21.07.2025 / 25.07.2025
ABD ve İngiltere’de kripto paralara yönelik önemli gelişmeler yaşanıyor. ABD Başkanı Donald Trump, stablecoin’leri federal düzeyde düzenleyen GENIUS Yasası’nı onaylayarak dijital varlıklar için tarihi bir adım attı. Aynı zamanda 30 Temmuz’da yayımlanacak Beyaz Saray kripto raporunun stratejik bir Bitcoin rezervi ve dijital varlık politikalarını şekillendirmesi bekleniyor. SEC Başkanı Ethereum’un menkul kıymet olmadığını açıklarken, kurumsal yatırımcıların ETH’ye ilgisi artıyor; Bit Digital ve SharpLink gibi şirketler yüz binlerce ETH topladı. Öte yandan, Michael Saylor’un şirketi 739 milyon dolarlık yeni Bitcoin alımı yaptı ve BTC varlığını 607.770’e çıkardı. Tesla zayıf çeyrek sonuçlarına rağmen Bitcoin rezervini korudu. Fed Başkanı Jerome Powell’ın istifasına dair söylentiler yalanlanırken, İngiltere bütçe açığını kapatmak için elindeki Bitcoin’leri satmayı planlıyor. Tüm bu gelişmeler, kripto paraların hem regülasyon hem de kurumsal benimsenme açısından yeni bir döneme girdiğine işaret ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump, ülkenin stablecoin’lere yönelik ilk kapsamlı düzenlemesini içeren GENIUS (Guiding and Establishing National Innovation for U.S. Stablecoins) Yasası’nı onayladı. Bu yeni yasa ile birlikte stablecoin’ler artık federal düzeyde bir çerçeveye bağlanıyor. Yasa, piyasaya sürülen tüm stablecoin’lerin ABD doları ya da benzeri yüksek likiditeli varlıklarla %100 desteklenmesini, düzenli yıllık denetimlere tabi tutulmasını ve yurt dışı merkezli ihraççılara yönelik ilave kuralları zorunlu kılıyor.
Trump, düzenlemenin imza töreninde yaptığı açıklamada yasayı “kripto sektörü adına tarihi bir adım” olarak nitelendirdi. Aynı zamanda Biden yönetiminin kriptoya karşı takındığı tavrı eleştirerek, bu yeni dönemin teknoloji inovasyonuna daha açık olacağını vurguladı.
GENIUS Yasası, Temsilciler Meclisi’nde 308’e karşı 122 oyla kabul edildikten sonra Senato’dan da onay alarak Başkan’ın masasına ulaştı. Törene kripto sektörünün önde gelen isimlerinden Tether CEO’su Paolo Ardoino, Coinbase CEO’su Brian Armstrong ve Circle CEO’su Jeremy Allaire da katıldı. Allaire, yasanın “finansal sistemin geleceğini şekillendirecek en önemli adımlardan biri” olduğunu ifade etti.
Ancak Demokrat kanattan bazı isimler, Trump ailesiyle bağlantılı olduğu iddia edilen World Liberty Financial USD gibi stablecoin projelerinin bu süreçten haksız kazanç sağlayabileceğini savunarak, potansiyel çıkar çatışmaları ve güvenlik açıklarına dikkat çekti.
İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves, ülkenin kamu bütçesinde oluşan yaklaşık 20 milyar sterlinlik açığı kapatmak adına, devletin elinde bulunan ve değeri 5 milyar sterlini aşan Bitcoin varlıklarının satışını gündemine aldı. Söz konusu dijital varlıklar, 2018 yılında Çin merkezli büyük bir Ponzi dolandırıcılığına yönelik soruşturma sırasında el konulan fonlardan oluşuyor. O dönem yaklaşık 300 milyon sterlin eden bu Bitcoin’ler, geçen süredeki değer artışıyla birlikte bugün milyarlarca sterline ulaşmış durumda.
