| Kripto Para | 1 Ağustos | 31 Ağustos | Oran |
|---|---|---|---|
| BTC | 113.312,1 | 109.025,3 | %3,78 |
| ETH | 3.488,36 | 4.476,23 | %28,33 |
| SOL | 162,722 | 205,132 | %26,06 |
| GT | 16,75 | 16,94 | %1,13 |
| XRP | 2,9608 | 2,8096 | %5,11 |
| ADA | 24,65 | 23,91 | %3,00 |
| AVAX | 0,7142 | 0.8245 | %15,44 |
| LINK | 16,07 | 23,73 | %47,65 |
| WANA | 0,2745 | 0,2919 | %6,34 |
ABD yönetimi, Türkiye’ye yönelik ithalatlarda yüzde 15 gümrük vergisi uygulamaya başladı. Karşılıklılık esasına dayanan yeni tarife düzenlemeleri kapsamında, özellikle stratejik ürünler ve ihracat kalemleri etkileniyor. Apple gibi bazı büyük yatırımlar bu tarifelerden muaf tutuluyor.
OpenAI, 300 milyar dolar değerleme üzerinden toplam 8,3 milyar dolarlık yatırım aldı. Dragoneer Investment Group’un 2,8 milyar dolarlık katkısı ile Blackstone, TPG ve Sequoia Capital gibi dev sermaye grupları da bu turda yer aldı.
Cardano, topluluk onayıyla 71 milyon dolarlık bütçeyi kabul etti. Planlanan geliştirmeler arasında Hydra ölçeklendirme çözümü, modüler node mimarisi ve düşük maliyetli işlemler bulunuyor.
Fed’in şahin üyelerinden Adriana Kugler istifa etti. Başkan Trump, bu gelişmeden memnuniyet duyduğunu açıkladı. Kugler’in ayrılığı, Fed’in politika yönüne dair siyasi baskı iddialarını tekrar gündeme taşıdı.
Ethereum kurucusu Vitalik Buterin, ağ verimliliğini artırmak için çok boyutlu ücret modelinden tek maksimum ücret limitine geçilmesini önerdi. Bu değişiklik, işlem ücretlerinin daha dinamik ve verimli belirlenmesini hedefliyor.
Ethereum’un piyasa değeri 522,3 milyar dolara ulaşarak Mastercard ve Netflix gibi devleri geride bıraktı. ETH fiyatı yeniden 4 bin doların üzerine çıkarak yükseliş trendini hızlandırdı.
ABD, Hindistan’dan ithal edilen bazı ürünlerde gümrük vergisini yüzde 50’ye çıkararak iki katına yükseltti. Bazı elektronik ve stratejik ürünler muaf tutulurken, Apple’ın Hindistan’daki fabrikaları etkilenmeyecek.
ABD Ticaret Bakanlığı, Türkiye’den ithal edilen çelik ürünlerine yüzde 6,48 ile yüzde 13,47 arasında ilave antidamping ve telafi edici vergiler uygulayacağını açıkladı. Amaç, ABD çelik üreticilerini korumak.
Apple, yeni bir alt alan adı “ripple.apple.com” oluşturdu. Bu gelişme, Apple’ın Ripple (XRP) ekosistemi ile olası entegrasyon hazırlığında olduğuna dair spekülasyonları artırdı.
ABD’de işlem gören spot Ethereum ETF’leri, toplamda 443,9 milyon dolar net giriş kaydederek üçüncü gün üst üste pozitif akış gösterdi. BlackRock’un ETHA fonu 314,9 milyon dolar ile en fazla yatırım çeken ETF oldu.
Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato, kripto paraların yüksek oynaklığa sahip olduğunu ancak uygun bir yatırım ortamında portföylerde yer alabileceğini söyledi.
Gemini, Ripple (XRP) ile iş birliği yaparak sınırlı sayıda XRP temalı kredi kartını piyasaya sürdü. Kullanıcılar harcamalarından anında XRP kazanabilecek ve blockchain tabanlı ödül sisteminden faydalanabilecek.

