerya, Güney Afrika ve Hindistan gibi hepsi önemli kayıt dışı ekonomilere veya bankalara göreceli güvensizliğe sahip olan çok sayıda ülke arasında nispeten küçük bir ülkedir.
Stablecoin kullanımı arttıkça, çok sayıda ek kullanım durumunun da büyümeye devam etmesi muhtemeldir. Şu anda, stabilcoinler yalnızca dünyadaki en nadir kredi biçimlerinden biri olan tamamen teminatlandırılmış kredi için kullanılmaktadır. Bununla birlikte, Coinbase ve diğerlerinin yeni araçlarıyla, KYC bilgileri kullanıcılara sermaye sağlamak için kullanılabilir ve ödemeler yapılmazsa potansiyel olarak olumsuz kredi raporlarına yol açabilir. Stablecoin İhraççıları, USDC’nin %4,7’lik getirisi ve Ethena’nın USDe’deki değişken ancak normalde %10+ getirisinde görüldüğü gibi, getirinin stablecoin sahiplerine “geçmesine” giderek daha fazla izin veriyor. Ayrıca, bir para birimi için başlayan, bir USD stablecoin’e dönüştürülen ve ardından üçüncü bir para birimine dönüştürülen işlemler gibi çapraz fiat işlem hacimleri de artmaktadır. Bu devam ettikçe, doğrudan temel para birimi fiat stablecoin’e dönüştürerek tek bir yerine iki ücret ödemekten kaçınmak için bunun zincir üzerinde daha fazla olmaya başlaması mantıklıdır. Stabilcoinlere daha fazla sermaye tahakkuk ettikçe, giderek daha fazla ürün kriptoda ve zincir üzerinde kullanılabilir hale gelecek ve bu, kriptonun günlük kullanımlarının giderek daha yaygın hale gelmesine yardımcı olacaktır.
Stablecoin’ler hakkında yapılan tartışmalarda yeterince ele alınmadığını düşündüğüm bazı kritik noktalarla bitirmek istiyorum.
Birincisi: Bugün neredeyse her stablecoin, bir noktada geleneksel banka hesaplarına bağımlıdır. Ancak 2023’te USDC’nin “depeg” yaşaması ve Silicon Valley Bank’ın çöküşü bize gösterdi ki, bankacılık sistemi her zaman güvenli bir zemin sunmaz.
İkinci olarak, stablecoin’ler günümüzde ciddi şekilde kara para aklama amacıyla kullanılmaktadır. Eğer stablecoin’lerin sermaye kontrollerinden kaçmak ve yerel para birimlerinden çıkmak için kullanıldığı konusunda hemfikirsek, bu kullanım biçiminin, kullanıcı farkında olmasa bile, teknik olarak kara para aklamayla iç içe olduğunu da kabul etmiş oluyoruz. Bu, güçlü sonuçlar doğuran ama genellikle görmezden gelinen bir “açık sır” hâline gelmiş durumda.
Şu anda, ne Circle ne de Tether yeniden ihraç (redeem) işlemlerine tam anlamıyla izin veriyor. Yani bir kullanıcıya ait stablecoin bakiyesi yasal bir işlem nedeniyle dondurulursa veya varlık çalıntı olarak işaretlenirse, bu fonlar mahkeme kararıyla bile asıl sahibine geri döndürülemiyor. Bu durum, en hafif ifadeyle ahlaki açıdan sorgulanabilir, en ağır hâliyle ise sürdürülemez bir sistemsel zafiyete işaret ediyor.
Önümüzdeki yıllarda hükümetlerin bu alan üzerindeki baskısını artırması bekleniyor. Stablecoin’lerin yasal olarak el konulabilir hâle gelmesi ya da sıkı düzenlemelere tabi tutulması kaçınılmaz görünüyor. Bu baskı, stablecoin’lerin yerini potansiyel olarak merkez bankası dijital para birimlerine (CBDC’lere) bırakmasıyla sonuçlanabilir. Ancak bu konuyu bir sonraki yazıda detaylı şekilde ele alacağım.