Hükümet için bu satış, yüksek faizli borçlanma ortamında bütçeyi dengelemek adına cazip bir fırsat gibi görünse de, bazı uzmanlar uzun vadeli potansiyel kazançların göz ardı edildiğine dikkat çekiyor. Ekonomistlerin bir kısmı, bu hamleyi 2000’li yıllarda dönemin Maliye Bakanı Gordon Brown’ın düşük fiyatlardan yaptığı altın satışlarıyla kıyaslayarak, gelecekte pişmanlık yaratabilecek bir karar olabileceğini öne sürüyor.
Öte yandan, bu Bitcoin’lerin kaynağı olan Ponzi mağdurlarının tazmin süreçlerine dair halen netlik sağlanmamış durumda. Kimlik doğrulama ve fon iadesi gibi teknik ve hukuki sorunlar devam ediyor. ABD gibi ülkeler de zaman zaman benzer satışlar gerçekleştirmiş olsa da, geçmişe dönük veriler devletlerin elde tuttuğu kripto varlıkların zamanla çok daha yüksek değerlere ulaştığını gösteriyor.
El Salvador gibi bazı ülkeler Bitcoin’i ulusal rezerv stratejisine dahil ederken, İngiltere’nin tüm varlığı elden çıkarmaya yönelmesi ise tartışmaları da beraberinde getiriyor.
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) Başkanı Paul Atkins, Ethereum’un (ETH) bir menkul kıymet olarak değerlendirilmediğini açıkladı. Atkins, şirketlerin ETH’yi kendi hazinelerine ekleme kararının tamamen kendilerine ait olduğunu belirtti. Ayrıca Ethereum’un, dijital varlık ekosisteminde merkezi bir rol oynadığını ve piyasada bu tür varlıklara artan ilginin gelecek açısından umut verici olduğunu söyledi.
Bu açıklamalar, kurumsal yatırımcıların Ethereum’a yönelik ilgisinin arttığı bir dönemde geldi. Kripto madencilik şirketi Bit Digital, tüm Bitcoin rezervlerini Ethereum’a çevirdiğini ve şu anda 100 binden fazla ETH tuttuğunu duyurdu. Bir diğer kurumsal yatırımcı SharpLink Gaming ise 280 bini aşkın ETH ile bilinen en büyük Ethereum portföylerinden birine sahip olduğunu açıkladı.
Atkins ayrıca stablecoin’lere de değinerek, bu varlıkların sermaye piyasalarında düşük maliyetli ve anlık takas imkanı sunarak önemli bir rol oynayabileceğini vurguladı.
Bitcoin’in en büyük kurumsal yatırımcılarından biri olan Michael Saylor’un liderliğindeki Strategy, portföyüne 6.220 BTC daha ekledi. 14-20 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen bu alım için toplamda yaklaşık 739,8 milyon dolar harcandı. Böylece şirketin toplam Bitcoin varlığı 607.770 BTC’ye ulaştı. Bu yatırımların maliyeti 43,6 milyar dolara çıkarken, güncel piyasa değeri 71,9 milyar doları buldu. Şirket, böylece yaklaşık 28,3 milyar dolarlık gerçekleşmemiş bir kâr elde etmiş durumda.
Saylor, bu gelişmeyi hissedarlara yaptığı açıklamayla duyururken, 2025 yılı başından itibaren BTC’nin %20,8 oranında değer kazandığını vurguladı. Haberlerin ardından şirketin borsadaki hisseleri (MSTR) %2 oranında değer kazanarak 431,95 dolara yükseldi. Yatırım bankası TD Cowen ise MSTR hissesi için fiyat hedefini 590 dolardan 680 dolara revize etti.
Bu sırada Bitcoin fiyatları yatay bir seyir izlerken, yatırımcı ilgisinin altcoin’lere yöneldiği gözlemleniyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın istifa ettiğine dair internette yayılan sahte bir mektup, piyasalarda ciddi kafa karışıklığına neden oldu. Söz konusu belgede Powell’ın, eski Başkan Donald Trump ile yaşadığı fikir ayrılıkları nedeniyle görevinden ayrıldığı iddia ediliyordu. Ancak yapılan doğrulamalar sonucunda mektubun sahte olduğu ve büyük olasılıkla yapay zekâ tarafından üretildiği ortaya çıktı. Belgede yer alan bozuk, okunaksız mühür ve genel tutarsızlıklar da sahtecilik şüphesini güçlendirdi.
