25.08.2025 / 29.08.2025
Filipinler Senatörü Bam Aquino, ülkenin ulusal bütçesini ve finansal işlemlerini blok zinciri teknolojisi üzerine taşıyacak kapsamlı bir yasa tasarısı hazırlıyor; bu girişim, devlet harcamalarında tam şeffaflık ve kamuya hesap verebilirlik sağlama hedefiyle dikkat çekiyor. Aquino, Manila Tech Summit’te yaptığı açıklamada, tasarının önümüzdeki haftalarda sunulacağını ve vatandaşların bütçeyi adım adım izleyebileceğini, her işlem ve harcamanın halk tarafından takip edilebileceğini belirtti. Senatör, bu sistemin her pesonun şeffaf ve sorumlu hareket etmesini teşvik edeceğini vurgularken, geniş destek sağlama sürecinin zorluklarını da kabul etti; başarılı olması halinde Filipinler, bütçesini tamamen blok zincirine taşıyan ilk ülke unvanını elde edebilir. Tasarı, kısa süre önce Bütçe ve Yönetim Dairesi’nin Polygon ağı üzerinden başlattığı blok zinciri tabanlı belge doğrulama sistemiyle paralel ilerliyor, ancak entegrasyon ve teknik uyumluluk detayları hâlâ netleşmiş değil. Aquino’nun girişimi, küresel ölçekte kamu sektöründe blok zinciri kullanımını artıran diğer projelerle uyumlu bir şekilde ilerlerken, Filipinler’de dijital varlıkların kamu finansmanına entegrasyonunu da öngörüyor; Kongre Üyesi Miguel Luis Villafuerte’in önerdiği stratejik Bitcoin rezervi tasarısı kapsamında 10.000 BTC’ye kadar bir rezerv oluşturulması planlanıyor ve bu rezervin sıkı denetim ile dağıtılmış soğuk depolarda saklanması öngörülüyor. Bu hamleler, ülkede ulusal bütçe yönetimi, finansal rezerv stratejileri ve blockchain tabanlı kamu yönetimi uygulamalarında kapsamlı bir dönüşümün başlangıcını temsil ediyor ve Filipinler’i hem Asya’da hem de dünyada dijital finansal yeniliklerin öncülerinden biri haline getirebilir.

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, Eylül ayında faiz indirimi olasılığına kapı araladığını belirtti. Powell’ın açıklamaları, piyasaların temkinli iyimserliğini artırdı ve yatırımcıların risk iştahı yükseldi. Konuşmada, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği ve enflasyonun kontrol altında tutulması vurgulanırken, Fed’in mevcut para politikasında esnek adımlar atabileceği sinyalleri verildi.
Piyasa tepkisi hızlı oldu. S&P 500 endeksi yüzde 1,5 yükselerek Mayıs ayından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Powell’ın güvercin mesajları, özellikle teknoloji ve enerji sektörlerinde güçlü alımlara yol açtı. Analistler, bu tür açıklamaların kısa vadeli volatiliteyi artırabileceğini ancak uzun vadede ekonomik büyümeye destek sağlayacağını ifade ediyor.
Ekonomik göstergelere bakıldığında, ABD’de tüketici harcamaları Temmuz ayında beklentilerin üzerinde seyretti. İşsizlik oranları istikrarlı kalırken, çekirdek enflasyon verileri yavaşlama sinyalleri gösterdi. Bu tablo, Powell’ın açıklamalarını destekleyen temel veriler olarak yorumlanıyor.
Analistler, Fed’in faiz indirimi ihtimalinin yatırımcılar için bir moral unsuru olduğunu belirtiyor. Özellikle gelişen piyasalara yönelen sermayenin artması bekleniyor. Bu durum, ABD borsalarındaki yükselişi desteklerken, dolar endeksinde ise kısa vadeli baskı yaratabilir.
Sonuç olarak, Fed’in güvercin tonlu mesajları, yatırımcılar arasında risk iştahını artırırken piyasaları yukarı taşıdı. Önümüzdeki aylarda Powell’ın açıklamaları ve ekonomik veriler, piyasaların yönünü belirleyecek temel faktörler olarak öne çıkıyor.