Bu baskı ortamı, aynı zamanda tam anlamıyla merkeziyetsiz, devlet müdahalesinden bağımsız şekilde işleyebilen özel stablecoin’ler için de yeni fırsatlar yaratabilir.
Bu konu —stablecoin’lerin “karanlık tarafı”— başlı başına kapsamlı bir analiz gerektiriyor. Muhtemelen bu alanda ayrı bir yazı daha yazacağım.
Bu makale, X‘ten alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazara aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.
Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.
Stablecoin’ler, tüm on-chain işlemlerin üçte ikisini oluşturuyor. Takasları kolaylaştırıyor, DeFi’da aktif olarak kullanılıyor ya da sadece hızlı ve düşük maliyetli transferler için tercih ediliyor. Bu alan, ilk büyük ivmesini Bitfinex kullanıcılarının yaşadığı banka kısıtlamalarına çözüm olarak geliştirilen Tether ile kazandı. Bitfinex, USD karşılığında 1:1 desteklenen USDT’yi oluşturdu. Ardından Tether, borsalar arası arbitraj yapan tüccarların hızlı işlem yapma ihtiyacıyla daha da yayıldı. Havale işlemleri günler alırken, Tether işlemleri birkaç blok (dakika) içinde tamamlanabiliyordu.
Bu kripto-özgü başlangıca rağmen stablecoin’ler, ilk kullanım amaçlarının çok ötesine geçti. Bugün günlük para transferlerinde güçlü bir araç hâline geldiler; getiri sağlamak, ürün ödemeleri yapmak ve reel dünyada finansal işlemleri kolaylaştırmak için yoğun şekilde kullanılıyorlar. Stablecoin’ler, toplam kripto piyasa değerinin yaklaşık %5’ini oluşturuyor. Ancak bu varlıkların üzerine inşa edilen sistemler — örneğin Tron gibi zincirler — dahil edildiğinde bu oran yaklaşık %8’e çıkıyor.
Bunca büyümeye rağmen, stablecoin’lerin neden bu kadar hızla yayıldığı, bu genişlemeyi sağlayan projeler ve bu sistemlerle etkileşime giren kullanıcılar hakkında hâlâ çok az içerik var. Bu makale, stablecoin’lerin bu kadar yaygın olmasının nedenlerini, alandaki başlıca oyuncuları ve stablecoin’leri kullanan gerçek kullanıcı profillerini inceleyerek, bu dijital varlıkların neden finansal sistemin bir sonraki evrimi olarak görülmeye başlandığını açıklamayı amaçlıyor.
Biri “para” dediğinde, akla ne gelir? Nakit mi? Dolar mı? Süpermarketteki fiyatlar? Vergiler?
Her durumda para, farklı şeylere ortak bir değer atfetmek için kullanılan bir ölçü birimidir.
Tarihte para önce kabuklar ve tuzla başladı, ardından bakır, gümüş ve altınla devam etti. Bugünse çoğunlukla dolar ve diğer fiat paralarla temsil ediliyor.
Doları merkez alalım. Modern fiat para birimleri — yani devlet destekli, ancak emtia ile desteklenmeyen para birimleri — birçok evrimsel aşamadan geçti. ABD’de, dolar banknotları başlangıçta özel bankalar tarafından basılıyordu. Bugünkü Hong Kong Doları sistemine benzer şekilde, her banka kendi parasını yaratabiliyordu. Bu modelde yaşanan sorunlar nedeniyle devlet müdahale etti ve altına dayalı resmi bir sistem kuruldu.
Önemli gelişmelerin kısa bir özeti:
Bu kısa tarih bize bir şeyi açıkça gösteriyor: Para sürekli değişiyor. Ne olduğu da, nasıl kullanıldığı da zamanla dönüşüyor. Bugün birine PayPal, Zelle, Venmo ya da doğrudan banka transferiyle 20 dolar göndermek sıradan bir işlem. Ancak bazı ortamlarda hâlâ banka transferine garip bakılabiliyor. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerde ve giderek dijitalleşen finansal dünyada stablecoin’ler için de geçerli.
