Kripto para piyasalarındaki son gelişmeleri, öne çıkan projeleri ve yatırım fırsatlarını tek bir bültende keşfedin. Piyasa analizleri, önemli duyurular ve sektörel özetlerle kripto dünyasının nabzını tutun.
17.11.2025 / 21.11.2025
Hong Kong, tokenize edilmiş mevduatlar ve dijital varlıklarla gerçek değerli işlemleri test etmeye başlayan Ensemble¹TX pilotu ile finansal altyapısında blockchain tabanlı dönüşümü hızlandırırken, Tether hem Ledn’a stratejik yatırım yaparak Bitcoin teminatlı kredi alanında pozisyonunu güçlendiriyor hem de yapay zekâ ve robotik girişimi Neura Robotics’e olası 1,15 milyar dolarlık yatırım ile teknoloji portföyünü genişletiyor. El Salvador, toplam rezervini 7.474 BTC’ye yükselten tek seferdeki en büyük Bitcoin alımıyla dikkat çekerken, Japonya kripto para vergilerini yüzde 55’ten sabit yüzde 20’ye indirerek yatırımcılar için daha adil ve öngörülebilir bir ortam yaratıyor. Metaplanet ise Bitcoin tabanlı hazine modelini genişletmek için yeni sermaye artırımı planlarken, Ethereum kurucu ortağı Vitalik Buterin kurumsal fonların ağı olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunuyor. ABD’de Michael Selig’in CFTC başkanlığı adaylığı Senato’ya taşınırken, kripto ETF piyasasında ise Solana spot ETF’leri güçlü girişlerle 17 gün üst üste pozitif seyir sergiliyor ve Bitcoin ETF’leri beş günlük çıkış serisini sonlandırarak kurumsal talebin geri döndüğünü gösteriyor. Tüm bu gelişmeler, hem kripto varlıkların hem de dijital finansal altyapının küresel ölçekte hızla olgunlaştığını ve yatırımcı ilgisinin sürdüğünü ortaya koyuyor.

Hong Kong Para Otoritesi (HKMA), Project Ensemble’in yeni aşaması olan Ensemble¹TX’i resmen başlattığını duyurdu. Bu adım, tokenize edilmiş mevduatlar ve dijital varlıklar ile gerçek değerli (fiat temelli) işlemlerin pilot ortamda test edileceğini gösteriyor. HKMA’ya göre bu, konsept kanıtı (proof-of-concept) seviyesinden daha ileriye geçişi simgeliyor ve finansal altyapının tokenizasyon bakış açısından dönüştürülmesine yönelik önemli bir kilometre taşı.
Ensemble¹TX’in temel hedefi, piyasa katılımcılarının tokenize mevduatları gerçek işlem senaryolarında, özellikle para piyasası fonlarında (money market fund) ve likidite / hazine yönetimi süreçlerinde kullanmasını sağlamak.HKMA, pilotun 2026’ya kadar süreceğini açıklamış durumda.
Başlangıçta interbank (bankalar arası) tokenize mevduat transferleri, Hong Kong Doları (HKD) üzerinden RTGS (Real Time Gross Settlement) sistemi kullanılarak yapılacak. HKMA, pilot ortamı zaman içinde, tokenize edilmiş merkez bankası parasının (tokenized Central Bank Money) 7/24 çalışabileceği bir yapıya dönüştürmeyi planlıyor.
Bu pilotta yer alan bankalar ve kurumlar, HKMA’nın mimari topluluğu (Architecture Community) dahilinde çalışıyor. HSBC, bu projede aktif bir rol oynuyor. 13 Kasım 2025 tarihinde HSBC, Ant International’a ait tokenize mevduatı başka bir bankadaki “cüzdura” başarıyla aktararak ilk “canlı” (live) çapraz-bank işlemine imza attı.HSBC’nin Dijital Para bölümünün yöneticilerinden Vincent Lau, bu gelişmenin Hong Kong’un dijital para ve varlık inovasyonunda küresel merkez olma vizyonunu desteklediğini belirtiyor.
