STABLE Yasası: ABD’nin Stablecoin Hamlesi ve On-chain Dolar Hegemonyası

Orta Seviye4/24/2025, 3:28:55 PM
"STABLE Yasası", ABD’deki ödeme amaçlı stabilcoin'ler için birleşik bir düzenleyici çerçeve oluşturmayı hedeflemektedir. Bu yasa; 1:1 itfa süreci, kayıt ve ihraç mekanizmaları ile federal denetim esaslarını detaylandırarak, dijital dolar ödeme sisteminin inşası ve doların küresel egemenliğini koruma stratejisine doğrudan referans vermektedir.

Onlarca yıldır doların küresel üstünlüğü; “Bretton Woods Sistemi – Petrodolar – ABD Borcu + SWIFT Ağı” üzerine inşa edilmiştir. Ancak Web3 çağının yükselişiyle birlikte, merkeziyetsiz finans (DeFi) teknolojileri, geleneksel ödeme ve uzlaşma sistemlerine meydan okumaya başlamıştır.

Bu dönüşüm ortamında, dolar sabitli stabilcoinler, yalnızca kripto alanındaki uyumluluk ve düzenleme soruları değil, aynı zamanda doların uluslararası etkinliğini genişleten yeni dijital araçlar olarak görülmektedir.

Bu bağlamda stabilcoin’ler artık yalnızca regülasyonlara tabi dijital varlıklar değil; Web3 çağında, doların dijital hakimiyetinin devamı için stratejik bir rol üstlenmektedir. Bu yasa tasarısı da, sadece teknik bir düzenleme değil, dijital küresel rezerv para olarak ABD dolarının pozisyonunu yeniden tanımlamaya yönelik jeopolitik bir hamle olarak yorumlanmaktadır.

26 Mart 2025’te ABD Kongresi, ilk kez ABD doları sabitli stablecoin’lerin ihraç, düzenleme ve dolaşım standartlarını sistematik bir şekilde belirleyen “STABLE Act” (Stablecoin Transparency and Accountability for a Better Ledger Economy) yasa tasarısını sundu.

2 Nisan itibarıyla, yasa tasarısı Temsilciler Meclisi Mali Hizmetler Komitesi’nden geçmiş durumda ve yürürlüğe girmesi için Temsilciler Meclisi ve Senato onaylarını beklemektedir.
Bu adım yalnızca stablecoin piyasasında uzun süredir devam eden düzenleyici boşluğu ele almakla kalmaz, aynı zamanda ABD doları tabanlı dijital ödeme altyapısının temellerini oluşturma potansiyeline de sahiptir.

ABD ve Avrupa Yaklaşımı: MiCA’dan Farklı mı?

Bu yeni düzenlemenin hedeflediği temel sorular şunlardır:

  • STABLE Yasası’nın ele aldığı stablecoin türü nedir
  • MiCA (Avrupa Kripto Varlıklar Piyasaları Regülasyonu) ile farkları nelerdir?
  • Bu yasa tasarısı, ABD’nin Web3 çağında doların dijital egemenliğini sağlama stratejisinin bir parçası mı?

Tüm bu konular, Avukat Mankun tarafından bu makalede detaylı olarak incelenmektedir.

“Ödeme Stablecoin” Tanımı: Net Odak, Net Kapsam

Yasa tasarısı, özellikle “ödeme stablecoin” olarak tanımlanan kategoriye odaklanmaktadır.
Bunlar, halka açık şekilde ihraç edilen ve doğrudan zincir üstü ödemeler veya mutabakat işlemlerinde kullanılan, tamamen ABD doları varlıklarıyla desteklenen, yüksek likiditeye sahip ve şeffaf rezerv raporlamasına tabi dijital varlıklardır.

Bu bağlamda yasa, algoritmik stablecoin’ler, kısmi teminatlı modeller veya spekülatif mekanizmalar içeren hibrit yapılara yer vermez.
Amaç, yalnızca tam teminatlı, günlük işlemlerde aktif kullanılan dijital dolar varlıklarını düzenlemeye tabi kılmak ve onlara yasal bir statü kazandırmaktır.