Bugün maaşlar stablecoin ile ödenebiliyor, nakit ihtiyacı için transfer aracı olarak kullanılabiliyor ve geleneksel banka hesaplarının yerini, protokollerde saklanan tasarruflar alıyor. Kişisel olarak, Hyperliquid’in HLP’si, AAVE, Morpho ve StreamDeFi gibi protokolleri bu şekilde kullanıyorum.
Dünyada mevcut finansal sistemler, özellikle en savunmasız tüketici gruplarını zorluyor. Sermaye kontrolleri, tekelci ve hantallaşmış bankalar, yüksek işlem ücretleri artık norm hâline geldi. İşte bu ortamda stablecoin’ler, finansal özgürlüğe açılan bir kapı oldu. Sınır ötesi ödemelerden doğrudan ürün satın alımına kadar birçok işlem bu varlıklarla mümkün hale geldi.
Ama asıl soruyu sormalıyız:
Bu değişim neden bu kadar hızlı oldu?
Ve stablecoin’ler, geleneksel finansal sistemin sunduğu teklifleri nasıl geride bırakabildi?
Stablecoin’ler, esasen USD veya EUR gibi fiat para birimlerine sabitlenmiş dijital token’lardır. Bu makaleyi okuyan pek çok kişi, büyük olasılıkla Kuzey Amerika, Avrupa veya Asya gibi, mevcut finansal sistemin oldukça hızlı, sorunsuz ve verimli olduğu bölgelerde yaşamaktadır.
ABD’de PayPal ve Zelle; Avrupa’da SEPA; Asya’da ise özellikle AliPay ve WeChat Pay gibi yaygın fintech çözümleri bulunur. Bu sistemlerde kullanıcılar, sabah uyandıklarında hesaplarında bakiye olup olmayacağı konusunda endişe duymazlar, hiperenflasyon korkusu yaşamazlar. Küçük miktardaki transferler anlık gerçekleşebilir, büyük transferlerse biraz daha uzun sürebilir — ancak asla yönetilemez hâle gelmez.
Bu bölgelerdeki şirketlerin çoğu, müşterilerin yerel bankacılık sistemlerini kullanmasını zorunlu tutar; çünkü bu yollar genellikle en güvenli ve en az sürtünmeli opsiyonlar olarak görülür.
Dünyanın geri kalanı ise bambaşka bir gerçeklik yaşıyor.
Arjantin’de banka mevduatlarına defalarca el konuldu. Yerel para birimi ise tarih boyunca en kötü performans gösterenler arasında yer aldı. Nijerya’da resmi ve gayriresmî döviz kurları mevcut; para giriş-çıkışıysa hem teknik hem de yasal nedenlerle son derece kısıtlı. İlginçtir ki bu durum, Arjantin için de geçerli.
Orta Doğu’da, banka bakiyeleri herhangi bir gerekçe olmadan dondurulabiliyor. Bu durum, politikayla ilgisi olmayan sıradan insanların bile varlıklarının büyük kısmını banka dışında tutmasına neden olan bir finansal kültür oluşturmuş durumda.
Sadece parayı elde tutmak riskliyken, onu göndermek daha da zor olabiliyor.
SWIFT transferleri hem pahalı hem de yavaş ilerleyebilir. Ayrıca, yukarıda belirtilen nedenlerle birçok kişi geleneksel banka hesabı dahi açamıyor.
Alternatif olarak kullanılan Western Union gibi hizmetler, uluslararası para transferlerinde ciddi ücretler talep eder (örnek fiyat hesaplayıcılarına bakınız). Ayrıca genellikle yerel hükümetlerin belirlediği döviz kurlarını kullanırlar ve bu kurlar, gerçek piyasa değerinden yüksek tutulduğu için kullanıcıya gizli maliyet olarak yansır.