ABD yönetimi, ticaret politikalarında yeni bir adım atarak Türkiye’den yapılan ithalata %15 oranında ek gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu. Kararın, karşılıklılık esaslı yeni tarife düzenlemeleri kapsamında hayata geçirileceği bildirildi.
Washington yönetimi, söz konusu uygulamanın amacını, ticaret dengesizliklerini azaltmak ve kendi üreticilerini korumak olarak açıkladı. Böylece Türkiye’den ABD’ye ihraç edilen bazı ürünlerde maliyetler artacak, bu da Türk ihracatçıları açısından ek bir yük anlamına gelecek.
Uzmanlara göre karar, özellikle çelik, tekstil, makine ve bazı tarım ürünleri başta olmak üzere Türkiye’nin ABD’ye yoğun şekilde sattığı sektörlerde etkili olacak. İhracatçılar, artan maliyetlerin rekabet gücünü zayıflatabileceği ve pazar payında daralmaya yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Türkiye tarafında ise kararın yakın takibe alındığı belirtiliyor. Ticaret Bakanlığı’nın konuyla ilgili diplomatik ve hukuki adımlar atabileceği, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nezdinde girişimlerde bulunabileceği ifade ediliyor. Ekonomi çevreleri, iki ülke arasında ticaret hacminin zarar görmemesi için tarafların kısa sürede yeni bir uzlaşma zemini araması gerektiği görüşünde.
Söz konusu düzenleme, yalnızca Türkiye’yi değil, ABD’nin benzer ticaret politikası uyguladığı diğer ülkeleri de kapsıyor. Ancak Türkiye’nin ihracat stratejisinde ABD’nin önemli bir pazar olması nedeniyle kararın etkilerinin daha yakından hissedilmesi bekleniyor.

OpenAI, yapay zekâ sektöründe tarihi bir dönüm noktası sayılabilecek yeni bir yatırım turunu başarıyla tamamladı. Şirket, 300 milyar dolarlık değerleme üzerinden toplam 8,3 milyar dolarlık fon topladı ve bu rakam, teknoloji dünyasında bugüne kadar gerçekleşen en büyük finansmanlardan biri olarak kayda geçti. Tura liderlik eden Dragoneer Investment Group, 2,8 milyar dolarlık tek seferlik yatırımıyla dikkat çekerken, Blackstone, TPG ve Sequoia Capital gibi küresel ölçekte etkili yatırım devleri de sürece güçlü katılım sağladı. Bu rekor finansman, OpenAI’nin yalnızca mevcut ürünlerini geliştirmesine değil, aynı zamanda daha güvenli, erişilebilir ve güçlü yapay zekâ çözümleri üretmesine de imkân tanıyacak. Uzmanlara göre bu yatırım, şirketin küresel ölçekte altyapı yatırımlarını hızlandırmasını, yeni yapay zekâ modelleri geliştirmesini ve farklı pazarlarda büyümesini sağlayacak. Ayrıca, bu adım yapay zekâ ekosisteminde yalnızca finansal bir destek değil, aynı zamanda stratejik iş birliklerinin de habercisi olarak değerlendiriliyor. Yatırımcıların ilgisinin bu denli yoğun olması, yapay zekânın önümüzdeki on yılın en kritik teknolojik alanı olarak konumunu güçlendirdiğinin somut bir göstergesi şeklinde yorumlanıyor.

Cardano ekosisteminde bu hafta dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Projenin çekirdek geliştirici ekibi tarafından sunulan 71 milyon dolarlık bütçe teklifi, yapılan oylama sonucunda topluluk onayıyla kabul edildi. Bu karar, hem Cardano’nun geleceğe dönük vizyonunu güçlendirmesi hem de topluluk temelli yönetişim modelinin etkin bir biçimde işlediğini göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Onaylanan bütçe, platformun teknik altyapısında kapsamlı geliştirmeler yapılmasını içeriyor. Özellikle Hydra ölçeklendirme çözümüyle ağın saniye başına işlem kapasitesinin artırılması, node mimarisinde modüler bir yapıya geçilerek geliştiricilerin daha esnek çalışabilmesi ve işlem maliyetlerini düşürmeye yönelik çözümler üzerinde yoğunlaşılması planlanıyor.
Bu bütçe ile Cardano’nun sadece teknik açıdan değil, kullanıcı deneyimi bakımından da daha rekabetçi hale gelmesi hedefleniyor. Ayrıca planlanan geliştirmeler, Cardano’nun merkeziyetsiz uygulamalar (dApp’ler) için daha verimli bir ortam sunmasını sağlayacak. Kripto dünyasında uzun süredir “Ethereum katili” olarak anılan Cardano, bu hamleyle birlikte ölçeklenebilirlik ve düşük maliyet konularında iddiasını güçlendiriyor. Uzmanlar, topluluk onayının Cardano’nun demokratik yönetişim yaklaşımına olan güveni artırdığını ve bu modelin diğer blokzincir projelerine de örnek teşkil edebileceğini belirtiyor.
Sonuç olarak, 71 milyon dolarlık bütçenin kabul edilmesi, Cardano için sadece teknik bir adım değil; aynı zamanda ekosistemin geleceğine yönelik güçlü bir vizyonun göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu gelişme, Cardano’nun önümüzdeki dönemde daha geniş bir kullanıcı tabanına ulaşmasına, yatırımcı ilgisini artırmasına ve blokzincir teknolojileri arasında stratejik konumunu sağlamlaştırmasına katkı sağlayabilir.