STABLE Yasası’nın ilgilendiği konu teknik olarak bir stablecoin’in zincir üstündeki mimarisi değil, “on-chain ödeme ağı” olarak işlev gören dijital dolar yapılarını regüle etmektir.

1:1 Destek ve İtfa Hakkı: Kurumsal Teminat ve Likidite Güvencesi

Yasa, yalnızca düzenleyici uygunluk ve ihraç koşullarını tanımlamakla kalmaz; aynı zamanda 1:1 itfa hakkını yasal güvence altına alır.
Bu hükümle, ödeme stablecoin’lerinin her zaman 1:1 oranında ABD doları ile takas edilebilmesi garanti altına alınmak istenir.

İhraççıların, yalnızca yüksek kaliteli ve likit dolar varlıkları (hazine tahvilleri, nakit rezervleri, merkez bankası mevduatları) tutmalarını ve sürekli Federal Rezerv denetimi altında olmalarını zorunlu kılar.

Bu, kullanıcı fonlarının yüksek riskli yatırımlara yönlendirilmesini ya da algoritmik sabitlik mekanizmalarına dayanılmasını engelleyen bir güvenlik önlemidir.

Dijital Doların Kurumsal Güvenceyle Evrimi

Erken dönem stablecoin modellerinde görülen kısmi rezervler, şeffaf olmayan yapılar ve “sabitlik kaybı” risklerine karşı STABLE Yasası, “1:1 değiştirilebilirlik” ilkesini federal mevzuata dahil ederek yeni bir güvenlik standardı ortaya koymaktadır.

Bu sayede, dijital dolar destekli stablecoin’ler için kurumsal teminat + yasal güven çerçevesi sağlanmakta, küresel ödeme sistemlerinde uzun vadeli rol oynamaları amaçlanmaktadır.

Yasa, yalnızca kamuoyunun “çöken sabitler” konusundaki güven eksikliğini gidermekle kalmaz; aynı zamanda dijital doları küresel Web3 ekonomisinde istikrarlı bir takas aracı olarak konumlandırmayı hedefler.

Fon ve Rezerv Denetimini Artırarak “Boşa Güven”leri Önlemek

1:1 itfa mekanizmasına dayalı olarak STABLE Yasası, riskleri minimize etmek ve “görünürde sabit ama temelde güvencesiz” yapıların önüne geçmek için rezerv varlık türleri, yönetim prosedürleri ve bağımsız denetim mekanizmalarını net biçimde tanımlar.

Yasa uyarınca, tüm ödeme stablecoin ihraççılarının şunları sağlaması zorunludur:

  • Kullanıcı itfa taleplerini karşılamak üzere yalnızca yüksek kaliteli likit varlıklar (nakit, kısa vadeli ABD Hazine bonoları, Federal Rezerv hesaplarındaki mevduatlar) tutmak;

  • Rezerv varlıkların kredi, yatırım veya diğer amaçlarla kullanımını yasaklamak; bu, “rezerv fonları ile getiri arayışı” kaynaklı sistemik riskleri önlemek içindir;

  • Rezervler hakkında düzenli bağımsız denetimler, risk maruziyeti açıklamaları, varlık portföyü raporlamaları ile hem kamuoyunu hem de düzenleyici kurumları bilgilendirmek;

  • Rezerv varlıkların, FDIC sigortalı bankalar ya da uygun gözetim altındaki saklama hesaplarında ayrıştırılmış biçimde tutulmasını sağlamak.

Bu sistem, stablecoin’in yalnızca zincir üstünde “sabit olduğu” iddiasını değil, arkasındaki desteğin gerçek, doğrulanabilir ve sürdürülebilir olduğunu kanıtlamayı amaçlar. Stablecoin piyasası geçmişte, şeffaf olmayan rezervler ve fon suistimalleri nedeniyle güven kaybı yaşamıştır. STABLE Yasası, bu tür belirsizlikleri kurumsal standartlarla bertaraf etmeyi hedefler.