Stablecoin’ler, yerel finansal sistemlerin dışında para tutma imkânı sunar çünkü doğası gereği küreseldirler; işlemler, yerel banka sunucuları yerine blokzincirler üzerinden gerçekleşir. Bu durum, özellikle kripto borsalarının banka hesapları açmakta zorlandığı ve yüksek hacimli para yatırma/çekme işlemleriyle borsalar arası transferler yaptığı bir ortamda daha da anlam kazanıyor.
Örneğin Japonya’da, küresel kripto fiyatlarıyla yerel fiyatlar arasında sürekli bir arbitraj farkı bulunuyordu. Bunun temel sebebi, Japon bankacılık sisteminin ağır bürokrasisi ve uygulanan sermaye kontrolleriydi.
Binance, 2017’de yayımladığı beyaz kâğıdında, daha hızlı takas ve yerleşim sağlamak adına yalnızca stabilcoin-kripto para işlem çiftlerini destekleyeceğini açıkladı. Bu karar, piyasa yapısını kökten değiştirdi. İşlem hacminin büyük kısmı artık stabilcoin çiftlerinde gerçekleşmeye başladı. 2019’da Binance, USDT teminatlı sürekli vadeli işlem sözleşmelerini listeleyerek bu yaklaşımı pekiştirdi. Kullanıcılar artık BTC yerine USDT ile pozisyon açabiliyordu.
Bugün stablecoin’ler, kripto dünyasında temel değer birimi hâline gelmiş durumda. Dahası, bu kabul artık yalnızca kripto işlemleriyle sınırlı değil — stablecoin’ler giderek daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından temel finansal araç olarak benimseniyor.
Bir an durup stablecoin’leri fintech çözümleriyle karşılaştıralım. Her ikisi de hıza, tasarımda yeniliğe ve küresel finansal sorunları çözme iddiasına sahip. Ancak şu ana kadar fintech girişimleri çoğunlukla mevcut sistemin üzerine bir “kullanıcı dostu” katman eklemekten öteye gidemedi. Eski, karmaşık altyapı hâlâ yerinde duruyor. Fintech, sistemi yeniden inşa etmek yerine, sadece cilaladı.
Stablecoin’ler ise son 50 yılın küresel finansal sistemine yönelik ilk ciddi yapısal değişimidir. Hızları, güvenilirlikleri ve zincir üzerinde doğrulanabilir olmaları sayesinde stablecoin’ler, hem değer saklama aracı hem de havale işlemleri için güçlü bir alternatife dönüşmüştür — üstelik yüksek ücretler ödemeden. (Her ne kadar bu, geleneksel sistemlerin sunduğu bazı güvenlik ve düzenleyici garantilerden feragat etmek anlamına gelse de.)
Stablecoin’ler, hem nakit hem de Western Union gibi para transfer sağlayıcılarıyla doğrudan rekabet ediyor. Ancak nakitten daha dayanıklı ve güvenli; fiziksel olarak çalınamaz, selde kaybolmaz. Aynı zamanda yerel para birimlerine kolaylıkla çevrilebilirler.
Üstelik işlem ücretleri çoğu blokzincir üzerinde genellikle 2 doların altında ve sabittir. Bu, Western Union gibi geleneksel hizmetlerin uyguladığı, %0.65’ten başlayıp %4’ün üzerine çıkabilen değişken ücretlerle kıyaslandığında ciddi bir avantaj sağlar.
Stablecoin’lerin daha geniş kabul görmesi ve olgunlaşmasıyla birlikte, geleneksel finans kurumlarının henüz dokunmadığı alanlardaki boşlukları doldurmaları kaçınılmaz hâle geldi. Bu istikrarlı benimseme süreci, ekosistemde bir hizmet patlamasını da beraberinde getirdi; daha karmaşık ve sofistike ürünler ortaya çıktı.
Örneğin, Mountain USDM Arjantin’de birçok platformda reel dünya varlıklarına (RWA) dayalı getiri ürünleri sundu. Ethena Labs ise, kullanıcıların geleneksel bankacılık sistemine veya borsa teminatına ihtiyaç duymadan delta nötr stratejilerle kazanç elde etmelerine olanak tanıdı.
