Kripto VC Ağları: Sermayenin Haritasını Çıkarmak

Orta Seviye4/28/2025, 2:51:16 PM
Kripto girişimcileri için rehber niteliğinde: Hangi VC’ler birlikte yatırım yapıyor? En başarılı fonlar hangileri? Kripto risk sermayesi ağlarını analiz eden bu içerikte, yatırımcı ilişkilerini ve follow-on yatırım olasılıklarını keşfedin.

Bir kurucu olarak, hangi yatırımcıların sık sık birlikte yatırım yaptığını bilmek size zaman kazandırabilir ve fonlama stratejinizi daha isabetli kılabilir. Her yatırım işlemi, kendine has bir iz bırakır. Bu izleri bir grafik üzerinde görselleştirdiğimizde, taşıdıkları anlatıları çözebiliriz.
Risk sermayesi, bir varlık sınıfı olarak çoğunlukla güç yasalarıyla çalışır. Ancak bu durumun ne ölçüde geçerli olduğu, çoğu zaman yeterince incelenmez çünkü sürekli yeni anlatılara adapte olmaya çalışırız. Son haftalarda, kripto odaklı risk sermayedarlarının yatırım ilişkilerini izleyen bir iç analiz aracı oluşturduk. Peki neden?
Temel içgörü oldukça basittir. Bir kurucu olarak, hangi fonların sık sık birlikte hareket ettiğini bilmek, size stratejik avantaj sağlar. Her yatırım işlemi, dijital bir ayak izidir. Bu ayak izlerini görselleştirdiğimizde, yatırımların arkasındaki ilişkisel yapıları okuyabiliriz.
Başka bir deyişle, sermaye akışlarının çoğundan sorumlu yatırımcıları tespit edebiliriz. Tıpkı bir zamanların tüccarlarının ticaret limanlarını haritalandırması gibi, biz de modern bir yatırım ağının yoğunlaştığı noktaları anlamaya çalışıyoruz. Bu süreci ilginç kılan iki temel sebep var:
İlk olarak, oldukça kapalı devre çalışan bir yatırım ağına dahiliz. Şu ana kadar kimse bir yumruk atmadı ama pek fazla konuştuğumuz da söylenemez. Takip ettiğimiz yatırım ağı yaklaşık 80 fona ulaşıyor. Kripto ekosisteminde ise tohum aşamasında 500.000 dolar ve üzeri yatırım yapan yaklaşık 240 fon bulunuyor. Bu da, yatırımcıların üçte biriyle doğrudan temas halinde olduğumuz ve neredeyse üçte ikisinin analiz içeriklerimizi takip ettiği anlamına geliyor. Bu, beklenmedik bir erişim düzeyi. Ancak mevcut durum bu.
Yine de, bu yatırımcıların hangi alanlarda, kimlerle birlikte yatırım yaptığını izlemek her zaman kolay olmuyor. Her bir fona güncelleme göndermek, gürültüye sebep olabilir. Bu nedenle, bir filtreleme aracı olan analiz sistemi, hangi fonların kimlerle ve nerelerde birlikte yatırım yaptığını anlamamıza yardımcı oldu.
Kurucular için sermayenin hangi alanlarda konumlandığını bilmek sadece başlangıçtır. Daha değerli olan, bu fonların performanslarını ve hangi yatırımcılarla iş birliği yaptıklarını anlayabilmektir. Bunu anlamak için bir fonun yaptığı yatırımın devam etme ihtimalini hesapladık. Ancak bu, daha sonraki aşamalarda – örneğin Seri B gibi – belirsizlik kazanmaktadır; çünkü projeler bu noktada genellikle özkaynak yerine token ihracı yapmaya yönelir.
Kripto alanında aktif olan yatırımcıları belirlemek, kuruculara büyük bir avantaj sağlar. Bir sonraki adım ise, hangi fonların daha yüksek başarı oranına sahip olduğunu saptamaktı. Bu veriye ulaştıktan sonra, en yüksek başarıyı sağlayan ortak yatırımları ortaya çıkarmak mümkün oldu. Elbette bu bir kesinlik sunmaz. Hiç kimse yalnızca bir yatırım aldı diye Seri A garantisi veremez. Tıpkı kimsenin ilk buluşmada evlilik kararı veremeyeceği gibi. Ancak gerek ilişkilerde gerek yatırım süreçlerinde, rotayı bilmek her zaman avantaj sağlar.

Başarının Mimarisi

Portföylerinde en fazla devam yatırımı alan fonları belirlemek için bazı temel istatistiksel yaklaşımlar kullandık. Eğer bir fonun tohum aşamasındaki yatırımları birden fazla turda devam ediyorsa, burada doğru kararlar verilmiş olabilir. Çünkü bir sonraki turda daha yüksek değerleme ile devam yatırımı alan projeler, fonun elindeki varlıkların değerini artırır. Bu nedenle “follow-on” yatırımları, performansı anlamak için güçlü bir gösterge olabilir.
Bu amaçla, portföylerinde en fazla devam yatırımı alan ilk 20 fonu seçtik. Ardından bu fonların kaç şirkete toplam ne kadar yatırım yaptığını analiz ettik. Bu verilerle, bir kurucunun bu fonlardan yatırım alması durumunda follow-on yatırım alma ihtimalini hesaplamak mümkün hale geldi. Örneğin bir fon 100 tohum yatırımı gerçekleştirmişse ve bunlardan 30’u iki yıl içinde devam yatırımı almışsa, bu mezuniyet olasılığı %30 olarak hesaplanır.
Buradaki kritik nokta, filtrelerin titizlikle uygulanmasıdır. Çünkü bazı girişimler ilerleyen dönemde yatırım almayı tercih etmeyebilir. Bu nedenle veriler her zaman tüm gerçeği yansıtmayabilir.

