Kripto piyasası, Bitcoin’in geçtiğimiz günlerde 124.000 doların üzerine çıkarak rekor kırmasının ardından sert bir düşüşle haftaya başladı; Pazartesi günü 116.000 doların altına gerileyen Bitcoin, Fed’in faiz indirimi beklentilerindeki zayıflama ve jeopolitik belirsizliklerin baskısıyla %2,7 civarında kayıp yaşadı. Makroekonomik veriler ve ABD-Rusya ilişkilerindeki gelişmeler yatırımcı risk iştahını sınırlarken, Altcoin ETF’leri için SEC’in kararlarını ertelemesi, piyasalardaki belirsizliği artırdı. Öte yandan Asya’da dijital finansal adımlar hız kazandı; Japonya yen destekli stabil kripto JPYC’nin onay sürecini başlatırken, Güney Kore sabit kripto yasasını Ekim ayında meclise sunmayı planlıyor ve Tayland, TouristDigiPay pilot programıyla turistlerin kripto ile ödeme yapabilmesini sağladı. Kurumsal yatırımlarda ise kripto varlık yatırım fonlarına rekor düzeyde girişler yaşandı; toplamda 3,75 milyar dolarlık girişin büyük kısmı ABD kaynaklı olurken, Ethereum ürünleri öne çıkarak tüm haftalık girişlerin %77’sini oluşturdu ve yılbaşından bu yana tarihî bir rekor kırdı. Bitcoin, Solana ve XRP de sınırlı pay aldı. Kurumsal ilgi sadece yatırım fonlarıyla sınırlı kalmadı; blockchain tabanlı kredi şirketi Figure Technology Solutions IPO başvurusunda bulunurken, KindlyMD Inc. yan kuruluşu Nakamoto Holdings aracılığıyla 5.743 Bitcoin alımı yaparak hazine varlığını güçlendirdi ve uzun vadeli bir birikim stratejisi benimsedi. Çin ise yuan destekli sabit kripto paralar için kapsamlı bir yol haritası hazırlayarak, Hong Kong ve Şanghay’ı pilot bölgeler olarak belirledi ve yuanın küresel kullanımını artırmayı hedefleyen politikalarını SCO Zirvesi’nde tartışmaya açtı. Bu gelişmelerin yanında Tether, eski Beyaz Saray Kripto Konseyi İcra Direktörü Bo Hines’ı ABD stratejik danışmanı olarak kadrosuna alarak, Amerikan pazarında istikrar, uyum ve inovasyonu önceliklendiren bir strateji geliştirmeyi amaçlıyor. Tüm bu adımlar, kripto ekosisteminde hem yatırımcı ilgisinin hem de düzenleyici ve kurumsal faaliyetlerin artmakta olduğunu gösteriyor.

Kripto piyasası haftaya sert bir satış dalgasıyla başladı. Geçtiğimiz günlerde 124.000 doların üzerine çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gören Bitcoin, Pazartesi günü 116.000 doların altına gerileyerek dikkat çekti.
Türkiye saatiyle 17.10 itibarıyla en büyük kripto para birimi %2,7 kayıpla 115.160 dolar civarında işlem görüyordu. Bu düşüşte, Fed’in agresif faiz indirimine dair beklentilerin zayıflaması ve jeopolitik gelişmelerin yarattığı belirsizlik etkili oldu.
ABD’den gelen beklenenden yüksek üretici fiyat endeksi ve ithalat fiyatları, enflasyonun gümrük vergileriyle birlikte yeniden hız kazanabileceği kaygısını doğurdu. Bu tablo, piyasaların Eylül ayında Fed’den büyük çaplı faiz indirimi bekleyişini zayıflattı.
CME FedWatch verilerine göre yatırımcıların önemli kısmı artık 50 baz puanlık indirim yerine, yalnızca 25 baz puanlık bir adım atılabileceğini öngörüyor. Bu durum risk iştahını azaltırken Bitcoin’deki satış baskısını artırdı.
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçtiğimiz hafta Alaska’da yaptığı zirve, Ukrayna konusunda sonuçsuz kaldı. Trump, ateşkes çağrısı yerine önce kapsamlı bir barış anlaşmasına varılması gerektiğini savunarak Moskova’ya daha yakın bir tavır sergiledi. Bu durum, Putin’in elini güçlendiren bir hamle olarak yorumlandı.
Bugün Washington’da Trump, Ukrayna lideri Volodymyr Zelenskiy ve bazı Avrupalı liderlerle görüşecek. Piyasalar, bu görüşmelerin çatışmayı yumuşatıp yumuşatmayacağına ya da gerginliği artırıp artırmayacağına odaklanmış durumda. Belirsizlik ortamı, Bitcoin gibi yüksek riskli varlıklara olan talebi sınırlıyor.