Stablecoin’ler artık sadece ödeme işlemek, değer tutmak ya da yerel para birimlerini satmak için değil; getiri sağlamak, yerel ekonomilerle etkileşime geçmek ve portföy yönetimi yapmak için de kullanılıyor. Bu dönüşüm gerçekleştiğinde, stablecoin’ler yalnızca bireysel kullanıcılar için değil, dünya genelindeki işletmelerin finansal planlamalarında ve bilançolarında da yer edinmeye başlıyor.
Stabilcoinleri içeren en önemli projeler, ihraç eden şirketlerin kendileridir. USDC’nin @circle, USDT’nin @Tether_to, DAI/USDS’@SkyEcosystem, ve PYUSD, çocuğu @PayPalve @Paxos. Bahsetmediğim birçok başka şirket daha var, ancak bunlar ödeme amaçları için kullanılan başlıcalarıdır. Bu şirketlerin çoğu banka hesaplarına sahiptir ve geleneksel havaleleri alır ve bu havaleleri kullanıcıya verdiği sabit paralara dönüştürür.
Durağan koin ihraççısı, kullanıcıya çok küçük bir ücret (genellikle 1-10 baz puan) karşılığında aktarılan fonları tutar. Kullanıcı artık bu varlıkları transfer edebilir ve ihraççı banka hesabındaki varlıklar üzerinde bir float (ya da DeFi doğalı olanlar için getiri) alır. Ticaret firmaları, özellikle birçok borsanın sadece on/off ramp ücret ödemeden kullanan kullanıcılara sert önlemler aldığı için, büyük ölçüde USD-stablecoin hacmi üzerinde işlem yapmaya başladılar. Ticaret firmaları genellikle yerel borsalardan daha iyi fiyatlandırma sunar ve istikrarlı paraların verimliliğini ve rekabet avantajını, tüm büyük ticaret firmalarının bu akışları kolaylaştırmak için birbirleriyle açık rekabet içinde olduğu benzersiz bir ortamda daha da artırır. Bu arada, durağan koin ihraççısı kullanıcı fonlarından faiz kazanırken, kullanıcılara yüksek ücretler yerine float’tan gelir elde etmelerine izin verir.
Burada belirtmek önemlidir ki @SkyEcosystem(Önceki adıyla Maker) biraz farklıdır. Sky, USDS stabilcoin’ini destekleyen çeşitli teminat türlerine ve diğer para birimlerinin teminat rezervlerine sahip karma bir model kullanır. Kullanıcılar bu teminat türlerini yatırır ve protokolden belirlenen bir oranda SUSDS borç alırlar. Kullanıcılar, Tasarruf Oranı modülüne yatırım yaparak bir tür ‘Risk Free Rate’e eşdeğer bir şey kazanabilir veya SUSDS’yi çeşitli platformlarda borç verebilirler. @MorphoLabsve @aave, veya sadece hesaplarında tutarak. Bu sistem, daha güvenli bir getiri seçeneği veya daha riskli bir seçenek sağlar.
Şu anda, çoğu büyük stablecoin ihraççısı doğrudan tüketiciye yönelik değil. Daha çok, tüketicilerle MasterCard’un bankanızla nasıl çalıştığı gibi çeşitli farklı şirketler aracılığıyla etkileşime giriyorlar, ancak doğrudan sizinle değil. @LemonCash, @Bitso, @buenbit, @Belo, ve @RippioCT’de sıkça duymadığımız isimler. Buna rağmen, sadece bu Arjantin borsalarının toplamda 20 milyondan fazla KYC’li kullanıcısı var. Bu, nüfusun 1/7’sine sahip bir ülkede Coinbase’in kullanıcı tabanının yarısı kadar. Geçen yıl, Lemon Cash toplamda yaklaşık 5 milyar dolarlık işlem hacmi gerçekleştirdi, bunun önemli bir yüzdesi stabilcoin-stabilcoin veya ARS-stabilcoin idi. Lemon gibi mekanlar, çoğu P2P olmayan stabilcoin işlemlerinin nasıl işlendiğinin kapıları olarak işlev görür. Bu mekanlar ayrıca önemli miktarda kripto hacmi ve stabilcoin depozitosuna sahiptir, ancak çoğu (Rippio hariç) pazarlarının %90’ı için kendi sipariş defterlerine sahip değildir, bunun yerine siparişleri yönlendirerek işlev görür.