Ağustos ayında Hazine, 339,1 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık 480 milyar TL borçlanma gerçekleştirdi. Bu rakam, ilan edilen programın çok üzerinde bir talep olduğunu gösteriyor. Hazine’nin bu hamlesi, TCMB’nin faiz indirimi döngüsü ve rezerv artışıyla desteklenerek piyasalara güven verdi.
Borçlanma stratejisi, yatırımcı talebini karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda piyasadaki likiditeyi artırarak faizlerin düşmesine katkı sağladı. Yatırımcılar, yoğun ihraçlara gösterdikleri ilgiyi, Hazine’nin güvenilir borç yönetimi ve ekonominin istikrarını koruma kabiliyetine bağlıyor.
Analistler, Hazine’nin borçlanma başarısını, global faiz ortamı ve Türkiye’nin kredi notu ile ilişkilendiriyor. Rezervlerdeki artış ve enflasyon beklentilerindeki iyileşme, Hazine’nin elini güçlendiren faktörler olarak öne çıkıyor.
Sonbahar dönemi için yapılan bu güçlü borçlanma, kamu yatırımları ve ekonomik teşvik programları için önemli bir kaynak sağlıyor. Bu hamle, piyasada güveni artırırken yatırımcıların uzun vadeli planlarını da destekliyor.
Hazine’nin stratejisi, önümüzdeki aylarda faiz indirimi ve likidite yönetimi ile birlikte Türkiye ekonomisine istikrar kazandırmayı hedefliyor.

Kripto piyasasında son dönemde büyük BTC balinalarının satış yapıp Ethereum’a yöneldiği gözlemleniyor. Hyperunite platformundan alınan verilere göre, 12.000’den fazla BTC’nin transferiyle yaklaşık 2 milyar dolarlık Ethereum alımı gerçekleştirildi. Bu ETH’lerin 1,3 milyar doları staking için kullanıldı.
Bu hareket, piyasada volatiliteyi artırırken Ethereum’un öne çıkmasını sağladı. Analistler, balinaların stratejilerini değerlendirirken, Ethereum’un ağ geliştirmeleri, staking getirileri ve DeFi uygulamalarındaki artışın bu tercihi etkilediğini belirtiyor.
Ethereum ekosistemi, bu tür büyük sermaye girişleriyle likidite kazanırken, token fiyatları da yukarı yönlü baskı görüyor. Yatırımcılar, balinaların hareketlerini yakından takip ederek portföy stratejilerini şekillendiriyor.
Bu gelişmeler, kripto piyasasında BTC ve ETH arasındaki değer dengelerinin değişmeye başladığını gösteriyor. Ethereum’un artan likiditesi, DeFi ve NFT ekosistemlerinin büyümesiyle destekleniyor.
Uzmanlar, balinaların hareketlerini bir trend olarak değerlendiriyor ve Ethereum’un kısa vadede BTC karşısında güçlü performans göstermesini bekliyor.

Kripto analiz firması Alphractal, Ethereum’un zincir üzerindeki göstergelerinde önemli bir hareketlilik gözlendiğini belirtti. “Gerçekleşmiş Değer Impulse” ve “Piyasa Sıcaklığı” verileri, yoğun sermaye akışlarını ve olası sert fiyat dalgalanmalarını işaret ediyor.
Bu göstergeler, yatırımcıların dikkatini Ethereum’un kısa vadeli fiyat hareketlerine çekiyor. Analistler, özellikle DeFi protokollerinde yoğun işlem hacimleri ve NFT ekosistemindeki aktivitelerin fiyat üzerinde baskı yaratabileceğini ifade ediyor.
Ethereum zincirindeki yüksek volatilite, hem yatırım fırsatları hem de riskler barındırıyor. Piyasadaki yatırımcılar, bu durum karşısında risk yönetimi stratejilerini gözden geçiriyor.
Alphractal’in verileri, Ethereum’un likiditesinin artmasıyla birlikte fiyat dalgalanmalarının da yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu durum, kısa vadeli işlemciler için hem fırsat hem de uyarı niteliği taşıyor.
Uzmanlar, Ethereum’daki zincir üzeri göstergelerin yakından takip edilmesi gerektiğini belirterek, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmesini öneriyor.

Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato, Tokyo’da yaptığı açıklamada, kripto varlıkların borsa hisseleri gibi sınıflandırılacağını duyurdu. Yeni düzenleme ile şirketlerin kripto ETF başlatması kolaylaşacak ve 2026 yılında yürürlüğe girmesi planlanıyor.
Bu reform, kripto paraların “ödeme aracı” değil, “finansal ürün” olarak tanımlanmasını sağlıyor. Böylece Japonya’da yatırımcılar, düzenlenmiş bir ortamda kriptoya yatırım yapabilecek. Analistler, bu adımın Asya’da spot ETF’lerin yaygınlaşmasına öncülük edeceğini belirtiyor.
Düzenleme, piyasalara güven aşılamakla kalmayıp, yatırımcı çeşitliliğini de artıracak. Bu durum, spot kripto ETF’lerinin hacim ve likiditesini yükselterek fiyat hareketlerini etkileyebilir.
Japonya’nın bu hamlesi, diğer Asya ülkeleri için de örnek teşkil edebilir ve küresel ETF piyasasında yeni trendlerin önünü açabilir.

Cardano kurucusu Charles Hoskinson, Ripple CEO’su Brad Garlinghouse ile gerçekleştirdiği görüşmeyi paylaştı. Ayrıca, Chainlink kurucu ortağı Sergey Nazarov ile yapılan görüşmede, Chainlink’in Cardano, Midnight ve Bitcoin ekosistemlerine entegrasyonu ele alındı.
Amaç, UTXO tabanlı ekosistemler arasında güçlü bir zincirler arası bağlantı kurmak ve veri akışını optimize etmek. Analistler, bu tür iş birliklerinin DeFi projeleri ve akıllı sözleşme uygulamaları için kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Bu görüşmeler, yatırımcılar arasında Cardano ve Ripple ekosistemine yönelik ilgiyi artırdı. Piyasalarda kısa vadeli dalgalanmalar yaşansa da uzun vadede iş birliği projelerinin token fiyatlarını desteklemesi bekleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Federal Reserve (Fed) Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook’u mortgage sözleşmelerinde yanlış beyanda bulunduğu iddiasıyla görevden aldığını açıkladı. Bu gelişme, Fed’in bağımsızlığı ve politik karar alma süreçleri üzerinde ciddi tartışmalara yol açtı. Uzmanlar, Trump’ın yerine kendi görüşlerine yakın bir isim atamasının olası olduğunu ve bunun kısa vadede finansal piyasalarda belirsizlik yaratabileceğini belirtiyor.
Cook’un görevden alınmasının ardından dolar, yatırımcı güvenindeki azalma nedeniyle değer kaybetti. Piyasalar güvenli limanlara yönelirken, altın ve devlet tahvilleri talep gördü. Analistler, Fed’in bağımsızlığına yönelik bu tür müdahalelerin piyasa algısı üzerinde uzun vadeli etkiler bırakabileceğini, özellikle yatırımcıların risk iştahı ve portföy dağılımları açısından kritik olduğunu vurguluyor.

Fransa Başbakanı Francois Bayrou, 44 milyar euroluk harcama kesintilerini ve vergi artışlarını içeren reform paketine karşı muhalefetin yoğun direnişi nedeniyle mecliste güven oylaması çağrısı yaptı. Reform paketi, iki resmi tatilin kaldırılmasını ve bazı sosyal harcamaların azaltılmasını içeriyor.
Bu gelişme, Fransız tahvillerinde satış baskısı yaratırken, Avrupa piyasaları da olası hükümet krizine karşı temkinli yaklaşmaya başladı. Ekonomistler, hükümetin istikrarını kaybetmesi durumunda bütçe hedeflerinin sarsılabileceğini ve borçlanma maliyetlerinin artabileceğini belirtiyor. Bu durum, yatırımcılar için risk primlerini yükseltebilir ve AB genelinde ekonomik belirsizliği artırabilir.

Kripto borsası Gemini, Ripple (XRP) ile iş birliği yaparak sınırlı sayıda XRP temalı kredi kartını piyasaya sürdü. Gemini Credit Card – XRP Edition, kullanıcılara harcamalarından anında XRP kazanma fırsatı sunuyor.
Analistler, bu adımın kripto ve geleneksel finans arasında köprü kuran yenilikçi bir yaklaşım olduğunu belirtiyor. XRP kullanıcıları için ekosistem içi teşvikler sağlayan kart, aynı zamanda Ripple’ın marka bilinirliğini ve benimsenmesini artırmayı hedefliyor. Sınırlı sayıda sunulması, ürünün değerini ve kullanıcı ilgisini yükseltebilir.