Japonya, Güney Kore ve Tayland, dijital varlıkların finansal ekosistemde daha güçlü bir şekilde yer alması için ardı ardına düzenlemeler ve yenilikçi projeler açıklıyor. Bölgedeki bu hamleler, hem ulusal para birimlerinin dijitalleşmesine hem de fintech sektörünün gelişmesine ivme kazandırıyor.
Japonya Finansal Hizmetler Ajansı (FSA), Tokyo merkezli fintech şirketi JPYC’nin aynı isimli yen sabitli dijital varlığını bu sonbaharda onaylamaya hazırlanıyor. Ağustos ayında para transfer şirketi olarak resmî kaydını tamamlaması beklenen JPYC, ardından token satışına başlayacak.
Tamamen Japon yenine sabitlenen bu dijital varlık, mevduatlar ve devlet tahvilleri gibi yüksek likiditeli enstrümanlarla desteklenecek. Kullanım alanları arasında uluslararası para transferleri, kurumsal ödemeler ve DeFi platformları öne çıkıyor. JPYC’nin önümüzdeki üç yıl içinde yaklaşık 1 trilyon yenlik (6,8 milyar dolar) bir arzla piyasaya sürülmesi planlanıyor. Japonya, 2022’de stabil kripto paraların yasal zeminini hazırlayarak bu alanda öncü adım atan ülkelerden biri olmuştu.
Güney Kore Finansal Hizmetler Komisyonu (FSC), sabit kripto varlıklara ilişkin düzenlemeleri kapsayan yasa tasarısını Ekim ayında parlamentoya sunmayı planlıyor. Tasarı, stabil kripto ihraç süreçlerinden teminat yapılarına ve risk yönetim mekanizmalarına kadar kapsamlı kurallar içeriyor. Bu adım, ülkenin dijital varlıklarla ilgili ikinci büyük yasal düzenlemesi olacak.
Tayland, TouristDigiPay adlı pilot uygulama ile turistlerin kripto paralarla alışveriş yapabilmesini mümkün kıldı. Bu program, ülkenin hem turizm gelirlerini çeşitlendirmesi hem de dijital finansal entegrasyonunu hızlandırması açısından stratejik önem taşıyor.

Geçtiğimiz hafta kripto varlık yatırım ürünlerine 3,75 milyar dolar giriş gerçekleşti. Bu tutar, şimdiye kadar kaydedilen en büyük dördüncü haftalık giriş olurken; yönetim altındaki toplam varlıkların (AuM) 13 Ağustos itibarıyla 244 milyar dolarla tarihi zirveye ulaşmasını sağladı.
Söz konusu sermaye akışının neredeyse tamamı, iShares tarafından sunulan tek bir yatırım ürününe yöneldi. Bu olağan dışı yoğunluk, son haftalarda zayıf olan piyasa havasına karşın yatırımcı ilgisinin yeniden canlandığını ortaya koyuyor. Kripto yatırım fonlarındaki bu güçlü dönüş, piyasada toparlanma sinyali olarak yorumlandı.
Bölgesel dağılıma bakıldığında girişlerin büyük çoğunluğu ABD kaynaklı oldu. Toplam girişlerin %99’u (3,73 milyar dolar) ABD merkezli fonlara yönelirken; diğer ülkelerde daha sınırlı hareketler görüldü. Kanada 33,7 milyon dolar, Hong Kong 20,9 milyon dolar ve Avustralya 12,1 milyon dolar giriş bildirirken; Brezilya (-10,6 milyon $) ve İsveç (-49,9 milyon $) tarafında çıkışlar yaşandı.
Haftanın en dikkat çekici gelişmesi, Ethereum ürünlerine olan yoğun talep oldu. Yatırım ürünleri, tek başına 2,87 milyar dolarlık giriş çekerek toplamın %77’sini oluşturdu. Bu güçlü ilgiyle Ethereum’un yılbaşından bu yana fon girişleri 11 milyar dolara ulaştı ve varlık için tüm zamanların en yüksek yıllık giriş rekoru kırıldı.
Ethereum’un toplam yönetilen varlıklar içindeki payı da yılbaşından bu yana %29’a yükseldi. Aynı dönemde Bitcoin’in ulaştığı %11,6’lık oranın oldukça üzerinde gerçekleşmesi, Ethereum’un yatırımcı gözünde ekosistemdeki konumunu güçlendirdiğini ortaya koyuyor.
Ethereum’un öncülük ettiği haftada Bitcoin fonlarına girişler daha sınırlı kaldı. En büyük kripto para yalnızca 552 milyon dolar yatırım çekebildi. Bununla birlikte bazı alternatif kripto varlıklar da dikkat çekti:

New York merkezli Figure Technology Solutions Inc., ilk halka arz (IPO) başvurusu yaparak borsaya açılmayı hedefleyen kripto odaklı şirketler arasına katıldı.
Şirketin açıkladığı verilere göre, 30 Haziran’da sona eren altı aylık dönemde 190,6 milyon dolar gelir üzerinden 29,1 milyon dolar net kâr elde edildi. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde ise 156 milyon dolar gelir elde edilmesine rağmen 15,6 milyon dolar net zarar kaydedilmişti.
Eski SoFi (NASDAQ:SOFI) CEO’su Mike Cagney tarafından 2018’de kurulan Figure, ev özkaynak kredileri, kripto teminatlı krediler ve dijital varlık alım satımı dahil olmak üzere farklı finansal hizmetleri blockchain teknolojisi ile sunuyor. Şirket bugüne kadar blok zinciri üzerinden 16 milyar doları aşkın kredi finansmanına aracılık etti.
Figure, kredi süreçlerini geliştirmek amacıyla OpenAI ve Google (NASDAQ:GOOGL) Gemini tarafından geliştirilen yapay zeka çözümlerini de iş süreçlerine entegre ediyor.
Şirketin yatırımcıları arasında Apollo Global Management ve Ribbit Capital gibi önde gelen fonlar yer alıyor. IPO sonrasında da kurucu Mike Cagney’nin şirketteki çoğunluk oy kontrolünü koruması bekleniyor.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kripto odaklı yeni borsa yatırım fonu (ETF) başvurularına ilişkin kararını ileri bir tarihe bıraktı. 18 Ağustos’ta yayımlanan belgelerle, Truth Social’ın Bitcoin ve Ethereum ETF başvurusu ile 21Shares ve Bitwise’ın Solana ve XRP tabanlı ETF tekliflerinin incelenmesinin Ekim ayında tamamlanacağı duyuruldu.
SEC’nin bu yaklaşımı, 2024 boyunca altcoin tabanlı ETF başvurularında izlediği sistematik erteleme politikasının bir devamı niteliğinde. Kurum, genellikle yasal sürenin tamamını kullanarak kamuoyundan görüş topluyor ve nihai kararını son aşamada açıklıyor.
Truth Social’ın ETF başvurusu, Haziran ayında Trump Media & Technology Group üzerinden yapılmış ve Bitcoin ile Ethereum’u doğrudan tutan emtia bazlı bir yatırım ürünü olarak tasarlanmıştı. Eğer onaylanırsa, 21Shares ve Bitwise’ın Solana ETF’leri ABD’de bir ilk olacak. XRP odaklı 21Shares Core XRP Trust ise tokenin fiziksel olarak tutulduğu bir yapı sunuyor.
Politik ve Finansal Baskılar
Truth Social’ın başvurusu, Trump ailesinin kriptoya olan doğrudan ilgisi nedeniyle siyasi tartışmalara da yol açtı. Eleştirmenler, bu bağlantının SEC’in tarafsızlığına gölge düşürebileceğini savunuyor. Accountable.US Başkanı Caroline Ciccone, böyle bir onayın kamu güvenini zedeleyebileceğini ifade etti.
Öte yandan, SEC 2024 yılında bir mahkeme kararının ardından spot Bitcoin ve Ethereum ETF’lerine onay vermiş ve piyasalarda daha açık bir tutum benimsemeye başlamıştı. Komisyon ayrıca kripto ETF’lerde ayni yaratma ve geri alım mekanizmasına da yeşil ışık yaktı.
Yıl boyunca özellikle Ethereum ETF’lerine yoğun yatırım girişi görülürken, BlackRock’ın iShares Bitcoin Trust ETF (IBIT) 87 milyar dolarlık varlık büyüklüğü ile piyasanın lideri konumunu koruyor. Bu tablo, SEC’in önümüzdeki aylarda vereceği kararların hem piyasa hem de siyaset açısından ne kadar kritik olacağını gösteriyor.