Bu, Robinhood’un bir borsa olmadığı ve bunun yerine fiyatlandırmayı pazar yapıcılar aracılığıyla yönlendirerek yönettiği şekle benziyor. Ben bu platformlara Perakende Mekanları adını veriyorum. Bu, perakende kullanıcılar için kullanıcı deneyimine ve ürüne odaklandıkları ve kendi borsa altyapılarına sahip olmadıkları anlamına gelir. Robinhood’un uygulamasında veya API’sında Pazar Yapıcı kullanmayacağı şekilde, BuenBit veya Lemon da yapmaz; bu sadece onların müşteri tabanları veya hedef kitleleri değildir.
Sonra, gerçek blok zincirleri var, yani bu işlemlerin gerçekleştiği yerler, yani stabil paraların gönderildiği ve işlemlerin ve bakiyelerin takip edildiği yerler. Bu, Gate tarafından domine edilir.@justinsuntron’s @trondao, @binance‘ın Binance Smart Chain’i, @solana, ve @0xPolygon. Bunlar, kullanıcıların değer transferi yapmak için kullandığı zincirlerdir, zorunlu olarak DeFi ile etkileşimde bulunmak veya getiri elde etmek için değil.
Ethereum hala TVL’de büyük bir üstünlük sağlıyor, ancak yüksek maliyeti çoğu sabit coin transferi için çekici hale getirmiyor. Tüm USDT işlemlerinin %92’si Tron’da gerçekleşiyor ve yaklaşık olarak tüm Tron işlemlerinin %96’sı sabit coin ile ilgili iken, Ethereum’da transfer edilen değerin hala yüksek ancak daha düşük bir kısmı olan %70. Ayrıca, sabit coinleri verimli ve ucuz bir şekilde işlemek için çalışan çeşitli yeni zincirler var, bunların başında aslında Ripio, Num Finance, SenseiNode, Cedalio, Buenbit ve FoxBit’ten oluşan bir konsorsiyum olan LaChain geliyor ve bu konsorsiyum başlıca Latin Amerikalı kullanıcılar ve platformları hedefliyor. Bu, sabit coin alanının ne kadar karmaşık ve ince detaylı hale geldiğini gösteriyor ve olgunlaşmaya devam ettikçe daha da karmaşık hale geliyor.
Stabilcoinleri havaleler için kabul görmesiyle, bunlar giderek yerel ödemeler için de kullanılmaya başlandı. Bu noktada, kripto gibi ödeme portal ve kapıları devreye girer, ki bunu stabil fiat para birimine dönüştürmeye veya fiat terimlerinde ödemelere izin vermek için kullanılan sistemler olarak tanımlıyorum. Örneğin, bir tüccar kripto para “kabul” edebilir, ancak gerçekte bu kripto parayı dolar karşılığında satarak banka hesabına alacağı dolarları alabilir veya doğrudan stabilcoin kabul edebilir.
