Kripto para piyasalarındaki son gelişmeleri, öne çıkan projeleri ve yatırım fırsatlarını tek bir bültende keşfedin. Piyasa analizleri, önemli duyurular ve sektörel özetlerle kripto dünyasının nabzını tutun.
03.11.2025 / 07.11.2025
Kasım 2025’in ilk haftasında küresel finans ve kripto piyasalarında dikkat çeken gelişmeler yaşandı. Hong Kong SFC, lisanslı kripto borsalarına küresel sipariş defteri paylaşımına izin vererek likidite entegrasyonunda yeni bir dönem başlattı; Avrupa Komisyonu ise ESMA’nın yetkilerini genişleterek “Avrupa SEC’i” modeline geçiş hazırlığında. Türkiye’de TÜİK verilerine göre Yİ-ÜFE yıllık %27 artarak üretici enflasyonunun güçlü seyrini korudu. Tether, yılın ilk 9 ayında 10 milyar dolar net kâr ve 6,8 milyar dolar fazla rezerv açıklayarak finansal gücünü pekiştirirken; Bitcoin odaklı Strategy Inc, 69,5 milyon dolarlık hisse satışıyla BTC alımlarını finanse etti. ABD’de Senatör Cynthia Lummis, Bitcoin’i ulusal stratejik rezerv varlık olarak konumlandıran yasa teklifini savunmaya devam ederken, Mastercard – Gemini – Ripple işbirliği blockchain tabanlı kredi kartı ödemeleri testine hazırlanıyor. Öte yandan ABD spot Bitcoin ETF’lerinde 2 milyar doları aşan çıkış, piyasalarda temkinli havayı güçlendirdi.

Hong Kong Securities and Futures Commission (SFC), 3 Kasım 2025 tarihinde lisanslı kripto varlık ticaret platformlarının küresel sipariş defterlerini (order books) denizaşırı platformlarıyla entegre etmesine ve paylaşmasına ilişkin yeni bir genelge (circular) yayımladı.
Genelge kapsamında, Hong Kong’da SFC lisanslı bir kripto varlık ticaret platformu (VATP – Virtual Asset Trading Platform) artık denizaşırı platformlarla ortak sipariş defteri mekanizması kurabiliyor; yani aynı teklif (order) ve işlem (trade) verilerini hem Hong Kong’da hem yurt dışı bağlı platformlarda paylaşabiliyor.Bu adım, likidite derinliğinin artması, fiyat keşfinin iyileşmesi ve işlem maliyetlerinin düşmesine yönelik olarak değerlendiriliyor.
SFC genelgesinde belirtildiği üzere, bu paylaşım ancak SFC’nin önceden yazılı onayı ile gerçekleştirilebilecek. Platform operatörleri, “ortak sipariş defteri verilerini” SFC’ye talep üzerine “derhal” sunmakla yükümlü.Ayrıca müşteri koruma ve yürütme (execution) gözetimi SFC’nin kontrolünde kalmaya devam edecek.
Bu değişiklik birden fazla açıdan sektörde önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Öncelikle, küresel kripto ticaretinde parçalanmış likidite sorunu uzun süredir gündemdeydi. Farklı ülkelerdeki platformların birbirinden izole olması, fiyat farklarının oluşmasına ve verimsizliklere yol açıyordu. Hong Kong’un bu adımı likidite havuzlarının büyümesini ve fiyatların düzenli piyasaya yaklaşmasını sağlayabilir.
Ayrıca, Hong Kong’un resmi vizyonu içinde “Asya’nın kripto merkezi olma” hedefi bulunuyor. Bu yönde atılan adımlar arasında stablecoin listeleme kurallarının bazı açılımlarla hafifletilmesi de yer alıyor. Örneğin, SFC aynı dönemde stablecoin listeleme şartlarını gözden geçirdi.Bu politika ile Hong Kong, regülasyon uyumlu ancak inovasyon dostu bir ekosistem sunmayı amaçlıyor.
Hong Kong SFC’nin bu kılavuzu, küresel kripto altyapılarının bir adım ileriye taşınmasına yönelik somut bir işaret. Lisanslı borsaların denizaşırı sipariş defteri paylaşımına izin verilmesi, likiditenin artırılması, fiyatların şeffaflaşması ve Hong Kong’un kripto finans merkezi olma stratejisiyle uyumlu. Ancak bu uygulamanın adil, güvenli ve regülasyonla uyumlu yürütülmesi için dikkatli geçiş süreci gerekecek.