ABD yönetimi, Hindistan’dan ithal edilen belirli ürünler için gümrük vergilerini önemli ölçüde artırdı. Washington saatlerine göre Çarşamba günü 12:01 itibarıyla yürürlüğe giren düzenleme kapsamında, bazı elektronik ihracat kalemleri ve stratejik sektörler muaf tutulacak. Daha önce yüzde 25 olan gümrük vergisi oranı, yeni düzenleme ile yüzde 50’ye yükseltildi. Bu karar, ABD-Hindistan ticari ilişkilerinde gerilim yaratabilecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, söz konusu vergilerin özellikle orta ve küçük ölçekli ihracatçıları etkileyebileceğini belirtiyor. Öte yandan, Apple gibi büyük teknoloji şirketlerinin Hindistan’daki üretim tesisleri ve büyük ölçekli yatırımları, uygulamadan etkilenmeyecek şekilde istisna kapsamında bırakıldı. Ekonomistler, uzun vadede bu tür tarifelerin hem Hindistan’ın ihracat gelirleri hem de ABD tüketici fiyatları üzerinde etkili olabileceğine dikkat çekiyor. ABD hükümetinin açıklamasında, bu adımın yerli üreticileri koruma ve Çin gibi rakiplerle rekabet edebilirliği artırma hedefiyle atıldığı vurgulandı.

ABD Ticaret Bakanlığı, Türkiye dahil 10 ülkeden yapılan çelik ithalatını kapsayan detaylı bir inceleme sürecini tamamladı ve nihai kararını açıkladı. Reuters’ın haberine göre, Türkiye’den ithal edilen çelik ürünlerine yüzde 6,48 ile yüzde 13,47 arasında değişen ilave antidamping ve telafi edici vergiler uygulanacak. Bu karar, ABD çelik piyasasında yerli üreticileri korumaya yönelik bir adım olarak yorumlanıyor. Uygulamanın yürürlüğe girmesiyle, Türkiye ve diğer ülkelerden gelen çelik ürünlerinin maliyeti artacak, bu da ithalat hacimlerini potansiyel olarak düşürebilir. Ticaret uzmanları, bu tür önlemlerin ABD’deki yerli çelik üreticileri için kısa vadeli fayda sağlayabileceğini, ancak uzun vadede küresel tedarik zincirinde olası aksamalara yol açabileceğini belirtiyor. Kararın gece saatlerinde yayımlanan resmi açıklaması, piyasalarda kısa süreli bir belirsizlik yaratsa da yatırımcılar ve ihracatçılar şimdiden yeni stratejilerini şekillendirmeye başladı.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’nın Ukrayna ile barış anlaşmasına yanaşmaması halinde yeni ekonomik yaptırımlar uygulayacaklarını açıkladı. Trump, Moskova’dan gelen bazı açıklamaların yalnızca “gösteriş” niteliğinde olduğunu savunurken, barış sürecinin hızlanması gerektiğini vurguladı. Başkan ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin doğrudan müzakere masasına oturmasının kritik olduğunu belirtti. Bu açıklamalar, uluslararası kamuoyunda diplomatik baskının artacağına işaret ediyor. Analistler, olası yaptırımların enerji ve gıda piyasaları başta olmak üzere küresel ekonomiye yansımalarının olabileceğine dikkat çekiyor. Aynı zamanda yatırımcılar, jeopolitik risklerin artmasıyla güvenli liman varlıklara yöneliyor; altın ve ABD tahvilleri bu süreçte ön plana çıkıyor.

Nasdaq’ta işlem gören Kindly MD şirketi, toplam 5 milyar dolar değerinde hisse ihracı başvurusunda bulundu. Şirket, bu hisse satışından elde edilecek gelirin tamamını Bitcoin alımı için kullanmayı planlıyor. Bu girişim, geleneksel finans dünyasında faaliyet gösteren şirketlerin kurumsal ölçekte kripto varlıklara yönelişinin önemli bir örneği olarak değerlendiriliyor. Finans analistleri, Kindly MD’nin bu hamlesinin Bitcoin fiyatında kısa vadeli dalgalanmalara yol açabileceğini öngörüyor. Başvurunun onaylanması halinde, şirket kurumsal ölçekte yatırım yapan en büyük firmalardan biri haline gelecek ve Bitcoin’in kurumsal kabulü açısından önemli bir dönüm noktası olarak görülecek.