HKMA ile Menkul Kıymetler ve Vadeli İşlemler Komisyonu (SFC) arasında ise sıkı bir iş birliği var. SFC, tokenize varlık sınıflarını ve kullanım senaryolarını regüle etme hedefiyle, Ensemble¹TX çerçevesinde HKMA ile birlikte çalışıyor.Bu projeyle birlikte, hem süreç verimliliği hem de şeffaflık artabilir; tokenize mevduatlar 24/7 çalışabilecek, otomasyon ve programlanabilir özellikler sayesinde kurumların likidite yönetimi daha dinamik hale gelebilir. Bu girişim aynı zamanda Hong Kong’un dijital finans vizyonunun bir parçası: Geleneksel bankacılık sistemini blockchain ile harmanlayarak ileriye dönük finansal altyapıyı inşa etme stratejisi.

Dünyanın en büyük stablecoin’lerinden birinin ihraççısı olan Tether, geleneksel iş modeli dışına çıkarak yapay zekâ ve robotik alanında stratejik bir hamle yapmayı değerlendiriyor. Şirket, Alman robotik girişimi Neura Robotics’e yaklaşık 1,15 milyar dolar tutarında bir yatırım teklifinde bulunma aşamasında.
Görüşmeler henüz netleşmiş değil olsa da, bu adım Neura Robotics’in değerlemesini 8 ile 10 milyar euro bandına çıkarabilir. Neura Robotics, insansı (humanoid) robotlar geliştirmeye odaklanmış bir şirket; hem endüstriyel hem de ev kullanımına yönelik robotlar planlıyor. Şirket, 2030 yılına kadar 5 milyon adede kadar robot üretmeyi hedefliyor ve “robotikte bir iPhone anı” yaratmayı vizyon olarak ortaya koyuyor.
Tether için bu yatırım, stablecoin gelirlerinden elde edilen güçlü nakit akışını ileri teknoloji alanına kaydırma stratejisinin bir parçası. CEO Paolo Ardoino, geleceği “trilyonlarca yapay zekâ ajanı, milyarlarca robot ve insanlar arasında paylaşılan bir ekosistem” olarak betimliyor. Böyle bir hamle, Tether’i sadece finansal bir oyuncu değil, teknoloji yatırımlarında aktif bir aktör hâline getirebilir.
Ancak elbette riskler de büyük: Robotik pazarı sermaye yoğun, rekabet yüksek ve teknolojik belirsizlikler mevcut. Bu yatırımın gerçekleşmesi halinde potansiyel getiriler yüksek olsa da, uzun vadeli bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirecek.

El Salvador hükümeti, pazartesi akşamı gerçekleştirdiği dev Bitcoin alımıyla küresel kripto dünyasının gündemine oturdu. Ülke, tek seferde 1.090 adet Bitcoin satın alarak yaklaşık 100 milyon dolarlık bir işlem hacmine ulaştı. Bu alım, El Salvador’un bugüne kadar yaptığı “tek seferde en büyük BTC alımı” olarak kayıtlara geçti.
Bu hamleyle birlikte ülkenin toplam Bitcoin rezervi 7.474 BTC seviyesine yükseldi. Cumhurbaşkanı Nayib Bukele’nin uzun süredir savunduğu ve “ulusal stratejik varlık” olarak tanımladığı Bitcoin politikası, son fiyat düşüşü döneminde bir kez daha agresif bir yatırım hamlesiyle kendini gösterdi. BTC fiyatlarının kısa süreli geri çekilme yaşadığı bir dönemde yapılan bu alım, hükümetin bu düşüşü bir fırsat olarak değerlendirdiğine işaret ediyor.