Ayrıca yasa, Federal Rezerv, ABD Hazine Bakanlığı ve yetkilendirilmiş düzenleyicilere; rezerv yönetiminin denetimi, uyumsuz hesapların dondurulması, ihraç hakkının askıya alınması ve itfa taleplerinin zorunlu hale getirilmesi gibi geniş yetkiler tanır.
Bu düzenlemeler, stablecoin’ler için tüm kredi döngüsünü kapsayan kurumsal bir sistem inşa etmeyi amaçlamaktadır.

Tüm İhraççıları Düzenleme Altına Alarak Bir “Kayıt Sistemi” Uygulamak

STABLE Yasası, “lisans tipi ayrımı” yerine birleşik kayıt mekanizması getirmektedir. Yani, banka olsun ya da olmasın, ABD doları sabitli ödeme stablecoin’leri ihraç etmek isteyen tüm kuruluşların Federal Rezerv’e kayıt yaptırması ve federal denetime tabi olması gerekmektedir.

İki tür ihraççı yapılandırması öngörülmektedir:

  1. Federal veya eyalet tarafından regüle edilen mevduat kuruluşları (ör. FDIC sigortalı bankalar), doğrudan stablecoin ihraç edebilir.

  2. Mevduat dışı güven kurumları ise Federal Rezerv’in ihtiyatlılık standartlarını karşılamak kaydıyla kayıt olabilir.

Federal Rezerv, sistemik risklere dayanarak bu kayıtları onaylama, reddetme veya iptal etme yetkisine sahiptir. Ayrıca ihraççıların rezerv yapısı, ödeme gücü, sermaye yeterliliği ve risk yönetimi politikaları üzerinde sürekli denetim yetkisi elde eder.

Bu hüküm, sadece eyalet lisansı ile stablecoin çıkarılmasının ya da teknoloji tarafsızlığı üzerinden denetim dışı kalınmasının önünü kapatır.

Daha önce gündeme gelen GENIUS Yasası gibi daha esnek düzenleme tekliflerinin aksine STABLE Yasası, ulusal ölçekte tek bir düzenleme standardı ile uyumlu bir çerçeve kurarak daha tutarlı bir regülasyon yapısı sunmaktadır.

Çeşitli Düzenleyici Yollarla Federal Lisans Sistemi Kurmak

STABLE Yasası, farklı yapıdaki ihraççılar için çeşitli uyumluluk yolları tanımlayarak federal lisans sistemi kurar. Bu sistem, ABD’nin federal-eyalet çift hatlı finansal denetim modelini koruyarak inovasyon ve düzenleme arasında bir denge kurmayı amaçlar.

Üç ana yol tanımlanır:

  1. Federal regülasyona tabi, OCC ve FDIC gibi kurumlarca denetlenen bir ödeme stablecoin ihraççısı olmak;

  2. Ticari banka veya lisanslı bir tasarruf kurumu olarak stablecoin ihraç etmek ve bankacılık düzenlemelerine uymak;

  3. Eyalet lisansı altında faaliyet göstermek, ancak yine de federal kayıt ve gözetim yükümlülüklerine uyum sağlamak.

Bu yapı, ihraççıların tam banka lisansına sahip olmadan da stablecoin çıkarabilmesine imkân tanırken, rezerv şeffaflığı, risk yönetimi, ve AML/KYC standartlarına uyum gibi kuralların uygulanmasını garanti eder.

Ek olarak, yasa; Federal Rezerv ve ABD Hazine Bakanlığı’na, sistemik risk ve politika ihtiyaçlarına göre stablecoin ihraç ve ticaretine yönelik ilave düzenleme yetkileri verir.

Bu çok katmanlı düzenleyici sistem, esnek ve dirençli bir framework sunarken, ABD merkezli stablecoin’lerin küresel finansal sistemdeki genişlemesini destekleyecek ortak bir zemin yaratmayı hedefler.