KindlyMD Inc. (NAKA), yan kuruluşu Nakamoto Holdings Inc. aracılığıyla 5.743,91 Bitcoin satın aldı. Bu alımla birlikte şirketin toplam Bitcoin varlığı 5.764,91 BTC seviyesine ulaştı.
Sağlık hizmetleri sağlayıcısı, özel yatırım halka açık sermaye (PIPE) işlemlerinden elde edilen fonları kullanarak yaklaşık 679 milyon dolar değerinde alım yaptı. Bitcoin başına ağırlıklı ortalama fiyat ise 118.204,88 dolar olarak gerçekleşti. Bu, şirketin Ağustos 2025’te Nakamoto Holdings ile birleşmesini tamamlamasının ardından gerçekleştirdiği ilk Bitcoin alımı oldu.

KindlyMD CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı David Bailey, işlemi değerlendirerek şunları söyledi:
“Bu alım, Bitcoin’in kurumlar için nihai rezerv varlık olduğuna dair inancımızı güçlendiriyor.”
Şirket, “Nakamoto Bitcoin Hazinesi” programı kapsamında uzun vadede 1 milyon Bitcoin biriktirmeyi hedefliyor.
KindlyMD, birinci basamak sağlık hizmetleri, ağrı yönetimi, davranış sağlığı ve alternatif tedaviler sunan bir sağlık şirketi olarak faaliyet gösteriyor. Ağustos 2025’te Nakamoto Holdings ile birleşerek, halka açık bir Bitcoin hazine aracıoluşturdu. Bu strateji, şirketin sağlık hizmetlerini Bitcoin odaklı hazine yönetimi ile entegre etme vizyonunun bir parçasını oluşturuyor.
KindlyMD, NASDAQ’ta NAKA hisse koduyla işlem görüyor.

Çin, dijital varlık stratejisini yeniden şekillendirerek, yuan destekli sabit kripto paraların kullanımını yaygınlaştırma yönünde önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. Yetkililere yakın kaynaklara göre, ülkenin en üst yürütme organı Devlet Konseyi, ay sonu itibarıyla konuya dair kapsamlı bir yol haritasını değerlendirecek. Bu karar, Çin’in küresel finans sisteminde yuanın kullanımını artırma hedefi açısından kritik önem taşıyor.
Hazırlanan yol haritasının, sabit kripto paraların kullanımına yönelik hedefler, düzenleyici kurumların sorumluluk dağılımı ve risk yönetimi çerçevelerini içereceği bildirildi. Bu hamle, Çin’in 2021’de kripto para ticareti ve madenciliğini yasaklamasından sonra dijital varlık alanında atacağı en büyük politika değişikliği olacak.
Çinli yetkililer, Hong Kong ve Şanghay’ın yeni düzenlemelerin uygulanmasında öncü rol üstleneceğini açıkladı. Hong Kong sabit kripto yasası, 1 Ağustos itibarıyla yürürlüğe girdi ve bölgenin yasal altyapısını oluşturdu. Çin Merkez Bankası (PBOC) danışmanı Huang Yiping, Hong Kong’da offshore yuan sabit kripto parasının “bir olasılık” olduğunu belirtti.
Şanghay’da ise dijital yuan için uluslararası operasyon merkezi kurma çalışmaları sürüyor. Hükümet, bu projeleri, yuanın sınır ötesi işlemlerde kullanımını artırmanın stratejik bir aracı olarak görüyor.
Çin, yuanın küresel kullanımını desteklemek amacıyla 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde Tianjin’de düzenlenecek Şanghay İş Birliği Örgütü (SCO) Zirvesi’nde sabit kripto para kullanımını gündeme taşıyacak. Zirvede, yuan destekli sabit kriptoların sınır ötesi ödemelerde kullanımı konusunda çok taraflı görüşmeler yapılması planlanıyor.
Standard Chartered tahminlerine göre, mevcutta 247 milyar dolar büyüklüğünde olan sabit kripto para piyasasının, 2028 yılına kadar 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Çin, bu fırsattan faydalanmak üzere dijital varlık stratejisini hızla hayata geçirmeyi planlıyor.