Verilen her zaman sabit paraları geri almak konusunda biraz sürtünme olduğundan, bu süreç kullanıcılar ve platformlar için daha kolay hale getiren birçok şirket bulunmaktadır. Bunlar, oldukça basit ama inanılmaz kullanışlı ürünlerden, Pomelo gibi, geniş bir yelpazede yer almaktadır.https://www.pomelogroup.com/) ile kripto banka kartı işlemlerinin işlenmesine izin verir, daha kapsamlı projelere kadar @zcabramsKöprü. Köprü, istikrarlı paralar, zincirler ve yerel para birimleri arasında kolay transferlere olanak tanır, platformlar ve tüccarlar için sürtünmeyi azaltır, bu da @stripeKöprüyü satın almak, kendi ödeme sistemlerini daha verimli hale getirme yolunda bir adımdı. Köprü gibi sistemler, bir tüccarın gerçekte USDC veya USDT gibi bir ödeme yöntemini kabul etmediği her yerde mevcut olmak zorunda ve bu nedenle portal / geçit, kullanıcılar için stabil paraları dönüştürmek ve bunu sağlamak için genellikle bu iş karşılığında çalışma sermayesine sahip olacaktır. Stabilcoin ödemeleri genişledikçe ve birçok bu platformun karta ve bankacılık sistemlerine kıyasla daha düşük ücretlere sahip olmasından dolayı, tüccarlar stabil paraları kabul ederek birim ekonomilerini artırmak için stabilcoin-stabilcoin hacmi ve son ürünler arasındaki hacim artacaktır. Bu, stabil paraların bankacılık hakimiyetindeki bir ödeme dünyasını şekillendirmeye nasıl başlayabileceğini gösteriyor.
Gittikçe, stabilcoin’leri kullanmaya odaklanan ve mevcut stabilcoin kullanıcılarını on-chain veya önceki platformlardan biri aracılığıyla tasarruf etmeye çalışan şirketler ve projeler de var. Örneğin, Lemon Cash’in kullanıcıların fonlarını yatırabileceği bir seçeneği var. @aavegetiri kazanmak.@MountainUSDMUSDM, stables üzerinde getiri elde ediyor ve çeşitli Latin Amerika Perakende Mekanları ve borsalarda entegre edilmiş durumda. Birçok Perakende Mekanı ve borsa, istikrarlı kripto para birimlerinden elde edilen getiri ve bununla birlikte gelen ücretleri, boğa piyasalarında ticaret ücretlerine ve dolayısıyla ticaret hacimlerine olan bağımlılığın neden olduğu patlama ve çöküş gelir dalgalanmalarını dengelemek için potansiyel olarak karlı bir yol olarak görüyor; bu da boğa piyasalarında çok daha az gelir (derecelerle) elde edilmesine neden oluyor.
Stablecoin’lerin kripto özel kullanımı olmayan kullanımı uluslararası transferler ve giderek artan ödemelerdir. Bununla birlikte, stablecoin’lerin kullanımı etrafındaki altyapı geliştikçe ve daha yaygın hale geldikçe, özellikle gelişmekte olan dünyada tasarrufların da kripto para birimlerine geçmesi muhtemeldir; zaten başlamış durumda. Birkaç hafta önce @tarunchitra bana Gürcistan’daki bir bodega sahibinin müşterilerden Gürcü Lari’nin mevduatlarını nasıl alacağı, bunu USDT’ye nasıl dönüştüreceği ve bundan faiz kazanacağı, kaba bir fiziksel defterdeki bakiyeleri nasıl takip edeceği ve faiz üzerinden bir ücret alacağı hakkında bir hikaye anlattı. Aynı durumda, ödemeler Trust Wallet QR kodları kullanılarak işlenebildi ve bunun nispeten sağlıklı bir bankacılık sistemine sahip bir ülkede gerçekleştiğini belirtmekte fayda var. Arjantin gibi ülkelerde, FT’ye göre vatandaşların geleneksel finansal sistemin dışında nakit olarak USD cinsinden tahmini 200 milyar dolar + var. Bunun yarısı bile zincire veya kriptoya gelirse, DeFi’nin boyutunu iki katına çıkaracak ve toplam stablecoin MC’yi ~%50 artıracaktır ve bu, Çin, Endonezya, Nijerya, Güney Afrika ve Hindistan gibi hepsi önemli kayıt dışı ekonomilere veya bankalara göreceli güvensizliğe sahip olan çok sayıda ülke arasında nispeten küçük bir ülkedir.