Güç yasaları, en iyi 20 kripto risk sermayesi fonu arasında dahi aşırı derecede yoğunlaşmıştır. Örneğin, bir girişim a16z’den yatırım aldıysa, sonraki iki yıl içinde yeni bir yatırım turuna çıkma ihtimali üçte birdir. Başka bir ifadeyle, a16z’nin desteklediği her üç projeden biri, yoluna bir Seri A yatırımıyla devam etmektedir. Listenin alt sıralarındaki fonlar için bu oran 16’da 1’e kadar düşmektedir. Bu fark, oldukça yüksek bir “mezuniyet” oranına işaret eder.
Bu listedeki en iyi 20 fon arasında, daha alt sıralarda yer alan risk sermayesi fonlarının desteklediği projelerin yeni bir yatırım alması yalnızca %7 olasılıkla gerçekleşmektedir. Yüzeyde benzer görünse de, bu oranlar arasındaki fark büyüktür. Üçte bir şans, zar atışında 1, 2 veya 3 gelmesi gibiyken; 14’te 1 ihtimal, neredeyse ikiz sahibi olma olasılığı kadardır. Bu, olasılık açısından tamamen farklı bir gerçekliktir.
İşin esprisi bir yana, bu veriler kripto girişim ekosistemi içinde sermayenin nasıl yoğunlaştığını gösteriyor. Bazı risk sermayesi fonları kendi içinde büyüme aşaması fonlarına sahiptir ve portföy projeleri için bir üst yatırım turunu kendileri organize edebilir. Bu da aynı yatırımcının hem tohum hem de Seri A turuna katılmasına olanak tanır. Bir fonun, yatırım yaptığı bir girişimde daha fazla pay almak istemesi, genellikle yeni katılacak yatırımcılara güçlü bir sinyal oluşturur. Yani, fon içindeki büyüme sermayesi varlığı, uzun vadede girişimin başarısına dair beklentileri etkiler.
Bu tarz fonlar, genellikle belirli bir ürün-pazar uyumu yakalamış ve istikrarlı gelir üretmeye başlamış projelere özel sermaye sağlama eğilimindedir. Bu geçişin ardında teorik bir hipotez vardı. Peki, veriler bu hipotezi destekliyor mu? Bunu analiz edebilmek için elimizdeki yatırımcı grubundaki girişimlerin sayısını inceledik. Ardından, aynı yatırımcının takip eden turlara katılma oranını hesapladık.
Özetle, bir girişim a16z’den tohum yatırımı almışsa, a16z’nin sonraki tur olan Seri A’da da yer alma ihtimali nedir?

Bir desen hızla ortaya çıkıyor. Bir milyar dolar üzerindeki fonların, portföylerine tekrar tekrar yatırım yapma eğiliminde oldukları netleşiyor. Örneğin, a16z’nin desteklediği ve ilerleyen turlarda daha fazla sermaye toplayan projelerin %44’ünde, a16z’nin kendisi de takip yatırımında yer aldı. Benzer şekilde, Blockchain Capital, DCG ve Polychain gibi oyuncular, yatırımlarının yaklaşık dörtte birinde takip turlarına katılmaktadır.
Başka bir ifadeyle, tohum veya ön-tohum aşamalarından başarıyla ilerleyen projeler sadece güçlü ekip ya da iyi fikirle değil, bu fonların kendi destekledikleri girişimlere olan sadakatiyle de öne çıkıyor. Bu tercihler, erken aşama yatırımcının sadece stratejik değil, tekrarlayan bir sermaye sağlayıcı olduğunu gösteriyor.
Bu desenler yalnızca geçmiş verilerin analizi değil; sermaye akışının doğasını anlamaya yönelik bir yol haritasıdır. Elbette, en iyi bilinen VC’lerden yatırım almamak bir projenin başarısız olacağı anlamına gelmez. Nihayetinde, tüm girişimlerin amacı ya sürdürülebilir büyüme ya da pozitif nakit akışı yaratmaktır. Bu hedeflerden herhangi birini başaran projeler, değerlemesini zamanla yukarı taşıyacaktır.
Ancak başarı şansını artırmak mümkündür. Eğer ilk 20 içerisinden bir yatırımcıyı portföyünüze katamadıysanız, o zaman yapılacak en akıllıca hamle, bu yatırımcıların etki alanına yani ağlarına dahil olmaya çalışmaktır. Diğer bir deyişle, sermaye için bu merkez noktalarla etkileşim kurabilmektir.
Girişim Sermayesi Haritası: Son 10 Yılın Ağ Analizi
Aşağıdaki ağ haritası, son on yıl içinde kripto girişim ekosisteminde faaliyet gösteren yatırımcıları ve onların bağlantılarını gösteriyor. Yaklaşık 1000 yatırımcı, aralarında 22.000’in üzerinde yatırım bağlantısı kurmuş durumda. Bir bireysel yatırımcı başka bir yatırımcıyla aynı projeye yatırım yaptığında, bu sistemde bir bağlantı oluşur. İlk bakışta yoğun ve karmaşık görünse de, aslında sermayenin nasıl kümelendiğini gözler önüne seriyor.
Elbette bu görselde, artık aktif olmayan fonlar, batık yatırımlar ve bir daha işlem yapmayan sermaye sağlayıcılar da hesaba katılmakta. Ancak bu kalabalık, ağın doğası gereği içinde barındırdığı riskleri ve fırsatları birlikte gösteriyor.