Powell’ın görevi bırakmadığı net bir şekilde ortaya konmuş olsa da, iddiaların özellikle kripto piyasasında dalgalanmalara yol açtığı gözlendi. Fed başkanının olası bir istifası, piyasalarda yön belirsizliği yaratabilirken; bazı yatırımcılar, yeni bir başkanın daha gevşek bir para politikası benimseme olasılığına odaklanarak Bitcoin ve diğer dijital varlıklarda kısa vadeli yükseliş bekleyebilir.
Trump ile Powell arasında uzun süredir devam eden faiz politikası tartışmaları da bu tür söylentileri besliyor. Trump, faizlerin agresif biçimde düşürülmesinden yana dururken; Powell, enflasyonla mücadele ve Fed’in bağımsız yapısının korunmasını önceliklendiriyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 180 günlük talimatı doğrultusunda hazırlanan Beyaz Saray kripto para raporunun 30 Temmuz’da yayımlanması bekleniyor. Eleanor Terrett’in aktardığı bilgilere göre, bu kapsamlı raporda stratejik bir Bitcoin rezervi planının yanı sıra, ulusal dijital varlık stoğu oluşturulması, güvenlik önlemleri ve kripto şirketlerinin bankacılık sistemine daha kolay erişimini sağlayacak öneriler de yer alabilir.
Ocak ayında başlatılan bu çalışma, stablecoin düzenlemelerinden piyasa altyapısına kadar pek çok konuyu kapsıyor. Çalışmayı yürüten ekibin ana odağında stablecoin’ler bulunuyordu ve bu alanda beklenen çerçeve, geçtiğimiz hafta yürürlüğe giren GENIUS Yasası ile büyük ölçüde sağlanmış oldu.
Yayımlanacak yeni raporun, özellikle yasa dışı finansal faaliyetler, yaptırımların delinmesi gibi ulusal güvenlik risklerine odaklanarak federal kripto politikaları üzerinde şekillendirici bir etkisi olması bekleniyor. Bu gelişme, ABD’nin dijital varlıklar konusundaki stratejik yaklaşımının yeni bir aşamaya geçtiğini gösteriyor.
Tesla, 2025’in ikinci çeyrek finansal sonuçlarında analist beklentilerinin gerisinde kaldı. Şirketin gelirleri 22,5 milyar dolarlık tahminin altında kalırken, hisse başına düzeltilmiş kâr da 0,43 dolar beklentisine karşılık 0,40 dolar olarak açıklandı. Otomotiv satışları ise bir önceki yıla göre %16 oranında düşüş gösterdi. Ayrıca merakla beklenen uygun fiyatlı “Model 2”nin lansmanı ertelendi. Bu gecikme, özellikle Çinli elektrikli araç üreticilerinin küresel pazardaki etkisini artırabilecek bir boşluk oluşturdu.
Finansal zayıflığa rağmen, Tesla’nın kripto para varlıklarına dair tutumu değişmedi. Şirket, son sekiz çeyrektir Bitcoin pozisyonunda herhangi bir değişikliğe gitmedi. Hâlâ 9.720 BTC tutan Tesla’nın bu varlığı, güncel fiyatlarla yaklaşık 1,15 milyar dolar değerinde. Şirket, zorlu piyasa koşullarına rağmen dijital varlık stratejisinde “bekle ve elde tut” (HODL) yaklaşımını sürdürmeye devam ediyor.
Ethereum (ETH), kurumsal yatırımcılar arasında giderek daha fazla benimsenirken, halka açık şirketlerin elindeki ETH miktarı 865.000’i aşarak dikkat çekici bir seviyeye ulaştı. Bu varlıkların yaklaşık 3.2 milyar dolar değerindeki kısmı yalnızca 10 büyük şirketin hazinesinde bulunuyor. Son dönemde yapılan stratejik alımlar, Ethereum’a yönelik kurumsal güvenin güçlendiğine işaret ediyor.