El Salvador’un Bitcoin stratejisi, 2021’de BTC’nin resmi para ilan edilmesiyle birlikte küresel ölçekte tartışmalar yaratmaya devam ediyor. Ülke, uzun süredir günlük birim alım politikasıyla rezervini yavaş ama istikrarlı şekilde artırıyordu. Ancak bu son alım, şimdiye kadarki günlük rutinlerin çok ötesine geçen bir büyüklükte olmasıyla dikkat çekti.
Bu devasa alımın zamanlaması çeşitli yorumlara yol açtı. Bazı analistler, hükümetin uzun vadeli bir Bitcoin rezerv fonu oluşturma vizyonu doğrultusunda bu tür zamanlarda risk almayı tercih ettiğini düşünüyor. Diğer taraftan El Salvador’un uluslararası finans kuruluşlarıyla yürüttüğü görüşmeler ve uzun vadeli borçlanma programları göz önünde bulundurularak, bu büyüklükteki alımın ülke bütçesine etkileri de tartışma konusu.
Buna rağmen hükümet, Bitcoin’in geleceğine yönelik kararlılığını sürdürdüğünü açık şekilde ortaya koymuş durumda. Bukele yönetimi, Bitcoin yatırımlarının uzun vadede ülke ekonomisine değer katacağını savunurken, bu son hamle El Salvador’u kripto varlık rezervi açısından dünyanın en agresif yatırım yapan devletlerinden biri konumuna taşıdı.

Japonya hükümeti, kripto para vergilendirme politikalarında kapsamlı bir reform hazırlığına girişerek sektörün yıllardır beklediği kritik bir değişikliğe kapı araladı. Taslak düzenlemeye göre, Bitcoin, Ethereum ve toplamda 105 farklı kripto varlığın vergilendirilmesi yeniden şekillendirilecek. Böylece mevcut vergi yapısındaki en yüksek oran olan yüzde 55’lik gelir vergisi, sabit yüzde 20 sermaye kazancı vergisine indirilecek.
Bu hamle, kripto kazançlarının hisse senetleri ve diğer finansal yatırım ürünleriyle aynı kategoriye alınması anlamına geliyor. Uzmanlara göre böyle bir değişiklik, Japonya’daki kripto yatırımcıları için hem vergisel belirsizliği hem de yüksek vergi yükünü ortadan kaldırarak piyasada ciddi bir rahatlamaya yol açacak.
Yeni düzenleme, yalnızca vergi indirimiyle sınırlı değil. Kripto varlıkların finansal ürün statüsüne alınmasıyla birlikte, bu varlıklar hakkında kamuya açık ve denetlenebilir bilgi sunma zorunluluğu da devreye girecek. Token ihraççıları, proje yapısı, ekip bilgileri ve potansiyel riskler hakkında yatırımcılara detaylı açıklamalar yapmakla yükümlü olacak.
Bir diğer önemli yenilik, içerden bilgiyle işlem yapmayı engellemeye yönelik düzenlemelerin kripto piyasasına da genişletilmesi. Bu maddeyle, özel bilgilerin kullanılarak haksız kazanç elde edilmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Japonya, bu adımla kripto piyasasını geleneksel finans piyasalarına benzer şekilde şeffaf, denetlenebilir ve yatırımcı koruması yüksek bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor.
Reform paketinin hayata geçirilmesi durumunda, kripto yatırımcıları zarar ettikleri yıl sonunda zararlarını üç yıl boyunca ileriye taşıyarak yeni kazançlardan düşebilecek. Böylece vergilendirme sistemi daha adil ve sürdürülebilir hale gelecek.
Düzenlemenin ülke parlamentosuna sunulması ve 2026 mali yılı içinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bu adımın gerçekleşmesi halinde Japonya, Asya’nın en katı kripto vergi rejimlerinden biri olan mevcut yapısından uzaklaşarak bölgenin en rekabetçi ve yatırımcı dostu kripto merkezlerinden biri olma yolunda güçlü bir adım atmış olacak.

