Kripto ekosisteminde ise bu cümle artık başka bir anlama büründü. Çünkü saldırganlar sadece teknolojiyle değil, insan davranışıyla oynuyor. Son dönemde gündeme gelen deepfake yüzler, sahte LinkedIn profilleri ve uzaktan iş başvurusu yöntemleri, klasik phishing saldırılarının bir üst versiyonu. Yani phishing bitmedi, sadece şekil değiştirdi.
Bugün bir saldırganın:
Eskiden bir e-posta linkiyle dolandırıcılık yapılırdı. Şimdi aynı saldırı, Zoom görüşmesinin içinde gerçekleşiyor.
Phishing tamamen ortadan kalkmadı; aksine olgunlaştı. Artık tek e-posta değil:
Kripto kullanıcısı için hala en kritik gerçek şu: Gerçek bir borsa, sizden cüzdan bağlantısı ya da seed phrase istemez. Bugün birçok phishing kampanyası teknik olarak çok temiz görünüyor. URL gerçekmiş gibi, e-posta kurumsalmış gibi, ekran görüntüleri orijinalmiş gibi duruyor. Sebebi basit: Saldırganlar artık IT uzmanı değil, psikoloji uzmanı.
Uluslararası basında gündem olan “Sebastian” olayı bu dönüşümü çok net anlatıyor. Kripto şirketine yazılım mühendisi olarak başvuran kişi, video görüşmesine yapay zeka ile değiştirilmiş yüzle katılıyor. CV düzgün, profil gerçekçi, görüntü inandırıcı…

Kaynak: https://x.com/IntCyberDigest/status/1986841988897853738?s=20
Tek sorun şu: Kendisi Kolombiyalı olduğunu söylüyor, İspanyolca bilmiyor.
Bu örnek aslında şunu kanıtlıyor:
• Saldırganlar sistemlere değil,
• İnsanlara ve süreçlere saldırıyor.
Uzaktan çalışma kültürü saldırganların işini kolaylaştırıyor. Önceden ofise gelmek gerekiyordu; şimdi Zoom linkine tıklamak yeterli.
Kripto kullanıcılarının büyük bölümü, teknik bilgi eksiğinden değil, dikkat dağınıklığı ve zaman baskısı nedeniyle saldırıya maruz kalıyor. Dolayısıyla güvenlik, bazen sadece birkaç saniyelik farkındalıkla sağlanabiliyor.
Günlük işlemlerde özellikle şu detaylara dikkat etmek çok önemli:
Bu kurallar basit görünse de, kullanıcı hatalarının önemli kısmı tam olarak burada ortaya çıkıyor. Güvenlik bazen karmaşık şifrelerden değil, acele etmemekten geçiyor.
Artık borsaların güvenlik yaklaşımı sadece sistemleri korumak üzerine değil; davranışı, alışkanlıkları ve kimlik manipülasyonunu tespit etmek üzerine de kurulu. Hem Gate TR’de hem sektörün büyük oyuncularında güvenlik, birbirini tamamlayan katmanlar halinde ilerliyor.

Şirket tarafında teknoloji güçlü; ancak her kurum bilir ki: Teknoloji korur, farkındalık tamamlar.
Uzaktan çalışma kültürü, saldırganlara yeni bir anonimlik alanı yarattı. İşe alım süreçleri bu nedenle yalnızca insan kaynaklarının değil, güvenlik ekiplerinin de radarında.
Hepsi tek amaca yönelik: “Çalışan görünerek içeri sızmak.”
Kripto şirketlerinde teknik bir rol, aynı zamanda cüzdan yönetimine, API anahtarlarına, sunucu erişimlerine ve kullanıcı verilerine giden kapıdır. Saldırganların bu yolu tercih etmesi tesadüf değil; klasik phishing’e göre çok daha sessiz ve fark edilmesi zor bir yöntem.
Bu nedenle şirket içi güvenlik politikaları artık yalnızca sistemleri değil, insan süreçlerini de kapsıyor.
Bizler için güvenlik, teknik panellerde yapılan ayarlardan çok daha öte: müşteriye ve kullanıcıya duyulan bir sorumluluktur. Gate TR olarak biz, teknolojimizi sürekli güncelliyoruz; davranışsal motorlarımızı geliştiriyor, 7/24 SOME ekiplerimizle olası tehditleri izliyoruz. Ancak nihai kalkan sizsiniz: kullanıcılarımız.
Eğer bir kullanıcı olarak; bir bağlantıdan, e-postadan ya da görüşmeden şüphe duyuyorsanız, lütfen işlem yapmayın. Doğrulamayı yapın. Panik ve aceleye kapılmayın. Bizim çağrımız basit ama güçlü: “Dur - Doğrula - İlerleme.” Bu üç adım, çoğu saldırıyı boşa çıkarır.
Gate TR olarak biz, her adımda yanınızdayız. Resmi destek kanallarımız üzerinden doğrulama yapın; şüpheli bir durum gördüğünüzde mutlaka bize bildirin.
Güvenle kalın.
Yazar: Meltem Erdem
Editör: Gate TR Akademi Ekibi