Apple’ın yeni bir alt alan adı olan “ripple.apple.com”u aktif hale getirdiği tespit edildi. Subdomain izleme platformu Bark tarafından fark edilen bu hareket, teknoloji devi ile Ripple (XRP) ekosisteminin olası bir entegrasyon hazırlığında olabileceğine dair spekülasyonları artırdı. Resmi bir açıklama henüz yapılmamış olsa da kripto topluluğu bu gelişmeyi Apple’ın blockchain tabanlı teknolojilere yönelmesi olarak yorumluyor. XRP topluluğu, olası iş birliğinin ödeme sistemlerinde ve dijital varlık entegrasyonlarında yeni fırsatlar sunabileceğini belirtiyor. Analistler, Apple ve Ripple ortaklığının gerçekleşmesi durumunda hem XRP fiyatını hem de Apple’ın blockchain stratejilerini etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

ABD’de işlem gören spot Ethereum ETF’leri, pazartesi günü toplamda 443,9 milyon dolar net giriş kaydetti ve bu, üçüncü gün üst üste pozitif akış olarak kayıtlara geçti. SoSoValue verilerine göre, BlackRock’un ETHA fonu 314,9 milyon dolarla en fazla yatırım çeken fon oldu. Fidelity’nin FETH fonu 87,4 milyon dolarlık giriş alırken, Bitwise, 21Shares, Invesco ve Grayscale’in Mini Ethereum Trust fonları da benzer şekilde artıda kapattı. Analistler, Ethereum ETF’lerinin performansının aynı dönemde Bitcoin ETF’lerini geride bıraktığını ve kurumsal yatırımcıların Ethereum’a olan ilgisinin giderek arttığını belirtiyor. Bu gelişme, Ethereum’un finansal ürün olarak benimsenmesinde önemli bir adım olarak yorumlanıyor.

Morgan Stanley analistleri, ABD Merkez Bankası’nın 2025 yılı içinde iki kez faiz indirimi yapmasını öngördü. Banka uzmanlarına göre, ilk indirim Eylül ayında, ikinci indirim ise Aralık ayında gerçekleşecek. Analistler, Fed Başkanı Jerome Powell’ın son açıklamalarında tonu değiştirerek, para politikasında daha erken bir gevşeme sinyali verdiğini belirtiyor. Morgan Stanley, önceki öngörüsünü Powell’ın mesajları sonrasında revize ederek, piyasaların faiz indirimi beklentisini dikkate almasını önerdi. Bu gelişmeler, ABD piyasaları ve global finansal sistem üzerinde doğrudan etki yaratabilir; yatırımcılar, düşük faiz ortamına göre portföylerini yeniden şekillendiriyor.

Filipinler Senatörü Bam Aquino, ülkenin ulusal bütçesini ve finansal işlemlerini blok zinciri teknolojisi üzerine taşıyacak bir yasa tasarısı hazırlıyor; bu girişim, devlet harcamalarında tam şeffaflık ve kamuya hesap verebilirlik sağlamayı amaçlıyor. Aquino, Manila Tech Summit’te yaptığı açıklamada, teklifin önümüzdeki haftalarda sunulacağını ve vatandaşların bütçeyi tamamen izleyebilmesini hedeflediklerini belirtti. Senatör, bu sistemle her pesonun şeffaf ve sorumlu olmasını sağlamak istediklerini vurgularken, geniş destek sağlama zorluğunu da kabul etti; başarılı olursa Filipinler, bütçesini tamamen blok zincirine taşıyan ilk ülke olacak. Girişim, kısa süre önce Bütçe ve Yönetim Dairesi’nin Polygon ağını kullanarak başlattığı blok zinciri tabanlı belge doğrulama sistemiyle paralel ilerliyor, ancak bu platformla entegrasyon detayları henüz netleşmedi. Aquino’nun tasarısı, küresel ölçekte blok zincirinin kamu politikalarında kullanımını destekleyen diğer adımlarla da uyumlu; ABD’de de benzer bir girişimle GSYİH ve ekonomik veriler blok zinciri altyapısıyla paylaşılmayı planlıyor. Aynı zamanda Filipinler, Kongre Üyesi Miguel Luis Villafuerte’in önerdiği stratejik Bitcoin rezervi tasarısıyla dijital varlıkları da kamu finansmanında test etmeye hazırlanıyor; plan, 10.000 BTC’ye kadar rezerv oluşturmayı ve bunların sıkı denetim ve dağıtılmış soğuk depolarda saklanmasını öngörüyor. Bu adımlar, ülkede ulusal bütçe yönetimi ve rezerv stratejilerinde blok zincir ve kripto varlıkların entegrasyonuna yönelik kapsamlı bir yaklaşımı işaret ediyor.