Gürültülü, biliyoruz. Ama karmaşanın içinde netleşen gerçekler vardır. Sermayenin yönü, aşağıdaki ağın içinde kendini açığa vurur. Eğer bir kurucuysan ve Seri A için yola çıkmışsan, bilmelisin ki 2 milyon dolar üzeri yatırımların yapıldığı turlarda sahneye çıkan fon sayısı yalnızca 50’dir. Bu sayıyı duyduğunda büyük kalabalıklar bekliyorsan, hayal kırıklığına uğrayabilirsin. Çünkü bu sahne, yalnızca seçkinlerin dans ettiği bir sahnedir.
Ve sahneye çıkan bu oyuncular, birbirlerini tanır. Yaklaşık 112 fonluk bir ağın içinde, bu oyuncular yalnızca sermaye değil, alışkanlıklarını da paylaşır. Zaman geçtikçe bu ilişkiler sertleşir, bağlar güçlenir ve ortaklıklar tekrarlanır. Yatırım yalnızca para değil, bir desen, bir tercih ve bir bağlamdır. Bu bağlam, gün geçtikçe daha sıkı bir örgüye dönüşür.

Bir tohumdan bir Seri A’ya, sermaye okyanusunda yelken açan her kurucu, rüzgârın yönünü doğru okumalıdır. Ve zamanla, fonlar kendi rüzgârlarını yaratır. Ortak yatırım alışkanlıkları bir tesadüf değil, bilinçli bir stratejidir. Bir fon bir projeye yatırım yaptığında, yanında ya teknik derinliği ya da pazara açılma (GTM) uzmanlığı taşıyan bir başka fonu da getirir. Bu bağlar yalnızca ilişki değil, yatırımın kaderine yazılan iş birlikleridir.
Bu ilişkilerin nasıl şekillendiğini anlamak için, geçtiğimiz yıl fonlar arasındaki ortak yatırımları inceledik.
Örneğin geçen yıl:

  • Polychain ve Nomad Capital 9 ortak yatırımda buluştu.
  • Bankless ile Robot Ventures arasında da 9 ortak yatırım var.
  • Binance ve Polychain birlikte 7 yatırıma imza attı.
  • Binance ile HackVC arasında da benzer bir sayı görüyoruz.
  • OKX ile Animoca ise 7 kez yollarını kesiştirdi.
    Büyük fonlar, ortaklarını seçerken daha dikkatli ve daha stratejik davranıyor. Geçtiğimiz yıl, Paradigm’in gerçekleştirdiği 10 yatırımın 3’ünde Robot Ventures da yer aldı. DragonFly, Robot Ventures ve Founders Fund ile toplamda 13 yatırımı paylaşırken, Founders Fund ve Dragonfly 3 ortak yatırımda 9 kez aynı bahisleri yaptı.
    Başka bir deyişle, artık az sayıda fonun daha büyük ve daha stratejik bahisler yaptığı, yalnızca güvenilir iş ortaklarıyla yol aldığı bir döneme girdik. Bu ortaklıklar da genellikle sektörde kök salmış, uzun süredir aktif ve etkili isimlerden oluşuyor.

    Verilere farklı bir pencereden bakmanın yolları vardır. En aktif yatırımcıların davranışlarını analiz etmek, görünmeyeni görünür kılar. Aşağıdaki matris, 2020’den itibaren en fazla yatırım gerçekleştiren fonları ve aralarındaki bağların nasıl evrildiğini gösteriyor.
    Y Combinator ve Outlier Ventures gibi hızlandırıcıların, Coinbase Ventures gibi merkezi borsaların yatırım kollarıyla çok az ortak yatırım yaptığı dikkat çeker. Bunun tersine, borsalar genellikle kendi yatırım eğilimlerini net bir biçimde ortaya koyar.
    Örneğin:
  • OKX Ventures, Animoca Brands ile güçlü bir ortaklık ilişkisi kurmuş.
  • Coinbase Ventures, Polychain ile 30’dan fazla, Pantera ile de ek olarak 24 ortak yatırım yapmış durumda.
    Karşımızda üç temel yapı beliriyor:
  • Hızlandırıcılar, yüksek yatırım hacimlerine rağmen büyük borsalarla nadiren ortak yatırım yapar. Bu fark, büyük olasılıkla yatırım aşaması tercihlerinden kaynaklanır.
  • Merkezi borsalar, büyüme aşamasındaki fonlarla daha sık ve stratejik ortaklıklar kurar. Bugün Pantera ve Polychain bu alandaki hakimiyeti ellerinde tutar.
  • Borsalar, coğrafi önceliklerine göre yatırım ortaklarını seçer. Örneğin, OKX Ventures ile Coinbase Ventures farklı yatırım çizgilerine sahiptir. Bu durum, Web3’te sermayenin küresel dağılımının doğal bir yansımasıdır.