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) önemli isimlerinden biri olan Adriana Kugler’in istifası finans çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. Özellikle faiz artışlarını destekleyen şahin tutumuyla tanınan Kugler, görev süresini tamamlamadan ayrılarak Fed’in para politikası geleceğine ilişkin soru işaretlerini artırdı. ABD Başkanı Donald Trump’ın “memnuniyet” duyduğunu belirttiği bu gelişme, Fed’in bağımsızlığına yönelik siyasi baskı tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Ekonomi çevreleri, Kugler’in istifasının Fed’in karar alma süreçlerinde dengeleri değiştirebileceğini, özellikle de faiz indirim ihtimalinin artabileceğini değerlendiriyor. Uzmanlara göre, Fed içindeki şahin kanadın zayıflamasıyla birlikte daha temkinli veya güvercin bir politika diline yönelinmesi olası görünüyor. Piyasalar, önümüzdeki dönemde yapılacak açıklamalarda bu değişimin ipuçlarını ararken, yatırımcılar da faiz oranlarına ilişkin beklentilerini yeniden şekillendirmeye başladı. Kugler’in ayrılığı yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi yansımalarıyla da gündemdeki sıcak konulardan biri olmayı sürdürüyor.

Ethereum’un kurucusu Vitalik Buterin, ağın verimliliğini artırmak ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla yeni bir ücret yapısı önerisinde bulundu. Mevcut “çok boyutlu ücret modeli” yerine tüm işlem kaynakları için tek bir maksimum ücret limiti getirilmesini öneren Buterin, bu sistemin işlem ücretlerini daha öngörülebilir ve dinamik hale getireceğini belirtti. Uzmanlara göre, böyle bir değişiklik Ethereum ağında maliyet yönetimini kolaylaştırırken, ağın yoğun dönemlerinde kullanıcıların yüksek ücret ödemesini sınırlayabilir. Ayrıca, bu öneri, özellikle DeFi uygulamaları ve NFT işlemleri gibi yüksek hacimli aktivitelerde işlem maliyetlerinin daha kontrollü olmasını sağlayabilir. Buterin, önerisinin uygulanması durumunda Ethereum ekosisteminde verimlilik artışı ve kullanıcı memnuniyetinde gözle görülür bir iyileşme yaşanacağını vurguladı. Geliştirici topluluk, öneriyi incelemeye almış durumda ve potansiyel uygulamanın ağ üzerindeki etkileri yakından takip ediliyor. Bu hamle, Ethereum’un uzun vadeli ölçeklenebilirlik stratejilerinin bir parçası olarak değerlendiriliyor ve ağın gelecekteki ücret yapısı tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