Dijital varlık dünyasının en etkili oyuncularından biri olan Tether, tüketicilere yönelik Bitcoin teminatlı kredi pazarına güçlü bir giriş yapıyor. Şirket, bu alanda öne çıkan platformlardan Ledn’a stratejik bir yatırım gerçekleştirdiğini duyurdu. Bu hamle, Tether’in sadece stablecoin ihraççısı olarak değil, aynı zamanda finansal altyapı sağlayıcısı olarak da konumunu genişletme isteğinin somut bir işareti.
Tether’in yatırım kararı, Ledn’ın “dijital varlıkları satmak zorunda kalmadan kredi alma” modeline dayanıyor. Bu yapı, bireylerin ellerindeki Bitcoin’i likiditeye çevirebilmeleri için geleneksel varlıkları satmalarına gerek kalmadan kredi alabilmelerini sağlıyor. Ledn, saklama hizmetleri, risk yönetimi ve tasfiye süreçlerinde güvenilir altyapı sağlayarak, hem bireysel hem kurumsal kullanıcılar için Bitcoin’in teminat olarak kullanılmasını kolaylaştırıyor.
Özellikle 2025 yılında Ledn’ın teminatlı kredi hacmi hızlı bir şekilde büyüdü; platformun yıllık tekrar eden geliri yüz milyon doları aştı ve bu da Bitcoin teminatlı krediye yönelik talebin giderek yükseldiğini gösteriyor. Tether CEO’su, bu yatırımın finansal inovasyonu destekleme vizyonunun bir parçası olduğunu belirterek, Ledn ile ortaklaşa çalışarak dijital varlıkların daha kapsayıcı bir finansal sistemde yer alması yönünde adım attıklarını vurguladı.
Bu stratejik ortaklık, Tether’in uzun vadeli hedefleriyle de örtüşüyor: dijital varlık ekosisteminde sadece likidite sağlamayan, aynı zamanda kullanıcıların varlıklarını koruyarak fayda elde edebileceği ürünler yaratmak. Bu adım, kripto varlıkların “yatırım değil, finansal varlık” olarak görülmesine yönelik bir vizyonu da yansıtıyor.

Japon şirketi Metaplanet, Bitcoin temelli hazine stratejisini genişletme hedefiyle yeni bir sermaye modeline geçiş yapacağını açıkladı. Şirket, denizaşırı yatırımcılara yönelik olarak imtiyazlı hisse senetlerinden oluşan iki kademeli bir yapı oluşturma kararı aldı. Bu yapı, hem hazine varlıklarını artırmayı hem de mevcut ortaklar için seyrelme (dilution) baskısını sınırlamayı amaçlıyor.
Metaplanet’in sermaye stratejisinde yer alan “Class A (MARS)” ve “Class B (MERCURY)” imtiyazlı hisseleri, şirketin Bitcoin birikim stratejisinin itici gücü olarak konumlandırılıyor. MARS hisseleri, belirli bir fiyat seviyesine göre ayarlanabilen temettü oranı ile daha üst bir katmanda yer alırken; MERCURY hisseleri ise kalıcı (perpetual) nitelikte ve sürekli getiri sağlayacak şekilde tasarlandı. Bu yapı sayesinde Metaplanet, hisse ihracı yoluyla yeni fon toplarken aynı zamanda Bitcoin alımını sürdürebilecek esnekliğe kavuşuyor.
Şirketin hedefi, bu sermaye artırımıyla yaklaşık 150 milyon dolar toplamayı ve topladığı fonla Bitcoin hazinesini önemli ölçüde büyütmek. Bu strateji, Metaplanet’in “Bitcoin Flywheel 2.0” vizyonunun bir parçası olarak görülüyor: Dalgalı piyasa koşullarında bile hem Bitcoin biriktirmeye devam edebilmek hem de hisse senedi sahipleri için sürdürülebilir getiri mekanizmaları oluşturmak.