European Commission (AB Komisyonu), 2025 sonunda sunulması planlanan bir pakette, blok genelinde finansal gözetimi merkezileştirmek amacıyla European Securities and Markets Authority’nın (ESMA) yetkilerini önemli ölçüde genişletmeyi hedefliyor. Bu adım, kripto borsaları, menkul kıymet piyasaları ve clearing altyapılarını tek bir gözlem çerçevesine sokmayı öngörüyor.
Avrupa finans sisteminin halen birçok ulusal düzenleyici otorite tarafından yönetiliyor olması, sınır ötesi yatırım ve piyasaların entegrasyonunda ciddi engeller yaratıyor. AB Komisyonu’nun hedefi, “Capital Markets Union (Sermaye Piyasaları Birliği)” çerçevesinde düzenlemeleri ve denetimi olanlaştırmak.
Plan kapsamında büyük ölçekli borsalar, kripto varlık hizmet sağlayıcıları ve arkaodeme (post-trading) altyapıları ESMA’nın doğrudan gözetimi altına alınabilecek. Bu, bir nevi ABD’deki U.S. Securities and Exchange Commission (SEC) benzeri “Avrupa SEC” modeline işaret ediyor.
Kripto varlık hizmet sağlayıcıları (CASP) ve merkezi borsalar için bu dönüşüm, regülasyon yükümlülüklerinde önemli değişikliklerin habercisi. MiCA (Markets in Crypto-assets) düzenlemesi henüz tam uygulanmamışken, bu ileri adım kripto sektöründe daha keskin ve yaygın denetim mekanizmaları anlamına geliyor. Örneğin, ulusal lisanslama yerine EU çapında tek bir denetim otoritesine bağlanma imkânı gündemde.
Ancak bu merkeziyetçi yapı önerisine her üye ülke aynı sıcaklıkla bakmıyor. Özellikle Malta, daha esnek regülasyon ortamını korumak isteyen ülkeler arasında.ESMA başkanı da “henüz net bir ortak görüş yok” diyerek ilerlemenin zaman alacağını ifade etmiş durumda.
Düzenleyiciler bu hamleyle şu amaçları güdüyor:
Kripto borsaları açısından bakıldığında, bu durum uyum maliyetlerini ve işlem için gereken altyapı yükünü artırabilir. Bununla birlikte, uzun vadede daha stabî ve güvenli bir piyasa ortamı oluşma potansiyeli taşıyor.
AB Komisyonu’nun “markets integration package” (piyasaların entegrasyon paketi) olarak adlandırılan önerisi Aralık 2025’e kadar sunulması planlanıyor.Bu paket içerisinde ESMA’nın yetkilerinin genişletilmesi, yeni gözetim mekanizmaları ve düzenleyici kaynakların güçlendirilmesi yer alıyor.
AB’de finansal gözetimin merkezileştirilmesi yönündeki bu plan, kripto ve menkul kıymet piyasalarında bir dönüm noktası olabilir. Hem fırsatlar hem de zorluklar içeriyor: yatırımcı güvenliği ve ölçeklenebilir finans sistemleri açısından pozitif; fakat uyum maliyetleri ve üye devletlerin egemenlik kaygıları açısından dikkat edilmesi gereken bir geçiş sürecini temsil ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan güncel verilere göre, 2003 = 100 bazlı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) Ekim 2025 döneminde bir önceki aya göre %1,63 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %27,00 artış kaydetti.
Yİ-ÜFE üreticiler seviyesindeki fiyat değişimini ölçerken, bu veriler lojistik, tedarik zinciri ve maliyet baskılarını önceden işaret edebilir. Ekim ayında aylık %1,63 artış, bir önceki ay olan Eylül’e kıyasla üretim maliyetlerinde bir ivme olduğunu gösteriyor. Yıllık artışın %27 gibi yüksek seviyede olması ise, üretici fiyatlarındaki baskının sürekli ve güçlü olduğunu işaret ediyor.
Bu artışın alt kalemlerinde girdi maliyetleri, enerji fiyatları, döviz kuru etkileri ve küresel tedarik zinciri kırılmaları yer almış olabilir. Üretici fiyatlarındaki yüksek artış, nihai tüketiciye yansıyabilir ve enflasyon beklentilerini yukarı çekebilir.
Üretici fiyatlarındaki %-27 seviyesindeki yıllık artış sürdürülebilir değil; bu kadar yüksek bir oran uzun vadede ekonomi için riskler taşıyor. Politikacılar, firma yöneticileri ve yatırımcılar için bu veri, yakın dönemli maliyet baskılarının ciddi olduğu uyarısını veriyor.
TÜİK verilerine göre Ekim 2025’te Yİ-ÜFE’deki artış dikkat çekici. Üretici maliyetlerindeki bu yükseliş, enflasyonist baskının üretim cephesinden ciddi şekilde geldiğini gösteriyor. Bu gelişme yalnızca üreticiler değil, tüketiciler, politika yapıcılar ve finansal piyasalar için de önemli bir gösterge olarak değerlendirilmeli.