Kripto para dünyasının önde gelen varlıklarından Ethereum, son dönemde yakaladığı ivmeyle finansal piyasalarda dikkat çeken bir başarıya imza attı. Ethereum’un piyasa değeri 522,3 milyar dolara ulaşarak Mastercard ve Netflix gibi küresel devleri geride bıraktı. Bu değer, ETH’yi yalnızca kripto piyasasında değil, geleneksel finans dünyasında da önemli bir oyuncu konumuna taşıdı. Yeniden hız kazanan yükseliş trendiyle birlikte ETH, psikolojik önemi yüksek 4.000 dolar seviyesinin üzerine çıkarak yatırımcı güvenini güçlendirdi.
Analistler, Ethereum’un bu performansında birkaç temel faktörün rol oynadığını belirtiyor. Öncelikle DeFi (Merkeziyetsiz Finans) ve NFT (Non-Fungible Token) ekosistemlerindeki güçlü varlığı, ağın sürekli olarak yenilikçi projelere ev sahipliği yapmasını sağlıyor. Bu da ETH’ye olan talebi artırarak piyasa değerini olumlu yönde etkiliyor. Ayrıca Ethereum’un güncel geliştirme sürecinde ölçeklenebilirlik ve işlem ücretlerini optimize etmeye yönelik atılan adımlar, kullanıcı deneyimini iyileştiriyor ve kurumsal yatırımcıların ilgisini çekiyor. Özellikle Ethereum 2.0 ve proof-of-stake (PoS) mekanizmasına geçiş süreci, ağın enerji verimliliğini artırarak çevresel kaygıları azaltıyor ve uzun vadeli yatırımcı güvenini pekiştiriyor.
Ethereum’un kurumsal yatırımlarda da kendini göstermesi, piyasa değerini daha da yukarı taşıyor. Büyük finansal kurumlar, ETH’yi portföylerinde bir çeşit dijital altın veya likit varlık olarak değerlendirmeye başladı. Bu durum, Ethereum’un piyasa likiditesini artırırken volatilitenin de zaman içinde daha kontrollü hale gelmesini sağlıyor. Ayrıca Ethereum’un akıllı sözleşme altyapısı, merkeziyetsiz uygulamaların (dApp) artan kullanımını destekleyerek ağ üzerinde sürekli işlem hacmi yaratıyor ve ekonomik aktivitenin Ethereum ekosisteminde yoğunlaşmasını sağlıyor.
Ethereum’un bu yükselişi, geleneksel finans dünyasında da yankı buluyor. Mastercard ve Netflix gibi köklü şirketlerin piyasa değerlerini geride bırakması, yatırımcılar ve analistler açısından kripto varlıkların potansiyelini somut olarak gösteriyor. Bu başarı, sadece Ethereum yatırımcıları için değil, tüm kripto piyasası için bir güven işareti olarak değerlendiriliyor. Ethereum’un gelecekteki performansı, ağın teknolojik gelişimleri, ekosistem projeleri ve kurumsal ilgiyi nasıl yönetebileceğiyle doğrudan bağlantılı olacak.
Sonuç olarak, Ethereum’un 522,3 milyar dolarlık piyasa değeri ve 4.000 dolar üzeri fiyat seviyesi, kripto dünyasının geleneksel finans ile rekabet edebilirliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Yatırımcılar, Ethereum’un bu tarihi performansını hem kısa vadeli kazanç fırsatları hem de uzun vadeli değer birikimi açısından değerlendiriyor. ETH’nin yükselişi, kripto paraların sadece spekülatif bir araç olmadığını, aynı zamanda finansal ekosistem içinde kalıcı ve etkili bir rol oynayabileceğini gösteriyor.

Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan’dan ithal edilen bazı ürünlerde gümrük vergilerini önemli ölçüde artırarak yüzde 50’ye çıkardı. Washington yönetimi tarafından Çarşamba günü saat 12:01 itibarıyla yürürlüğe giren düzenleme, özellikle elektronik ürünler ve stratejik sektörlerdeki bazı kalemleri muaf tutuyor. Bu kapsamda Apple gibi büyük teknoloji şirketlerinin Hindistan’daki fabrika yatırımları, yeni tarifelerden etkilenmeyecek.
Yetkililer, daha önce yüzde 25 olarak uygulanan gümrük vergisinin belirli ürün gruplarında iki katına çıkarıldığını belirterek, kararın karşılıklılık ve ticaret dengesini koruma amacı taşıdığını açıkladı. Bu uygulama, ABD’nin Hindistan ile olan ticari ilişkilerini yeniden düzenleme ve yerli üreticileri destekleme stratejisinin bir parçası olarak yorumlanıyor. Analistler, özellikle orta ve uzun vadede Hindistan’dan yapılan ithalat maliyetlerinin artmasının, tedarik zincirinde bazı değişikliklere ve fiyat ayarlamalarına yol açabileceğine dikkat çekiyor.
Öte yandan, yeni gümrük tarifeleri Hindistan ekonomisi ve ihracatçı firmalar için de kritik bir sınav niteliğinde. İhracat maliyetlerinin yükselmesi, bazı şirketleri alternatif pazarlara yönelmeye zorlayabilir. Ancak ABD ve Hindistan yetkilileri, bu süreçte stratejik iş birliğini sürdürmeye ve ekonomik ilişkileri dengelemeye yönelik adımlar atacaklarını duyurdu.
Sonuç olarak, ABD’nin Hindistan’dan ithal edilen ürünlerdeki gümrük vergilerini yüzde 50’ye çıkarması, küresel ticaret dengeleri ve şirketlerin üretim-strateji kararları üzerinde önemli etkiler yaratacak. Hem ihracatçılar hem de ithalatçılar, yeni düzenlemelere uyum sağlamak ve maliyetleri optimize etmek için hızlı hareket etmek zorunda kalacak.