MiCA’nın Aksine, ABD Farklı Bir Yol Seçti

Stablecoin regülasyonu konusundaki küresel yarışta Avrupa Birliği, kapsamlı bir düzenleyici çerçeveyle öncü konumdadır. 2023’te yürürlüğe giren MiCA (Markets in Crypto-Assets) Yönetmeliği, dijital finansal geçiş süreçlerinde bir “güvenlik duvarı” inşa etmek amacıyla makro ihtiyati yaklaşımlar ve finansal istikrar önceliğiyle hareket eder. MiCA, sabit varlıklarla desteklenen tüm kripto tokenleri, “EMT (E-Money Token)” ve “ART (Asset-Referenced Token)” sınıflandırmaları aracılığıyla düzenler.

Ancak ABD’nin STABLE Yasası, farklı bir stratejik yaklaşımı benimsemektedir: Tüm stablecoin’leri kapsayan geniş ölçekli bir düzenleme oluşturmak ya da sistemik riskleri denetlemek yerine, yalnızca ödeme amaçlı stablecoin’lere odaklanmakta ve zincir üstü dolar temelli yeni nesil ödeme altyapısı inşa etmeyi hedeflemektedir.

Bu seçici yasa tasarısının mantığı nettir: ABD dolarının, stablecoin piyasasının her alanını kontrol etmesi gerekmez; yalnızca temel kullanım senaryolarında (örneğin, sınır ötesi ödemeler, on-chain transferler, küresel dolar likidite akışı) dominant rol üstlenmesi yeterlidir.

Bu nedenle STABLE Yasası, MiCA benzeri bir bütüncül varlık sınıflandırması sistemini amaçlamaz. Aksine, odak noktası:

  • 1:1 ABD doları teminatı,

  • Gerçek zamanlı ödeme altyapısı,

  • Ve “on-chain dolarların” yaygın bireysel ve kurumsal kullanımına yöneliktir.

Tasarım açısından, bu iki yaklaşım önemli ölçüde farklılık göstermektedir:

  • Düzenleyici kapsam: MiCA, yüksek risk içeren varlık referanslı token’lar da dahil olmak üzere tüm stablecoin modellerini kapsamak amacı taşırken, ABD STABLE Yasası, odak noktasını yalnızca dolar işlevselliğine sahip, ödeme amaçlı kullanılan on-chain varlıklara daraltmaktadır.

  • Düzenleyici hedefler: Avrupa Birliği, finansal istikrar ve tüketici koruması odaklı bir yaklaşımı benimserken, ABD ise zincir üstü dolar transferine uygun varlıkları yasal olarak tanımlamayı ve böylece dijital dolar ödeme altyapısı için düzenleyici zemin oluşturmayı hedeflemektedir.

  • İhraççılar: MiCA, sadece lisanslı elektronik para kuruluşları veya güven kurumları tarafından ihraç edilmesine izin verirken ve bu alanı geleneksel finans kuruluşlarıyla sınırlandırırken; STABLE Yasası, banka dışı kuruluşlara da izin verir. Ancak bu izin, uyumluluk kontrolleri ve düzenleyici çerçeveler dahilinde, Web3 tabanlı inovasyonu destekleyecek şekilde yapılandırılmıştır.

  • Rezerv mekanizmaları: ABD, kaldıraçlı veya likiditesi düşük varlıkları hariç tutarak yalnızca %100 dolar nakdi ve kısa vadeli ABD Hazine tahvillerini kabul ederken; AB düzenlemesi, banka mevduatları ve çeşitli tahviller dahil olmak üzere daha geniş yelpazede varlık türlerine izin verir. Bu durum, rezerv güvencesi açısından iki rejim arasında sıkılık farklarını yansıtır.

  • Web3 girişimlerine uyum: MiCA’nın geleneksel lisanslama yapısına bağımlılığı, Web3 girişimleri için giriş engelleri yaratırken, STABLE Yasası daha katı olsa da uyum yoluyla inovasyona açık bir zemin sağlar ve on-chain dolar tabanlı kullanımın yaygınlaşmasını teşvik eder.

Dijital Doların Kurumsallaşmasına Giden Yol

Özünde, ABD “kapsayıcı regülasyon” yaklaşımı yerine, uyumluluk lisansları aracılığıyla seçici düzenleme anlayışını benimsemiştir. Bu, yalnızca ABD’nin Web3 tabanlı finans teknolojilerini kabul ettiğini değil; aynı zamanda bu teknolojiyi küresel dolar stratejisinin dijital bir uzantısı olarak konumlandırdığını da ortaya koyar.