Stablecoin piyasasının en büyük oyuncularından biri olan Tether, 2025 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla yıl başından bu yana elde ettiği net kârın 10 milyar dolarlık sınırı geçtiğini açıkladı. Şirket ayrıca, 6,8 milyar dolarlık bir fazla rezerv oluşumu ile finansal dayanıklılığını güçlendirdiğini duyurdu.
Tether’ın bu başarılı finansal göstergeleri, birkaç önemli faktörle ilişkilendirilebilir:
Tether’ın bu düzeyde bir net kâr açıklaması, stablecoin ihraç eden özel bir şirket için oldukça dikkat çekicidir. Finansal yayınlarda şirketin “özel sektörün en kârlı şirketlerinden biri” olarak gösterilmesinin nedeni budur. Aynı zamanda, fazla rezerv varlığı Tether’ın olası panik durumlarında ya da likidite şoklarında dayanıklılığını artırıyor. Bu, kullanıcı güveni ve piyasa fonksiyonları açısından kritik öneme sahip.

Bitcoin’e bağlı stratejisiyle bilinen Strategy Inc (MSTR), 27 Ekim ile 2 Kasım 2025 tarihleri arasında hisse senedi satış programları aracılığıyla toplam 69,5 milyon dolar tutarında hisse sattığını duyurdu. Bu satış, şirketin “at-the-market” (ATM) hisse arz ve satış programları kapsamında gerçekleştirildi.
Strategy Inc, uzun süredir Bitcoin’i ana varlık olarak portföyünde bulunduran bir şirkettir. Bu hisse satışları, şirketin Bitcoin alım kaynaklarını artırma yönündeki stratejisinin bir parçası olarak görülmektedir. Bu bağlamda, hisse satışları ve Bitcoin birikimi arasında doğrudan bağlantı kurulmaktadır.
Bu tür hisse satışları, yatırımcılara birkaç önemli sinyal göndermektedir:

Kanada’daki yeni ekonomiyi canlandırma planı çerçevesinde, Hükûmet 2025 yılı için yaklaşık 141 milyar Kanada doları (yaklaşık 100 milyar USD) tutarında devasa bir bütçe tasarısı açıkladı. Bu paketin arkasında, özellikle ABD’nin Kanada’dan yapılan ihracata uygulamış olduğu yeni tarifelerin yarattığı baskılara tepki yer alıyor.
Kanada Maliye Bakanı François-Philippe Champagne tarafından sunulan bütçe tasarısı, şu ana başlıkları içeriyor:
Bu bütçe hamlesi, ABD’nin Kanada’ya uygulamaya başladığı yeni tarifelere doğrudan bir karşılık olarak görülüyor. Örneğin:

ABD Senatosu’nda Wyoming senatörü Cynthia Lummis, kripto paraların milli finansal stratejiye entegrasyonunu savunuyor. Özellikle Stratejik Bitcoin Rezervi (Strategic Bitcoin Reserve, SBR) projesi üzerinde duruyor. Bu girişim, el konulan kripto varlıklardan ya da devlet tarafından edinilebilecek Bitcoin’lerden ulusal bir rezerv stoğu oluşturmayı, ve Bitcoin’i yeni harcama yapmadan ABD borcuna karşı dijital bir “altın” olarak konumlandırmayı hedefliyor.
Lummis tarafından Mart 2025’te Senato’ya sunulan “BITCOIN Act of 2025” (S.954) teklifinde şu hususlar yer alıyor:
Lummis’in gerekçesi şu şekilde özetlenebilir:
Bu model, kripto piyasasının doğası gereği yüksek volatilite taşıması nedeniyle bazı ciddi eleştiriler alıyor:
Şu aşamada BITCOIN Act’i henüz tam olarak yasalaşmış değil; ancak senatör Lummis ve bazı diğer kongre üyeleri bu fikri aktif şekilde destekliyor. Ayrıca, ABD yönetimi kripto varlıklarının kamu maliyesine entegrasyonu konusunda hazırlıklar yapmakta.

Küresel ödeme sistemi devi Mastercard, kripto para borsası Gemini ve blok zinciri ödeme şirketi Ripple ile yürütülen bir pilot proje kapsamında geleneksel kredi kartı ödemelerinin blockchain teknolojisi üzerinden işlenmesi için test sürecine giriyor. Bu işbirliği, finansal işlemlerde blok zinciri altyapısının temel katmanlardan biri olması vizyonuna önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bu tür bir işbirliği üç boyutta kritiktir:

Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren spot Bitcoin borsa yatırım fonları (ETF) geçen hafta boyunca 2 milyar doları aşan çıkış kaydetti. Bu miktar, ETF sektöründe kaydedilmiş en büyük ikinci haftalık çıkış olarak değerlendiriliyor.