Dijital varlık ekosisteminin önde gelen isimlerinden Tether, eski Beyaz Saray Kripto Konseyi İcra Direktörü Bo Hines’ı ABD dijital varlık stratejisi için stratejik danışman olarak kadrosuna kattığını duyurdu.
Hines, yeni görevinde Tether’in lider kadrosuyla yakın iş birliği içinde çalışacak ve şirketin ABD pazarına giriş stratejilerini şekillendirirken politika yapıcılar ve sektör paydaşlarıyla yapıcı ilişkiler kuracak. Ayrıca, Tether Investments’ın ABD ekosistemine yaklaşık 5 milyar dolarlık yeniden yatırım yaptığı göz önüne alındığında, Hines’in katılımı şirketin bu kritik pazara bağlılığını ve uyum kapasitesini daha da artıracak.
Tether CEO’su Paolo Ardoino, atamayı değerlendirirken şunları söyledi:
“Bo’nun aramıza katılması, ABD merkezli güçlü bir dijital varlık ekosistemi oluşturma kararlılığımızı gösteriyor. Yasama sürecine dair derin bilgisi ve blokzincirin pratik kullanımına olan tutkusu, Tether’in dünyanın en büyük pazarına girişinde paha biçilmez bir katkı sağlayacak. Yüzyılda Bir Kurulabilecek Şirket’i inşa etme yolculuğumuzda katkılarından büyük heyecan duyuyoruz.”
Yeni görevine ilişkin açıklamalarda bulunan Hines ise, şunları ifade etti:
“Kamu hizmetinde bulunduğum süre boyunca stablecoin’lerin ödemeleri modernize etme ve finansal kapsayıcılığı artırma potansiyeline tanık oldum. Bu kritik dönemde Tether’e katılmaktan büyük heyecan duyuyorum. ABD pazarında istikrar, uyum ve inovasyonda standart belirleyecek bir ürün ekosistemi oluşturmak için çalışacağım.”
Hines’in katılımı, Tether’in ABD pazarındaki büyüme ve düzenleyici uyum stratejisinin merkezinde yer alacak.

Avrupa Birliği, dijital euro projesini hızlandırma yönünde önemli adımlar atıyor. Financial Times’ın haberine göre Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve AB kurumları, dijital para biriminin teknik altyapısı, yasal çerçevesi ve kullanım senaryoları üzerine yoğun bir şekilde çalışmaya başladı. Bu sürecin hız kazanmasında, ABD’nin dijital varlık düzenlemelerinde attığı hızlı adımlar doğrudan etkili oldu.
Özellikle ECB’nin, dijital euro’nun yalnızca kapalı bir sistemde değil, Ethereum veya Solana gibi halka açık Blockchain ağlarında ihraç edilmesini değerlendirdiği belirtiliyor. Böylece, daha erişilebilir ve yaygın altyapılar üzerinden geniş bir kullanıcı tabanına ulaşılması hedefleniyor. Ancak bu yaklaşım, gizlilik ve güvenlik konularında bazı tartışmaları da beraberinde getiriyor.
AB yetkilileri, ABD’nin kısa süre önce yürürlüğe koyduğu “GENIUS Act” adlı kapsamlı stablecoin yasasınınardından, geri kalmamak için projeyi hızlandırma gerekliliğini vurguluyor. Dünyanın en büyük ekonomik bloğu olan AB, dijital varlık alanında ABD’ye karşı rekabet gücünü koruma niyetinde. Analistlere göre, ABD’de stablecoin pazarının büyümesi, Euro Bölgesi’nde parasal egemenlik açısından riskler doğuruyor. Bu nedenle dijital euro, hem rekabet üstünlüğünü güçlendirmek hem de dolar bazlı sabit kriptoların Avrupa’daki hakimiyetini dengelemek için stratejik bir hamle olarak görülüyor.
Bugün piyasada bazı euro destekli stablecoinler bulunsa da, bunların piyasa değerleri dolar destekli muadillerine kıyasla oldukça düşük seviyelerde kalıyor. Bu da euro’nun dijital varlık ekosistemindeki etkinliğinin sınırlı olduğunu ortaya koyuyor. Yetkililer, dijital euro’nun hayata geçmesiyle birlikte bu dengesizliğin giderilerek euro’nun küresel dijital finans arenasında daha güçlü temsil edilmesini amaçlıyor.