GameSquare Holdings, BTCS, SharpLink ve BTC Digital gibi firmalar ETH alımlarını sürdürüyor. Özellikle SharpLink, Temmuz ayında gerçekleştirdiği 79.949 ETH’lik satın alımla öne çıktı. Bu alım şirketin toplam Ethereum varlığını 360.807 adede ve yaklaşık 1.3 milyar dolarlık piyasa değerine taşıdı.
Bit Digital ve Bitmine gibi diğer teknoloji odaklı şirketler de Ethereum rezervlerini hızlı bir şekilde artırarak kriptoyu uzun vadeli stratejilerine entegre eden firmalar arasında yerlerini aldı. Kurumsal yatırımcıların Ethereum’a yönelmesi, dijital varlıkların geleneksel finans yapıları içindeki rolünün her geçen gün daha da pekiştiğini gösteriyor.
Ripple’ın kurucu ortaklarından Chris Larsen, 17-23 Temmuz tarihleri arasında toplam değeri yaklaşık 175 milyon doları bulan 50 milyon XRP’yi çeşitli cüzdanlara aktardı. Bu transferlerin bir kısmı kripto para borsalarıyla bağlantılı adreslere yönlendirilirken, önemli miktarda XRP de yeni açılan iki cüzdana taşındı. Larsen’in kontrolündeki cüzdanlarda hâlâ 2.81 milyar XRP bulunduğu belirtiliyor; bu varlıkların toplam değeri güncel fiyatlarla 8.4 milyar dolara ulaşıyor.
Söz konusu işlemler, XRP fiyatının önemli ölçüde değer kaybettiği ve dolandırıcılık vakalarının arttığı bir döneme denk gelmesiyle dikkat çekti. Özellikle sahte airdrop kampanyaları, deepfake videolar ve kimlik avı yöntemleriyle yürütülen saldırılar, Ripple topluluğunu alarma geçirdi. Şirket yetkilileri, kullanıcıları “XRP göndermeyin” çağrısıyla uyarırken, yalnızca resmi kanallar üzerinden bilgi alınması gerektiğini vurguladı.
Solana geliştirici topluluğu, ağın işlem kapasitesini ciddi ölçüde artıracak yeni bir plan üzerinde çalışıyor. Önerilen değişiklik kapsamında, blok başına hesaplama birimi sınırının 60 milyon CU’dan 100 milyon CU’ya yükseltilmesi hedefleniyor. “SIMD-0286” koduyla sunulan bu teklif, kabul edilirse bloklara %66 oranında daha fazla işlem yükü alma imkânı sağlayacak.
Bu hamlenin arkasındaki temel neden, ağ üzerinde giderek artan yoğunluk: NFT basımları, DePIN projeleri ve yeniden stake (restaking) protokolleri gibi yüksek işlem gücü gerektiren uygulamaların çoğalması. Geliştiriciler, söz konusu artışın “hesaplama bütçesi aşıldı” gibi hata mesajlarını azaltarak kullanıcı deneyimini iyileştirmesini umuyor.
Ancak önerilen artış, doğrulayıcılar açısından daha güçlü donanım ihtiyacını beraberinde getirebilir. Halihazırda 60 milyon CU seviyesine, Temmuz ayındaki SIMD-0256 güncellemesiyle ulaşılmıştı. Yeni sınır onaylanırsa, yazılım güncellemesi sonrası belirli bir epoch’ta otomatik olarak aktif hâle gelecek.
Solana’nın bu kapasite genişletme adımı, Ethereum’un yaklaşan Pectra yükseltmesi ve Bitcoin topluluğundaki OP_CAT tartışmalarıyla benzer zamanlara denk gelerek, kripto ağları arasındaki ölçeklenebilirlik yarışında dikkat çeken bir gelişme olarak öne çıkıyor.