    Kurumsal Sermayenin Sessiz Kümeleri

    Girişim fonları buluşup yeniden pozisyon alırken, akıllarda tek bir soru belirir: Bir sonraki sermaye hangi kaynaktan gelecek? İncelediğimiz desenlerden biri de, kurumsal sermayenin kendi kümelenme davranışıdır. Örneğin:
  • Goldman Sachs, bugüne kadar yalnızca PayPal Ventures ve Kraken ile 2 ortak yatırım gerçekleştirmiştir.
  • Coinbase Ventures, Polychain ile 37, Pantera ile 32 ve Electric Capital ile 24 ortak yatırımda bulunmuştur.
    Ancak girişim sermayesinden farklı olarak, kurumsal fonlar genellikle ürün-pazar uyumunu yakalamış, büyüme aşamasındaki projeleri hedefler. Bu nedenle, erken aşamadaki yatırımların azaldığı bir dönemde, bu sermaye bloklarının nasıl hareket edeceği henüz zamanın puslu perdeleri ardında gizli.

    Gelişen Ağlar: Sermayenin Görünmez Haritası

Bir okuma değiştirir insanı. “Kare ve Kule” ile karşılaşan herkes gibi ben de, kripto evrenindeki ilişkiler ağını daha derinden kavrama arzusuyla yola çıktım. Niall Ferguson’ın bu eseri, fikirlerin, teknolojilerin ve krizlerin, insanlık tarihinde nasıl ağlar üzerinden aktığını açıkça sergiler. Ve nihayetinde, biz de kendi ağımızı, kendi çağımızda – bir kripto kontrol panelinde – görselleştirme şansı bulduk. Ne garip değil mi? Ağların arasında olduğumuzu bilmeden içinde kaybolmak. Fakat birkaç hafta önce bu bağlantılar kodlara döküldü, haritalarımıza işlendi.
Bu veri kümeleri sadece rakamlardan ibaret değildir. Her bir bağlantı, bir niyetin, bir stratejinin, bir ihtimalin yankısıdır. Bir yatırımın neden yapıldığını, neye dönüşmek üzere yola çıktığını, kimlerle birleşip büyüdüğünü gösterebilir. Ve evet, bu ağlar yalnızca yatırım süreçlerinde değil, stratejik ortaklıklarda, birleşme yapılandırmalarında, token dizaynlarında ve pazar genişletme hamlelerinde yeniden ortaya çıkar. Yeter ki veriye bakmayı değil, verideki sesi dinlemeyi bilelim. Ama sadede gelelim: Ağlar gerçekten fon performansını iyileştirir mi?
Cevap göründüğünden daha karmaşıktır, çünkü bu sadece fonların değil, insan doğasının da meselesidir. Bir fonun başarılı olması, doğru takımı seçebilmesi ve yeterli sermayeyi sağlayabilmesiyle ilgilidir, evet. Ama perde arkasında, bir fonun geleceği, onu yöneten bireylerin diğer bireylerle kurduğu bağlara bağlıdır. Kripto’da anlaşmalar logolarla değil, ilişkilerle yapılır. İnsanlar logolara değil, birbirlerine yatırım yapar. Bir kişi başka bir fona geçtiğinde, değer yalnızca sermayede değil, o kişiyle birlikte taşınan güven zincirinde gizlidir.
Bunu hep hissetmiştim, ama elimde bu hissi ispatlayacak somut veriler yoktu. Ta ki 2024’te yayımlanan büyük çaplı analizle karşılaşana kadar. 38.000 yatırım turu, 11.000’in üzerinde girişim ve değişen piyasa dönemleriyle inşa edilen bu veri seti, bize şunu söylüyordu: Geçmiş ortaklıklar, gelecek için güvenli limanlar olmayabilir. Bir fon, daha önce başarısız bir ortaklıktan kaçınabilir. Ve yatırımların çoğalması genellikle boğa piyasalarının, yani kontrolsüz coşkunun eseridir. Ayı piyasasında ise yalnız kalmak, bazen en büyük strateji olabilir.
Fonlar birbirlerini tamamlamak ister. Aynı şeyi bilen, aynı şeyi isteyen fonlar bir araya geldiğinde yalnızca bilgi tekrar eder, sinerji değil. Bu nedenle benzer uzmanlıklara sahip yatırımcıların doldurduğu turlar, başarıdan çok riski çağırır.
Ve nihayet, tüm bu ilişkiler fon düzeyinde değil, insan düzeyinde kurulur. Kuruluşlar gelir geçer, insanlar bağlantılarla kalır. Kendi kariyerimde şunu tekrar tekrar gördüm: Yatırımcılar fonlara değil, insanlara sadık kalır. O yüzden bu çağda, yapay zekâ ilerlerken, bir fonun kaderi hâlâ bir avuç insanın verdiği kararlarla şekillenir. Ne kadar ironik. Ne kadar insani.
Kripto VC ağlarının evrimi hakkında hâlâ çok soru var. Örneğin, likit hedge fonlar sermaye tahsislerini nasıl yapıyor? Geç aşama yatırım kararları zamanla nasıl dönüşüyor? Sezonluk eğilimler dağıtım kararlarını nasıl etkiliyor? M&A süreçleriyle özel sermaye yapıları nasıl iç içe geçiyor?
Bu cevaplar verilerde bir yerlerde var, elbette var. Ama her veriden bilgi çıkmaz. Bilgi sorudan doğar. Ve doğru soruyu sormak, en büyük zanaattır. Tıpkı hayatın kendisi gibi, bu da bitmeyen bir araştırmadır. Biz, bu ağdaki sinyali duyana dek, sorularımızla bu yapbozu kurmaya devam edeceğiz.

Yasal Uyarı

Bu makale, Decentralisedco kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları Shloked adlı X kullanıcısına aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.

Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.

Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.

Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.

Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.