Bu nedenle, STABLE Yasası, yalnızca bir finansal düzenleme çerçevesi değil, kurumsallaşmış bir dijital dolar sisteminin başlangıcı olarak değerlendirilmelidir.

Avukat Mankiw’in STABLE Yasası ve Dijital Doların Web3 İddiası

STABLE Yasası’nın gerçek stratejik amacı, muhtemelen “dolara küresel Web3 için referans varlık” statüsü kazandırmak olabilir.

ABD hükümeti, Web3 tabanlı ödemeler için temel protokolü tanımlamayı hedefleyerek, programlanabilir, denetlenebilir ve stablecoin’ler aracılığıyla entegre edilebilecek bir “gelecek nesil dijital dolar ağı” oluşturmayı amaçlamaktadır. Belki bu çerçeve şu an için mükemmel olmasa da, içinde bulunduğumuz dönemde kritik bir öneme sahiptir. Özellikle uluslararası ölçekte, IMF’nin 2024’te yayınladığı Ödemeler Dengesi El Kitabı’nın (BPM7) yedinci baskısı, stablecoin’leri uluslararası varlık istatistik sistemine ilk kez dahil ederek, sınır ötesi ödemelerde ve küresel finansal akışlardaki yeni rollerine dikkat çekmiştir.

Bu gelişme yalnızca stablecoin’ler için egemen regülasyonlarla uyumlu bir kurumsal meşruiyet zemini oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda ABD’nin bir stablecoin düzenleme çerçevesi geliştirmesi ve doların küresel rezerv niteliğini dijital ortamda sürdürmesi için kurumsal destek ve dış onay işlevi görür. Küresel ölçekte stablecoin’lerin kurumsal olarak tanınması, dijital para çağına geçişte egemenlik yarışının ön cephesine dönüşmektedir.

Avukat Mankiw’in gözlemine göre: Web3’ün regülasyon eksenli anlatısı, sonunda bir kurumsal standart yarışına dönüşmektedir ve bu yarışta dolar destekli stablecoin’ler, pratikte en stratejik mücadele alanlarından birini temsil etmektedir.

Yasal Uyarı

Bu makale, PANNews kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazarı Iris, Mankiw Avukatı’na aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.

Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.

Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.

Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.

Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.

STABLE Yasası: ABD’nin Stablecoin Hamlesi ve On-chain Dolar Hegemonyası

Orta Seviye4/24/2025, 3:28:55 PM
"STABLE Yasası", ABD’deki ödeme amaçlı stabilcoin'ler için birleşik bir düzenleyici çerçeve oluşturmayı hedeflemektedir. Bu yasa; 1:1 itfa süreci, kayıt ve ihraç mekanizmaları ile federal denetim esaslarını detaylandırarak, dijital dolar ödeme sisteminin inşası ve doların küresel egemenliğini koruma stratejisine doğrudan referans vermektedir.

Onlarca yıldır doların küresel üstünlüğü; “Bretton Woods Sistemi – Petrodolar – ABD Borcu + SWIFT Ağı” üzerine inşa edilmiştir. Ancak Web3 çağının yükselişiyle birlikte, merkeziyetsiz finans (DeFi) teknolojileri, geleneksel ödeme ve uzlaşma sistemlerine meydan okumaya başlamıştır.

Bu dönüşüm ortamında, dolar sabitli stabilcoinler, yalnızca kripto alanındaki uyumluluk ve düzenleme soruları değil, aynı zamanda doların uluslararası etkinliğini genişleten yeni dijital araçlar olarak görülmektedir.

Bu bağlamda stabilcoin’ler artık yalnızca regülasyonlara tabi dijital varlıklar değil; Web3 çağında, doların dijital hakimiyetinin devamı için stratejik bir rol üstlenmektedir. Bu yasa tasarısı da, sadece teknik bir düzenleme değil, dijital küresel rezerv para olarak ABD dolarının pozisyonunu yeniden tanımlamaya yönelik jeopolitik bir hamle olarak yorumlanmaktadır.