ABD Ticaret Bakanlığı, Türkiye de dahil olmak üzere 10 ülkeden yapılan çelik ithalatına yönelik kapsamlı incelemesini tamamladı ve nihai kararını açıkladı. Reuters’in haberine göre, Türkiye’den ithal edilen çelik ürünlerine ilave olarak yüzde 6,48 ile yüzde 13,47 arasında değişen antidamping ve telafi edici vergiler uygulanacak. Bu ek vergiler, ABD çelik pazarında yerli üreticileri koruma ve haksız rekabeti önleme amacıyla getirildi.
Bakanlık yetkilileri, alınan kararın Amerikan çelik sektörünün sürdürülebilirliğini destekleyeceğini ve ithalat kaynaklı baskıyı azaltacağını belirtti. Vergi oranları, ithal edilen ürünlerin türüne ve menşeine göre değişiklik gösterecek. Resmi açıklama, gece saatlerinde yayımlanarak kamuoyuna duyuruldu.
Analistler, bu kararın Türkiye’nin çelik ihracatını ve ABD ile ticaret ilişkilerini yakından etkileyeceğini ifade ediyor. Türk çelik üreticileri, özellikle yüksek hacimli ihracat yapan firmalar, yeni vergi oranlarına uyum sağlamak için fiyat ve tedarik stratejilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacak. Öte yandan, ABD çelik piyasasında yerli üretimin rekabet gücünün artması ve ithalat dengesinin sağlanması bekleniyor.
Bu gelişme, küresel çelik ticaretinde de yankı uyandırırken, Türkiye ve ABD arasında ticari müzakerelerin ve olası uyum adımlarının önümüzdeki dönemde daha kritik hale gelmesine yol açabilir.

Teknoloji devi Apple’ın “ripple.apple.com” adında yeni bir alt alan adı (subdomain) oluşturduğu tespit edildi. Subdomain izleme platformu Bark tarafından fark edilen bu gelişme, Apple’ın Ripple (XRP) ekosistemiyle olası bir entegrasyon üzerinde çalıştığı yönündeki spekülasyonları artırdı. Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, kripto topluluğu bu adımı Apple’ın blockchain ve dijital varlık teknolojilerine yönelmesinin işareti olarak yorumluyor.
Ripple cephesi ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı ve sessizliğini koruyor. Analistler, Apple’ın böyle bir adımının dijital ödemeler ve blockchain tabanlı çözümlerde büyük bir potansiyel yaratabileceğini belirtiyor. Özellikle Apple Pay ve XRP entegrasyonu gibi senaryoların, hem kullanıcı deneyimini zenginleştirebileceği hem de kripto varlıkların benimsenmesini hızlandırabileceği öngörülüyor.
Apple-Ripple iş birliği spekülasyonları, kripto piyasasında da dikkat çekti. XRP yatırımcıları ve teknoloji meraklıları, bu hamlenin ilerleyen dönemde resmi bir duyuruyla somutlaşabileceğini ve XRP ekosisteminin küresel ölçekte daha geniş kabul görmesini sağlayabileceğini değerlendiriyor. Öte yandan, konuya ilişkin belirsizlik, piyasada kısa vadeli volatiliteyi de tetikleyebilir.