Stablecoin kullanımı arttıkça, çok sayıda ek kullanım durumunun da büyümeye devam etmesi muhtemeldir. Şu anda, stabilcoinler yalnızca dünyadaki en nadir kredi biçimlerinden biri olan tamamen teminatlandırılmış kredi için kullanılmaktadır. Bununla birlikte, Coinbase ve diğerlerinin yeni araçlarıyla, KYC bilgileri kullanıcılara sermaye sağlamak için kullanılabilir ve ödemeler yapılmazsa potansiyel olarak olumsuz kredi raporlarına yol açabilir. Stablecoin İhraççıları, USDC’nin %4,7’lik getirisi ve Ethena’nın USDe’deki değişken ancak normalde %10+ getirisinde görüldüğü gibi, getirinin stablecoin sahiplerine “geçmesine” giderek daha fazla izin veriyor. Ayrıca, bir para birimi için başlayan, bir USD stablecoin’e dönüştürülen ve ardından üçüncü bir para birimine dönüştürülen işlemler gibi çapraz fiat işlem hacimleri de artmaktadır. Bu devam ettikçe, doğrudan temel para birimi fiat stablecoin’e dönüştürerek tek bir yerine iki ücret ödemekten kaçınmak için bunun zincir üzerinde daha fazla olmaya başlaması mantıklıdır. Stabilcoinlere daha fazla sermaye tahakkuk ettikçe, giderek daha fazla ürün kriptoda ve zincir üzerinde kullanılabilir hale gelecek ve bu, kriptonun günlük kullanımlarının giderek daha yaygın hale gelmesine yardımcı olacaktır.
Stablecoin’ler hakkında yapılan tartışmalarda yeterince ele alınmadığını düşündüğüm bazı kritik noktalarla bitirmek istiyorum.
Birincisi: Bugün neredeyse her stablecoin, bir noktada geleneksel banka hesaplarına bağımlıdır. Ancak 2023’te USDC’nin “depeg” yaşaması ve Silicon Valley Bank’ın çöküşü bize gösterdi ki, bankacılık sistemi her zaman güvenli bir zemin sunmaz.
İkinci olarak, stablecoin’ler günümüzde ciddi şekilde kara para aklama amacıyla kullanılmaktadır. Eğer stablecoin’lerin sermaye kontrollerinden kaçmak ve yerel para birimlerinden çıkmak için kullanıldığı konusunda hemfikirsek, bu kullanım biçiminin, kullanıcı farkında olmasa bile, teknik olarak kara para aklamayla iç içe olduğunu da kabul etmiş oluyoruz. Bu, güçlü sonuçlar doğuran ama genellikle görmezden gelinen bir “açık sır” hâline gelmiş durumda.
Şu anda, ne Circle ne de Tether yeniden ihraç (redeem) işlemlerine tam anlamıyla izin veriyor. Yani bir kullanıcıya ait stablecoin bakiyesi yasal bir işlem nedeniyle dondurulursa veya varlık çalıntı olarak işaretlenirse, bu fonlar mahkeme kararıyla bile asıl sahibine geri döndürülemiyor. Bu durum, en hafif ifadeyle ahlaki açıdan sorgulanabilir, en ağır hâliyle ise sürdürülemez bir sistemsel zafiyete işaret ediyor.
Önümüzdeki yıllarda hükümetlerin bu alan üzerindeki baskısını artırması bekleniyor. Stablecoin’lerin yasal olarak el konulabilir hâle gelmesi ya da sıkı düzenlemelere tabi tutulması kaçınılmaz görünüyor. Bu baskı, stablecoin’lerin yerini potansiyel olarak merkez bankası dijital para birimlerine (CBDC’lere) bırakmasıyla sonuçlanabilir. Ancak bu konuyu bir sonraki yazıda detaylı şekilde ele alacağım.
Bu baskı ortamı, aynı zamanda tam anlamıyla merkeziyetsiz, devlet müdahalesinden bağımsız şekilde işleyebilen özel stablecoin’ler için de yeni fırsatlar yaratabilir.
Bu konu —stablecoin’lerin “karanlık tarafı”— başlı başına kapsamlı bir analiz gerektiriyor. Muhtemelen bu alanda ayrı bir yazı daha yazacağım.
Bu makale, X‘ten alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazara aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.
Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.