26 Mart 2025’te ABD Kongresi, ilk kez ABD doları sabitli stablecoin’lerin ihraç, düzenleme ve dolaşım standartlarını sistematik bir şekilde belirleyen “STABLE Act” (Stablecoin Transparency and Accountability for a Better Ledger Economy) yasa tasarısını sundu.

2 Nisan itibarıyla, yasa tasarısı Temsilciler Meclisi Mali Hizmetler Komitesi’nden geçmiş durumda ve yürürlüğe girmesi için Temsilciler Meclisi ve Senato onaylarını beklemektedir.
Bu adım yalnızca stablecoin piyasasında uzun süredir devam eden düzenleyici boşluğu ele almakla kalmaz, aynı zamanda ABD doları tabanlı dijital ödeme altyapısının temellerini oluşturma potansiyeline de sahiptir.

ABD ve Avrupa Yaklaşımı: MiCA’dan Farklı mı?

Bu yeni düzenlemenin hedeflediği temel sorular şunlardır:

  • STABLE Yasası’nın ele aldığı stablecoin türü nedir
  • MiCA (Avrupa Kripto Varlıklar Piyasaları Regülasyonu) ile farkları nelerdir?
  • Bu yasa tasarısı, ABD’nin Web3 çağında doların dijital egemenliğini sağlama stratejisinin bir parçası mı?

Tüm bu konular, Avukat Mankun tarafından bu makalede detaylı olarak incelenmektedir.

“Ödeme Stablecoin” Tanımı: Net Odak, Net Kapsam

Yasa tasarısı, özellikle “ödeme stablecoin” olarak tanımlanan kategoriye odaklanmaktadır.
Bunlar, halka açık şekilde ihraç edilen ve doğrudan zincir üstü ödemeler veya mutabakat işlemlerinde kullanılan, tamamen ABD doları varlıklarıyla desteklenen, yüksek likiditeye sahip ve şeffaf rezerv raporlamasına tabi dijital varlıklardır.

Bu bağlamda yasa, algoritmik stablecoin’ler, kısmi teminatlı modeller veya spekülatif mekanizmalar içeren hibrit yapılara yer vermez.
Amaç, yalnızca tam teminatlı, günlük işlemlerde aktif kullanılan dijital dolar varlıklarını düzenlemeye tabi kılmak ve onlara yasal bir statü kazandırmaktır.

STABLE Yasası’nın ilgilendiği konu teknik olarak bir stablecoin’in zincir üstündeki mimarisi değil, “on-chain ödeme ağı” olarak işlev gören dijital dolar yapılarını regüle etmektir.

1:1 Destek ve İtfa Hakkı: Kurumsal Teminat ve Likidite Güvencesi

Yasa, yalnızca düzenleyici uygunluk ve ihraç koşullarını tanımlamakla kalmaz; aynı zamanda 1:1 itfa hakkını yasal güvence altına alır.
Bu hükümle, ödeme stablecoin’lerinin her zaman 1:1 oranında ABD doları ile takas edilebilmesi garanti altına alınmak istenir.

İhraççıların, yalnızca yüksek kaliteli ve likit dolar varlıkları (hazine tahvilleri, nakit rezervleri, merkez bankası mevduatları) tutmalarını ve sürekli Federal Rezerv denetimi altında olmalarını zorunlu kılar.

Bu, kullanıcı fonlarının yüksek riskli yatırımlara yönlendirilmesini ya da algoritmik sabitlik mekanizmalarına dayanılmasını engelleyen bir güvenlik önlemidir.

Dijital Doların Kurumsal Güvenceyle Evrimi

Erken dönem stablecoin modellerinde görülen kısmi rezervler, şeffaf olmayan yapılar ve “sabitlik kaybı” risklerine karşı STABLE Yasası, “1:1 değiştirilebilirlik” ilkesini federal mevzuata dahil ederek yeni bir güvenlik standardı ortaya koymaktadır.