Paylaş

Kripto VC Ağları: Sermayenin Haritasını Çıkarmak

Orta Seviye4/28/2025, 2:51:16 PM
Kripto girişimcileri için rehber niteliğinde: Hangi VC’ler birlikte yatırım yapıyor? En başarılı fonlar hangileri? Kripto risk sermayesi ağlarını analiz eden bu içerikte, yatırımcı ilişkilerini ve follow-on yatırım olasılıklarını keşfedin.

Bir kurucu olarak, hangi yatırımcıların sık sık birlikte yatırım yaptığını bilmek size zaman kazandırabilir ve fonlama stratejinizi daha isabetli kılabilir. Her yatırım işlemi, kendine has bir iz bırakır. Bu izleri bir grafik üzerinde görselleştirdiğimizde, taşıdıkları anlatıları çözebiliriz.
Risk sermayesi, bir varlık sınıfı olarak çoğunlukla güç yasalarıyla çalışır. Ancak bu durumun ne ölçüde geçerli olduğu, çoğu zaman yeterince incelenmez çünkü sürekli yeni anlatılara adapte olmaya çalışırız. Son haftalarda, kripto odaklı risk sermayedarlarının yatırım ilişkilerini izleyen bir iç analiz aracı oluşturduk. Peki neden?
Temel içgörü oldukça basittir. Bir kurucu olarak, hangi fonların sık sık birlikte hareket ettiğini bilmek, size stratejik avantaj sağlar. Her yatırım işlemi, dijital bir ayak izidir. Bu ayak izlerini görselleştirdiğimizde, yatırımların arkasındaki ilişkisel yapıları okuyabiliriz.
Başka bir deyişle, sermaye akışlarının çoğundan sorumlu yatırımcıları tespit edebiliriz. Tıpkı bir zamanların tüccarlarının ticaret limanlarını haritalandırması gibi, biz de modern bir yatırım ağının yoğunlaştığı noktaları anlamaya çalışıyoruz. Bu süreci ilginç kılan iki temel sebep var:
İlk olarak, oldukça kapalı devre çalışan bir yatırım ağına dahiliz. Şu ana kadar kimse bir yumruk atmadı ama pek fazla konuştuğumuz da söylenemez. Takip ettiğimiz yatırım ağı yaklaşık 80 fona ulaşıyor. Kripto ekosisteminde ise tohum aşamasında 500.000 dolar ve üzeri yatırım yapan yaklaşık 240 fon bulunuyor. Bu da, yatırımcıların üçte biriyle doğrudan temas halinde olduğumuz ve neredeyse üçte ikisinin analiz içeriklerimizi takip ettiği anlamına geliyor. Bu, beklenmedik bir erişim düzeyi. Ancak mevcut durum bu.
Yine de, bu yatırımcıların hangi alanlarda, kimlerle birlikte yatırım yaptığını izlemek her zaman kolay olmuyor. Her bir fona güncelleme göndermek, gürültüye sebep olabilir. Bu nedenle, bir filtreleme aracı olan analiz sistemi, hangi fonların kimlerle ve nerelerde birlikte yatırım yaptığını anlamamıza yardımcı oldu.
Kurucular için sermayenin hangi alanlarda konumlandığını bilmek sadece başlangıçtır. Daha değerli olan, bu fonların performanslarını ve hangi yatırımcılarla iş birliği yaptıklarını anlayabilmektir. Bunu anlamak için bir fonun yaptığı yatırımın devam etme ihtimalini hesapladık. Ancak bu, daha sonraki aşamalarda – örneğin Seri B gibi – belirsizlik kazanmaktadır; çünkü projeler bu noktada genellikle özkaynak yerine token ihracı yapmaya yönelir.
Kripto alanında aktif olan yatırımcıları belirlemek, kuruculara büyük bir avantaj sağlar. Bir sonraki adım ise, hangi fonların daha yüksek başarı oranına sahip olduğunu saptamaktı. Bu veriye ulaştıktan sonra, en yüksek başarıyı sağlayan ortak yatırımları ortaya çıkarmak mümkün oldu. Elbette bu bir kesinlik sunmaz. Hiç kimse yalnızca bir yatırım aldı diye Seri A garantisi veremez. Tıpkı kimsenin ilk buluşmada evlilik kararı veremeyeceği gibi. Ancak gerek ilişkilerde gerek yatırım süreçlerinde, rotayı bilmek her zaman avantaj sağlar.

Başarının Mimarisi

Portföylerinde en fazla devam yatırımı alan fonları belirlemek için bazı temel istatistiksel yaklaşımlar kullandık. Eğer bir fonun tohum aşamasındaki yatırımları birden fazla turda devam ediyorsa, burada doğru kararlar verilmiş olabilir. Çünkü bir sonraki turda daha yüksek değerleme ile devam yatırımı alan projeler, fonun elindeki varlıkların değerini artırır. Bu nedenle “follow-on” yatırımları, performansı anlamak için güçlü bir gösterge olabilir.
Bu amaçla, portföylerinde en fazla devam yatırımı alan ilk 20 fonu seçtik. Ardından bu fonların kaç şirkete toplam ne kadar yatırım yaptığını analiz ettik. Bu verilerle, bir kurucunun bu fonlardan yatırım alması durumunda follow-on yatırım alma ihtimalini hesaplamak mümkün hale geldi. Örneğin bir fon 100 tohum yatırımı gerçekleştirmişse ve bunlardan 30’u iki yıl içinde devam yatırımı almışsa, bu mezuniyet olasılığı %30 olarak hesaplanır.
Buradaki kritik nokta, filtrelerin titizlikle uygulanmasıdır. Çünkü bazı girişimler ilerleyen dönemde yatırım almayı tercih etmeyebilir. Bu nedenle veriler her zaman tüm gerçeği yansıtmayabilir.