ABD’de işlem gören spot Ethereum ETF’leri, pazartesi günü toplam 443,9 milyon dolarlık net giriş kaydederek üçüncü gün üst üste pozitif akış gösterdi. SoSoValue verilerine göre, BlackRock’un ETHA fonu 314,9 milyon dolar ile en fazla yatırım çeken ETF olurken, Fidelity’nin FETH fonu 87,4 milyon dolarlık giriş aldı. Bitwise, 21Shares, Invesco ve Grayscale’in Mini Ethereum Trust fonları da benzer şekilde artıda kapanarak Ethereum ETF’lerine olan talebin giderek yükseldiğini ortaya koydu.
Uzmanlar, Ethereum ETF’lerindeki bu güçlü yatırım akışının, yatırımcıların Ethereum ekosistemine olan güveninin artmasının yanı sıra, daha likit ve kurumsal yatırımcı dostu ürünlere yönelimini gösterdiğini belirtiyor. Özellikle BlackRock ve Fidelity gibi büyük finansal kuruluşların fonlarında görülen yüksek girişler, Ethereum’un kurumsal yatırımcılar arasında popülerliğinin giderek arttığını ortaya koyuyor. Bu gelişme, aynı dönemde Bitcoin ETF’lerini geride bırakarak Ethereum’un piyasa içindeki konumunu güçlendirdi.
Analistler, ETF’lere yönelen sermayenin kısa vadede fiyatlarda volatilite yaratabileceğini, ancak uzun vadede Ethereum’un daha geniş benimsenmesini ve kurumsal kabulünü artıracağını öngörüyor. Ethereum ETF’lerinin artan performansı, kripto piyasasında kurumsal yatırımcıların ilgisinin odaklandığı alanların değiştiğine işaret ediyor ve Ethereum’un finansal ürünler açısından öncü bir rol üstlenmesini destekliyor.

Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato, Tokyo’da düzenlenen bir etkinlikte kripto paralara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Kato, kripto varlıkların yüksek oynaklık barındırdığını vurgularken, doğru düzenlemeler ve güvenli bir yatırım ortamı sağlandığında, çeşitlendirilmiş yatırım portföylerinde yer alabilecek bir araç olabileceğini belirtti.
Konuşmasında, Japonya’nın finansal sistemini istikrarlı tutarken yatırımcıların korunmasına önem verdiklerini ifade eden Kato, kripto paraların ekonomik büyümeye katkı sağlayabilecek potansiyeline işaret etti. Bakan, özellikle dijital varlıkların yenilikçi finansal ürünler ve blockchain tabanlı teknolojiler aracılığıyla finans sektöründe değer yaratabileceğini söyledi.
Uzmanlar, Japonya’nın bu yaklaşımını, kripto paraların düzenlemelerle desteklendiği güvenli bir yatırım ortamı yaratma çabası olarak yorumluyor. Kato’nun açıklamaları, Japonya’da hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıların kripto varlıklara yaklaşımında daha temkinli ama fırsat odaklı bir perspektif benimsemeye başlayabileceğini gösteriyor.

Kripto borsası Gemini, Ripple (XRP) ekosistemi ile iş birliği yaparak sınırlı sayıda XRP temalı kredi kartını kullanıcıların hizmetine sundu. “Gemini Credit Card – XRP Edition” adı verilen bu yeni kart, harcamalardan anında XRP kazandırma özelliği ile dikkat çekiyor.
Kart sahipleri, günlük harcamalarını yaparken doğrudan XRP kazanabilecek ve kazandıkları tokenları Gemini platformu üzerinden yönetebilecek. Bu hamle, hem kripto ödemelerini günlük hayata entegre etmeyi hem de XRP’nin kullanım alanlarını genişletmeyi amaçlıyor.
Gemini yetkilileri, sınırlı sayıda üretilen bu kartın, hem kripto topluluğu hem de geleneksel finans kullanıcıları arasında popülerlik kazanmasını beklediklerini belirtti. Ayrıca, kredi kartının gelecekte farklı avantajlar ve ödül sistemleriyle genişletilebileceği de ifade edildi.
Uzmanlar, bu tür ürünlerin kripto varlıkların benimsenmesini hızlandırabileceğini ve XRP’nin finansal araçlar içindeki görünürlüğünü artırabileceğini vurguluyor. XRP temalı kart, kripto kullanıcıları için hem yatırım hem de ödeme deneyimini birleştiren yenilikçi bir adım olarak değerlendiriliyor.