Bu sayede, dijital dolar destekli stablecoin’ler için kurumsal teminat + yasal güven çerçevesi sağlanmakta, küresel ödeme sistemlerinde uzun vadeli rol oynamaları amaçlanmaktadır.

Yasa, yalnızca kamuoyunun “çöken sabitler” konusundaki güven eksikliğini gidermekle kalmaz; aynı zamanda dijital doları küresel Web3 ekonomisinde istikrarlı bir takas aracı olarak konumlandırmayı hedefler.

Fon ve Rezerv Denetimini Artırarak “Boşa Güven”leri Önlemek

1:1 itfa mekanizmasına dayalı olarak STABLE Yasası, riskleri minimize etmek ve “görünürde sabit ama temelde güvencesiz” yapıların önüne geçmek için rezerv varlık türleri, yönetim prosedürleri ve bağımsız denetim mekanizmalarını net biçimde tanımlar.

Yasa uyarınca, tüm ödeme stablecoin ihraççılarının şunları sağlaması zorunludur:

  • Kullanıcı itfa taleplerini karşılamak üzere yalnızca yüksek kaliteli likit varlıklar (nakit, kısa vadeli ABD Hazine bonoları, Federal Rezerv hesaplarındaki mevduatlar) tutmak;

  • Rezerv varlıkların kredi, yatırım veya diğer amaçlarla kullanımını yasaklamak; bu, “rezerv fonları ile getiri arayışı” kaynaklı sistemik riskleri önlemek içindir;

  • Rezervler hakkında düzenli bağımsız denetimler, risk maruziyeti açıklamaları, varlık portföyü raporlamaları ile hem kamuoyunu hem de düzenleyici kurumları bilgilendirmek;

  • Rezerv varlıkların, FDIC sigortalı bankalar ya da uygun gözetim altındaki saklama hesaplarında ayrıştırılmış biçimde tutulmasını sağlamak.

Bu sistem, stablecoin’in yalnızca zincir üstünde “sabit olduğu” iddiasını değil, arkasındaki desteğin gerçek, doğrulanabilir ve sürdürülebilir olduğunu kanıtlamayı amaçlar. Stablecoin piyasası geçmişte, şeffaf olmayan rezervler ve fon suistimalleri nedeniyle güven kaybı yaşamıştır. STABLE Yasası, bu tür belirsizlikleri kurumsal standartlarla bertaraf etmeyi hedefler.

Ayrıca yasa, Federal Rezerv, ABD Hazine Bakanlığı ve yetkilendirilmiş düzenleyicilere; rezerv yönetiminin denetimi, uyumsuz hesapların dondurulması, ihraç hakkının askıya alınması ve itfa taleplerinin zorunlu hale getirilmesi gibi geniş yetkiler tanır.
Bu düzenlemeler, stablecoin’ler için tüm kredi döngüsünü kapsayan kurumsal bir sistem inşa etmeyi amaçlamaktadır.

Tüm İhraççıları Düzenleme Altına Alarak Bir “Kayıt Sistemi” Uygulamak

STABLE Yasası, “lisans tipi ayrımı” yerine birleşik kayıt mekanizması getirmektedir. Yani, banka olsun ya da olmasın, ABD doları sabitli ödeme stablecoin’leri ihraç etmek isteyen tüm kuruluşların Federal Rezerv’e kayıt yaptırması ve federal denetime tabi olması gerekmektedir.

İki tür ihraççı yapılandırması öngörülmektedir:

  1. Federal veya eyalet tarafından regüle edilen mevduat kuruluşları (ör. FDIC sigortalı bankalar), doğrudan stablecoin ihraç edebilir.

  2. Mevduat dışı güven kurumları ise Federal Rezerv’in ihtiyatlılık standartlarını karşılamak kaydıyla kayıt olabilir.

Federal Rezerv, sistemik risklere dayanarak bu kayıtları onaylama, reddetme veya iptal etme yetkisine sahiptir. Ayrıca ihraççıların rezerv yapısı, ödeme gücü, sermaye yeterliliği ve risk yönetimi politikaları üzerinde sürekli denetim yetkisi elde eder.