Güç yasaları, en iyi 20 kripto risk sermayesi fonu arasında dahi aşırı derecede yoğunlaşmıştır. Örneğin, bir girişim a16z’den yatırım aldıysa, sonraki iki yıl içinde yeni bir yatırım turuna çıkma ihtimali üçte birdir. Başka bir ifadeyle, a16z’nin desteklediği her üç projeden biri, yoluna bir Seri A yatırımıyla devam etmektedir. Listenin alt sıralarındaki fonlar için bu oran 16’da 1’e kadar düşmektedir. Bu fark, oldukça yüksek bir “mezuniyet” oranına işaret eder.
Bu listedeki en iyi 20 fon arasında, daha alt sıralarda yer alan risk sermayesi fonlarının desteklediği projelerin yeni bir yatırım alması yalnızca %7 olasılıkla gerçekleşmektedir. Yüzeyde benzer görünse de, bu oranlar arasındaki fark büyüktür. Üçte bir şans, zar atışında 1, 2 veya 3 gelmesi gibiyken; 14’te 1 ihtimal, neredeyse ikiz sahibi olma olasılığı kadardır. Bu, olasılık açısından tamamen farklı bir gerçekliktir.
İşin esprisi bir yana, bu veriler kripto girişim ekosistemi içinde sermayenin nasıl yoğunlaştığını gösteriyor. Bazı risk sermayesi fonları kendi içinde büyüme aşaması fonlarına sahiptir ve portföy projeleri için bir üst yatırım turunu kendileri organize edebilir. Bu da aynı yatırımcının hem tohum hem de Seri A turuna katılmasına olanak tanır. Bir fonun, yatırım yaptığı bir girişimde daha fazla pay almak istemesi, genellikle yeni katılacak yatırımcılara güçlü bir sinyal oluşturur. Yani, fon içindeki büyüme sermayesi varlığı, uzun vadede girişimin başarısına dair beklentileri etkiler.
Bu tarz fonlar, genellikle belirli bir ürün-pazar uyumu yakalamış ve istikrarlı gelir üretmeye başlamış projelere özel sermaye sağlama eğilimindedir. Bu geçişin ardında teorik bir hipotez vardı. Peki, veriler bu hipotezi destekliyor mu? Bunu analiz edebilmek için elimizdeki yatırımcı grubundaki girişimlerin sayısını inceledik. Ardından, aynı yatırımcının takip eden turlara katılma oranını hesapladık.
Özetle, bir girişim a16z’den tohum yatırımı almışsa, a16z’nin sonraki tur olan Seri A’da da yer alma ihtimali nedir?

Bir desen hızla ortaya çıkıyor. Bir milyar dolar üzerindeki fonların, portföylerine tekrar tekrar yatırım yapma eğiliminde oldukları netleşiyor. Örneğin, a16z’nin desteklediği ve ilerleyen turlarda daha fazla sermaye toplayan projelerin %44’ünde, a16z’nin kendisi de takip yatırımında yer aldı. Benzer şekilde, Blockchain Capital, DCG ve Polychain gibi oyuncular, yatırımlarının yaklaşık dörtte birinde takip turlarına katılmaktadır.
Başka bir ifadeyle, tohum veya ön-tohum aşamalarından başarıyla ilerleyen projeler sadece güçlü ekip ya da iyi fikirle değil, bu fonların kendi destekledikleri girişimlere olan sadakatiyle de öne çıkıyor. Bu tercihler, erken aşama yatırımcının sadece stratejik değil, tekrarlayan bir sermaye sağlayıcı olduğunu gösteriyor.
Bu desenler yalnızca geçmiş verilerin analizi değil; sermaye akışının doğasını anlamaya yönelik bir yol haritasıdır. Elbette, en iyi bilinen VC’lerden yatırım almamak bir projenin başarısız olacağı anlamına gelmez. Nihayetinde, tüm girişimlerin amacı ya sürdürülebilir büyüme ya da pozitif nakit akışı yaratmaktır. Bu hedeflerden herhangi birini başaran projeler, değerlemesini zamanla yukarı taşıyacaktır.
Ancak başarı şansını artırmak mümkündür. Eğer ilk 20 içerisinden bir yatırımcıyı portföyünüze katamadıysanız, o zaman yapılacak en akıllıca hamle, bu yatırımcıların etki alanına yani ağlarına dahil olmaya çalışmaktır. Diğer bir deyişle, sermaye için bu merkez noktalarla etkileşim kurabilmektir.
Girişim Sermayesi Haritası: Son 10 Yılın Ağ Analizi
Aşağıdaki ağ haritası, son on yıl içinde kripto girişim ekosisteminde faaliyet gösteren yatırımcıları ve onların bağlantılarını gösteriyor. Yaklaşık 1000 yatırımcı, aralarında 22.000’in üzerinde yatırım bağlantısı kurmuş durumda. Bir bireysel yatırımcı başka bir yatırımcıyla aynı projeye yatırım yaptığında, bu sistemde bir bağlantı oluşur. İlk bakışta yoğun ve karmaşık görünse de, aslında sermayenin nasıl kümelendiğini gözler önüne seriyor.
Elbette bu görselde, artık aktif olmayan fonlar, batık yatırımlar ve bir daha işlem yapmayan sermaye sağlayıcılar da hesaba katılmakta. Ancak bu kalabalık, ağın doğası gereği içinde barındırdığı riskleri ve fırsatları birlikte gösteriyor.