Yönetim, bu yapıyla birlikte kısa vadeli piyasa çalkantılarında hisse senedi sahiplerinin güvenini korumayı ve uzun vadeli Bitcoin yatırım stratejisini daha sağlam temellere oturtmayı hedefliyor. Bu sermaye hamlesi, yalnızca Metaplanet’in bilançosunu güçlendirmekle kalmıyor; aynı zamanda kurumsal düzeyde Bitcoin hazine şirketleri arasındaki rekabette yeni bir model sunuyor.

Ethereum’un kurucu ortaklarından Vitalik Buterin, son dönemdeki kurumsal yatırımcı yoğunluğunun ağ üzerindeki merkeziyetsizlik ve topluluk dinamikleri açısından ciddi riskler taşıdığını dile getiriyor. Buterin’e göre, büyük fonların Ethereum’a büyük miktarlarda yatırım yapması, blok zincirin özgün değerlerinin aşınmasına yol açabilir.
Amaçlandığından farklı bir yönelimle, kurumsal oyuncuların teknik karar alma süreçlerinde ağı domine etme eğilimi, Ethereum’un kullanıcı odaklı ve topluluk merkezli vizyonunu tehdit edebilir. Buterin özellikle, büyük kurumların “blok süresini hızlandırmak” gibi taleplerinin sıradan kullanıcıları ve topluluk geliştiricilerini dışlayabileceğine dikkat çekiyor.
Ayrıca, bu kurumsal baskının Ethereum’un coğrafi ve ideolojik çeşitliliğini zayıflatma riski taşıdığı uyarısında bulunuyor. Buterin’in görüşüne göre, merkeziyetsizlikten ödün verilirse, ağ bir varlık sınıfı olarak “kurumsal finans aracı” haline gelebilir ve bu da Ethereum’un uzun vadeli misyonuyla çelişebilir.
Buterin’in sözleri, Ethereum ekosistemi içinde önemli bir tartışma başlatıyor: Ağ, büyüme ve kurumsal kabul ile merkezi olmayan bir topluluk yapısı arasında nasıl bir denge kuracak? Bu uyarı, birçok yatırımcı ve geliştirici için Ethereum’un geleceği konusundaki stratejik yönelimleri yeniden değerlendirme çağrısı niteliğinde.

ABD’de Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu’nun (CFTC) yeni başkan adaylığı sürecinde önemli bir aşama geride kaldı. Michael Selig’in adaylığı, Senato Tarım Komitesi’ndeki oylamadan geçerek tam Senato genel kuruluna taşınmaya hak kazandı. Böylece adaylık, komite engelini aşarak nihai oylama sürecine girmiş oldu.
Perşembe günü yapılan duyuruda, Komite’nin Cumhuriyetçi üyeleri Selig’in adaylığını desteklediklerini açıkladı. Çarşamba gerçekleşen duruşmanın ardından yapılan iç oylamada desteğin tamamen parti çizgileri üzerinden şekillendiği bildirildi. Komite içerisindeki hiçbir Demokrat üyenin Selig’in adaylığı lehine oy vermemesi dikkat çekti. Bu durum, sürecin Senato genel kurulunda da yoğun siyasi çekişmeler eşliğinde ilerleyeceğine işaret ediyor.
Selig’in adaylığı, CFTC’nin gelecekte dijital varlık piyasaları üzerindeki rolü ve düzenleyici vizyonu açısından kritik bir dönemde gündeme geliyor. Son yıllarda CFTC’nin kripto varlıklar üzerindeki yetkilerinin genişletilmesi tartışılırken, Selig’in bu alandaki teknik uzmanlığı ve mevcut duruşu hem destek hem de eleştiri topluyor. Aday, komite karşısında yaptığı açıklamada dijital varlıkların kurum için “stratejik bir görev alanı” olduğunu belirterek, daha net ve uygulanabilir bir düzenleyici çerçeve oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı.
Buna karşın bazı üyeler, Selig’in geçmişte kripto endüstrisiyle yakın temasta olmasının potansiyel çıkar çatışması riskleri oluşturabileceğini savunuyor. Eleştiriler, CFTC’nin geleneksel emtia piyasalarındaki dengeli yaklaşımını koruması gerektiği yönünde yoğunlaşıyor.