ABD ekonomisi, Temmuz ayı büyüme verilerinin ardından yatırımcıların ve analistlerin odağını Ağustos ayına ilişkin çekirdek PCE (Personal Consumption Expenditures – Kişisel Tüketim Harcamaları) verisine çevirdi. Çekirdek PCE, enflasyon değerlendirmelerinde Federal Reserve (Fed) tarafından yakından takip edilen kritik bir gösterge olarak biliniyor. Özellikle hizmet sektöründeki fiyat artışlarının ve tüketici harcamalarındaki değişimlerin doğrudan etkisiyle bu veri, ekonominin mevcut durumu ve Fed’in para politikası kararları açısından belirleyici rol oynuyor.
Piyasada yapılan son anketler, Ağustos ayında çekirdek PCE enflasyonunun aylık bazda %1,75 seviyesinde olacağını öngörüyor. Temmuz ayında bu oran %2,06 olarak gerçekleşmişti. Bloomberg HT’nin 23 kurum ile gerçekleştirdiği medyan tahminlere göre, yıllık bazda enflasyonun Ağustos itibarıyla %32,60 seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu tahminler, tüketici harcamalarının ve hizmet sektörü fiyatlarının önümüzdeki dönemde para politikası kararlarını ne ölçüde etkileyeceğine dair ipuçları veriyor. Yatırımcılar, bu veriyi hem Fed’in olası faiz hareketlerini öngörmek hem de piyasadaki volatiliteyi anlamak için yakından izliyor.

ABD finansal sisteminde kara para aklama faaliyetlerine karşı önlemler artırılıyor. Hazine Bakanlığı, Çin merkezli kara para aklama ağlarının ABD’deki finansal kurumları hedef aldığını ve ülkedeki ekonomik sistemi tehdit ettiğini açıkladı. Açıklamada, kartellerin bu ağları yasa dışı gelirlerini aklamak için kullandığı belirtiliyor.
FinCEN’in (Financial Crimes Enforcement Network) yayımladığı belgeler, bankalar ve finans kuruluşlarının bu yasa dışı işlemleri daha etkili şekilde tespit edebilmesi ve engelleyebilmesi amacıyla hazırlandı. Yetkililer, bankaların kara para aklamaya karşı aldıkları önlemlerin hem yasal uyumluluk açısından hem de finansal güvenlik açısından kritik önemde olduğunu vurguluyor. Bu uyarı, özellikle uluslararası finansal akışların yakından takip edildiği bir dönemde önemli bir hatırlatma niteliği taşıyor.

Kripto dünyasında ise Ripple ekosistemi yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Messari tarafından yayımlanan son rapor, XRP Ledger’ın Temmuz ayında genel anlamda sağlıklı bir performans sergilediğini ortaya koyuyor. Raporda, ağdaki işlem hacimleri, likidite durumu ve teknik altyapının güçlü olduğu vurgulanıyor.
Özellikle ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) spot ETF (Borsa Yatırım Fonu) listeleme standartlarını açıklamasının ardından XRP’nin ETF yolculuğu hız kazandı. Nisan ayında Coinbase Türev Borsası’nda işlem görmeye başlayan XRP, SEC onaylı spot ETF için sonbaharda güçlü bir aday olarak öne çıkıyor. Analistler, bu gelişmenin XRP ekosistemi için hem kurumsal yatırımcı ilgisini artıracağını hem de fiyat istikrarını olumlu yönde etkileyebileceğini belirtiyor.

ABD siyaseti ve finansal politikalar açısından dikkat çekici bir diğer gelişme ise eski Başkan Donald Trump’ın görevden aldığı FED Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook ile ilgili. Cook, bu karara karşı yasal süreç başlattı ve göreve geri dönmek istediğini belirtti. Cook’un dava açmasının temel gerekçesi, Beyaz Saray’ın bu tür bir yetkiye sahip olmadığını savunması ve kararın Fed’in bağımsızlığına müdahale oluşturduğunu iddia etmesi.
Bu dava, siyasi baskı ve bağımsız para politikası tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, dava sürecinin hem ABD finans piyasalarında hem de uluslararası yatırımcı algısında önemli etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Fed’in bağımsız karar alma mekanizmasının sorgulanması, özellikle faiz politikaları ve ekonomik istikrar konusunda belirsizlik yaratabilir.