Gürültülü, biliyoruz. Ama karmaşanın içinde netleşen gerçekler vardır. Sermayenin yönü, aşağıdaki ağın içinde kendini açığa vurur. Eğer bir kurucuysan ve Seri A için yola çıkmışsan, bilmelisin ki 2 milyon dolar üzeri yatırımların yapıldığı turlarda sahneye çıkan fon sayısı yalnızca 50’dir. Bu sayıyı duyduğunda büyük kalabalıklar bekliyorsan, hayal kırıklığına uğrayabilirsin. Çünkü bu sahne, yalnızca seçkinlerin dans ettiği bir sahnedir.
Ve sahneye çıkan bu oyuncular, birbirlerini tanır. Yaklaşık 112 fonluk bir ağın içinde, bu oyuncular yalnızca sermaye değil, alışkanlıklarını da paylaşır. Zaman geçtikçe bu ilişkiler sertleşir, bağlar güçlenir ve ortaklıklar tekrarlanır. Yatırım yalnızca para değil, bir desen, bir tercih ve bir bağlamdır. Bu bağlam, gün geçtikçe daha sıkı bir örgüye dönüşür.

Bir tohumdan bir Seri A’ya, sermaye okyanusunda yelken açan her kurucu, rüzgârın yönünü doğru okumalıdır. Ve zamanla, fonlar kendi rüzgârlarını yaratır. Ortak yatırım alışkanlıkları bir tesadüf değil, bilinçli bir stratejidir. Bir fon bir projeye yatırım yaptığında, yanında ya teknik derinliği ya da pazara açılma (GTM) uzmanlığı taşıyan bir başka fonu da getirir. Bu bağlar yalnızca ilişki değil, yatırımın kaderine yazılan iş birlikleridir.
Bu ilişkilerin nasıl şekillendiğini anlamak için, geçtiğimiz yıl fonlar arasındaki ortak yatırımları inceledik.
Örneğin geçen yıl:

  • Polychain ve Nomad Capital 9 ortak yatırımda buluştu.
  • Bankless ile Robot Ventures arasında da 9 ortak yatırım var.
  • Binance ve Polychain birlikte 7 yatırıma imza attı.
  • Binance ile HackVC arasında da benzer bir sayı görüyoruz.
  • OKX ile Animoca ise 7 kez yollarını kesiştirdi.
    Büyük fonlar, ortaklarını seçerken daha dikkatli ve daha stratejik davranıyor. Geçtiğimiz yıl, Paradigm’in gerçekleştirdiği 10 yatırımın 3’ünde Robot Ventures da yer aldı. DragonFly, Robot Ventures ve Founders Fund ile toplamda 13 yatırımı paylaşırken, Founders Fund ve Dragonfly 3 ortak yatırımda 9 kez aynı bahisleri yaptı.
    Başka bir deyişle, artık az sayıda fonun daha büyük ve daha stratejik bahisler yaptığı, yalnızca güvenilir iş ortaklarıyla yol aldığı bir döneme girdik. Bu ortaklıklar da genellikle sektörde kök salmış, uzun süredir aktif ve etkili isimlerden oluşuyor.

    Verilere farklı bir pencereden bakmanın yolları vardır. En aktif yatırımcıların davranışlarını analiz etmek, görünmeyeni görünür kılar. Aşağıdaki matris, 2020’den itibaren en fazla yatırım gerçekleştiren fonları ve aralarındaki bağların nasıl evrildiğini gösteriyor.
    Y Combinator ve Outlier Ventures gibi hızlandırıcıların, Coinbase Ventures gibi merkezi borsaların yatırım kollarıyla çok az ortak yatırım yaptığı dikkat çeker. Bunun tersine, borsalar genellikle kendi yatırım eğilimlerini net bir biçimde ortaya koyar.
    Örneğin:
  • OKX Ventures, Animoca Brands ile güçlü bir ortaklık ilişkisi kurmuş.
  • Coinbase Ventures, Polychain ile 30’dan fazla, Pantera ile de ek olarak 24 ortak yatırım yapmış durumda.
    Karşımızda üç temel yapı beliriyor:
  • Hızlandırıcılar, yüksek yatırım hacimlerine rağmen büyük borsalarla nadiren ortak yatırım yapar. Bu fark, büyük olasılıkla yatırım aşaması tercihlerinden kaynaklanır.
  • Merkezi borsalar, büyüme aşamasındaki fonlarla daha sık ve stratejik ortaklıklar kurar. Bugün Pantera ve Polychain bu alandaki hakimiyeti ellerinde tutar.
  • Borsalar, coğrafi önceliklerine göre yatırım ortaklarını seçer. Örneğin, OKX Ventures ile Coinbase Ventures farklı yatırım çizgilerine sahiptir. Bu durum, Web3’te sermayenin küresel dağılımının doğal bir yansımasıdır.