Komiteden çıkan kararın ardından gözler şimdi Senato genel kuruluna çevrildi. Selig’in resmen göreve başlayabilmesi için tam Senato oylamasında çoğunluk desteği alması gerekiyor. Sürecin nasıl sonuçlanacağı, özellikle kripto piyasaları ve finansal düzenleme politikaları açısından dikkatle takip ediliyor.

Solana (SOL) için piyasaya yeni sürülen spot ETF’ler yatırımcı ilgisini çekmeye devam ederken, varlığın piyasa yapısında yaşanan zayıflama fiyat üzerinde aşağı yönlü baskıyı artırıyor. Son haftalarda sert dalgalanmalar yaşayan SOL, güçlü fon girişlerine rağmen teknik olarak daha derin bir düzeltme ihtimaliyle karşı karşıya.
Solana’nın spot ETF ürünleri, lansmanlarından bu yana toplam 476 milyon dolarlık net giriş topladı. Bu girişler, varlığın ciddi ölçüde değer kaybettiği bir döneme denk geldi. SOL fiyatı, ETF’lerin işlem görmeye başlamasından bu yana 186 dolar seviyesinden yaklaşık yüzde 30 gerileyerek 130 dolar civarına çekildi. Buna rağmen ETF’lere olan talep kesilmedi ve ürünler art arda 17 gün boyunca net giriş kaydetmeyi başardı.
ETF’lerden gelen sermaye akışı, mevcut volatilite döneminde bir denge unsuru sağlarken, piyasanın yönünü belirleyecek temel faktör hâlâ makroekonomik koşullar ve kripto piyasasının genel risk iştahı olacak. Kripto piyasası bu belirsizlik sürecini yaşarken, Solana ETF’lerindeki istikrarlı girişler hem bireysel hem kurumsal yatırımcılar için ilgi çekici bir gösterge olmayı sürdürüyor.

Spot Bitcoin (BTC) ETF’leri, 19 Kasım’da 75,47 milyon dolarlık net giriş kaydederek son günlerde kurumsal yatırımcıların piyasadan çektiği sermayeyi dengeledi ve beş gün süren çıkış serisini sonlandırdı. Bu hareket, kurumsal talebin yeniden güç kazandığını ve Bitcoin’e olan ilgide toparlanma sinyalleri olduğunu gösteriyor.
Özellikle hafta boyunca süren yoğun satış baskısı ve volatiliteye rağmen ETF’ler, kurumsal yatırımcılar tarafından hâlâ güvenli bir giriş noktası olarak görülüyor. Analistler, bu net girişin, özellikle riskten kaçınan yatırımcıların spot Bitcoin piyasasına dolaylı yoldan yeniden pozisyon almaya başladığının bir göstergesi olduğunu belirtiyor.
ETF’lere giren sermaye, sadece fiyat hareketlerini desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda kurumsal yatırımcıların Bitcoin’e olan uzun vadeli bakış açısını da yansıtıyor. Piyasa gözlemcilerine göre, ETF’lerdeki girişler, fiyat volatilitesine rağmen kripto varlıkların kurumsal kabulünün arttığını ve dijital varlıklara güvenin sürdüğünü işaret ediyor.
Uzmanlar, kısa vadede Bitcoin fiyatının hâlâ dalgalanmaya açık olduğunu vurgulasa da, spot ETF’lerdeki sermaye akışının piyasaya moral verdiğini ve potansiyel olarak satış baskısını hafifletebileceğini ifade ediyor. Bu bağlamda, 19 Kasım’daki giriş, kurumsal oyuncuların piyasadaki fırsatları değerlendirmeye başladığını ve Bitcoin ETF’lerinin yatırımcılar için güvenli liman rolünü sürdürdüğünü gösteriyor.