    Kurumsal Sermayenin Sessiz Kümeleri

    Girişim fonları buluşup yeniden pozisyon alırken, akıllarda tek bir soru belirir: Bir sonraki sermaye hangi kaynaktan gelecek? İncelediğimiz desenlerden biri de, kurumsal sermayenin kendi kümelenme davranışıdır. Örneğin:
  • Goldman Sachs, bugüne kadar yalnızca PayPal Ventures ve Kraken ile 2 ortak yatırım gerçekleştirmiştir.
  • Coinbase Ventures, Polychain ile 37, Pantera ile 32 ve Electric Capital ile 24 ortak yatırımda bulunmuştur.
    Ancak girişim sermayesinden farklı olarak, kurumsal fonlar genellikle ürün-pazar uyumunu yakalamış, büyüme aşamasındaki projeleri hedefler. Bu nedenle, erken aşamadaki yatırımların azaldığı bir dönemde, bu sermaye bloklarının nasıl hareket edeceği henüz zamanın puslu perdeleri ardında gizli.

    Gelişen Ağlar: Sermayenin Görünmez Haritası

Bir okuma değiştirir insanı. “Kare ve Kule” ile karşılaşan herkes gibi ben de, kripto evrenindeki ilişkiler ağını daha derinden kavrama arzusuyla yola çıktım. Niall Ferguson’ın bu eseri, fikirlerin, teknolojilerin ve krizlerin, insanlık tarihinde nasıl ağlar üzerinden aktığını açıkça sergiler. Ve nihayetinde, biz de kendi ağımızı, kendi çağımızda – bir kripto kontrol panelinde – görselleştirme şansı bulduk. Ne garip değil mi? Ağların arasında olduğumuzu bilmeden içinde kaybolmak. Fakat birkaç hafta önce bu bağlantılar kodlara döküldü, haritalarımıza işlendi.
Bu veri kümeleri sadece rakamlardan ibaret değildir. Her bir bağlantı, bir niyetin, bir stratejinin, bir ihtimalin yankısıdır. Bir yatırımın neden yapıldığını, neye dönüşmek üzere yola çıktığını, kimlerle birleşip büyüdüğünü gösterebilir. Ve evet, bu ağlar yalnızca yatırım süreçlerinde değil, stratejik ortaklıklarda, birleşme yapılandırmalarında, token dizaynlarında ve pazar genişletme hamlelerinde yeniden ortaya çıkar. Yeter ki veriye bakmayı değil, verideki sesi dinlemeyi bilelim. Ama sadede gelelim: Ağlar gerçekten fon performansını iyileştirir mi?
Cevap göründüğünden daha karmaşıktır, çünkü bu sadece fonların değil, insan doğasının da meselesidir. Bir fonun başarılı olması, doğru takımı seçebilmesi ve yeterli sermayeyi sağlayabilmesiyle ilgilidir, evet. Ama perde arkasında, bir fonun geleceği, onu yöneten bireylerin diğer bireylerle kurduğu bağlara bağlıdır. Kripto’da anlaşmalar logolarla değil, ilişkilerle yapılır. İnsanlar logolara değil, birbirlerine yatırım yapar. Bir kişi başka bir fona geçtiğinde, değer yalnızca sermayede değil, o kişiyle birlikte taşınan güven zincirinde gizlidir.
Bunu hep hissetmiştim, ama elimde bu hissi ispatlayacak somut veriler yoktu. Ta ki 2024’te yayımlanan büyük çaplı analizle karşılaşana kadar. 38.000 yatırım turu, 11.000’in üzerinde girişim ve değişen piyasa dönemleriyle inşa edilen bu veri seti, bize şunu söylüyordu: Geçmiş ortaklıklar, gelecek için güvenli limanlar olmayabilir. Bir fon, daha önce başarısız bir ortaklıktan kaçınabilir. Ve yatırımların çoğalması genellikle boğa piyasalarının, yani kontrolsüz coşkunun eseridir. Ayı piyasasında ise yalnız kalmak, bazen en büyük strateji olabilir.
Fonlar birbirlerini tamamlamak ister. Aynı şeyi bilen, aynı şeyi isteyen fonlar bir araya geldiğinde yalnızca bilgi tekrar eder, sinerji değil. Bu nedenle benzer uzmanlıklara sahip yatırımcıların doldurduğu turlar, başarıdan çok riski çağırır.
Ve nihayet, tüm bu ilişkiler fon düzeyinde değil, insan düzeyinde kurulur. Kuruluşlar gelir geçer, insanlar bağlantılarla kalır. Kendi kariyerimde şunu tekrar tekrar gördüm: Yatırımcılar fonlara değil, insanlara sadık kalır. O yüzden bu çağda, yapay zekâ ilerlerken, bir fonun kaderi hâlâ bir avuç insanın verdiği kararlarla şekillenir. Ne kadar ironik. Ne kadar insani.
Kripto VC ağlarının evrimi hakkında hâlâ çok soru var. Örneğin, likit hedge fonlar sermaye tahsislerini nasıl yapıyor? Geç aşama yatırım kararları zamanla nasıl dönüşüyor? Sezonluk eğilimler dağıtım kararlarını nasıl etkiliyor? M&A süreçleriyle özel sermaye yapıları nasıl iç içe geçiyor?
Bu cevaplar verilerde bir yerlerde var, elbette var. Ama her veriden bilgi çıkmaz. Bilgi sorudan doğar. Ve doğru soruyu sormak, en büyük zanaattır. Tıpkı hayatın kendisi gibi, bu da bitmeyen bir araştırmadır. Biz, bu ağdaki sinyali duyana dek, sorularımızla bu yapbozu kurmaya devam edeceğiz.

Yasal Uyarı

Bu makale, Decentralisedco kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları Shloked adlı X kullanıcısına aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.

Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.

Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.

Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.

Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.

Şimdi Başlayın
İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde Türk lirası ile kripto alın, satın.