Bu hüküm, sadece eyalet lisansı ile stablecoin çıkarılmasının ya da teknoloji tarafsızlığı üzerinden denetim dışı kalınmasının önünü kapatır.

Daha önce gündeme gelen GENIUS Yasası gibi daha esnek düzenleme tekliflerinin aksine STABLE Yasası, ulusal ölçekte tek bir düzenleme standardı ile uyumlu bir çerçeve kurarak daha tutarlı bir regülasyon yapısı sunmaktadır.

Çeşitli Düzenleyici Yollarla Federal Lisans Sistemi Kurmak

STABLE Yasası, farklı yapıdaki ihraççılar için çeşitli uyumluluk yolları tanımlayarak federal lisans sistemi kurar. Bu sistem, ABD’nin federal-eyalet çift hatlı finansal denetim modelini koruyarak inovasyon ve düzenleme arasında bir denge kurmayı amaçlar.

Üç ana yol tanımlanır:

  1. Federal regülasyona tabi, OCC ve FDIC gibi kurumlarca denetlenen bir ödeme stablecoin ihraççısı olmak;

  2. Ticari banka veya lisanslı bir tasarruf kurumu olarak stablecoin ihraç etmek ve bankacılık düzenlemelerine uymak;

  3. Eyalet lisansı altında faaliyet göstermek, ancak yine de federal kayıt ve gözetim yükümlülüklerine uyum sağlamak.

Bu yapı, ihraççıların tam banka lisansına sahip olmadan da stablecoin çıkarabilmesine imkân tanırken, rezerv şeffaflığı, risk yönetimi, ve AML/KYC standartlarına uyum gibi kuralların uygulanmasını garanti eder.

Ek olarak, yasa; Federal Rezerv ve ABD Hazine Bakanlığı’na, sistemik risk ve politika ihtiyaçlarına göre stablecoin ihraç ve ticaretine yönelik ilave düzenleme yetkileri verir.

Bu çok katmanlı düzenleyici sistem, esnek ve dirençli bir framework sunarken, ABD merkezli stablecoin’lerin küresel finansal sistemdeki genişlemesini destekleyecek ortak bir zemin yaratmayı hedefler.

MiCA’nın Aksine, ABD Farklı Bir Yol Seçti

Stablecoin regülasyonu konusundaki küresel yarışta Avrupa Birliği, kapsamlı bir düzenleyici çerçeveyle öncü konumdadır. 2023’te yürürlüğe giren MiCA (Markets in Crypto-Assets) Yönetmeliği, dijital finansal geçiş süreçlerinde bir “güvenlik duvarı” inşa etmek amacıyla makro ihtiyati yaklaşımlar ve finansal istikrar önceliğiyle hareket eder. MiCA, sabit varlıklarla desteklenen tüm kripto tokenleri, “EMT (E-Money Token)” ve “ART (Asset-Referenced Token)” sınıflandırmaları aracılığıyla düzenler.

Ancak ABD’nin STABLE Yasası, farklı bir stratejik yaklaşımı benimsemektedir: Tüm stablecoin’leri kapsayan geniş ölçekli bir düzenleme oluşturmak ya da sistemik riskleri denetlemek yerine, yalnızca ödeme amaçlı stablecoin’lere odaklanmakta ve zincir üstü dolar temelli yeni nesil ödeme altyapısı inşa etmeyi hedeflemektedir.

Bu seçici yasa tasarısının mantığı nettir: ABD dolarının, stablecoin piyasasının her alanını kontrol etmesi gerekmez; yalnızca temel kullanım senaryolarında (örneğin, sınır ötesi ödemeler, on-chain transferler, küresel dolar likidite akışı) dominant rol üstlenmesi yeterlidir.

Bu nedenle STABLE Yasası, MiCA benzeri bir bütüncül varlık sınıflandırması sistemini amaçlamaz. Aksine, odak noktası:

  • 1:1 ABD doları teminatı,

  • Gerçek zamanlı ödeme altyapısı,

  • Ve “on-chain dolarların” yaygın bireysel ve kurumsal kullanımına yöneliktir.

Tasarım açısından, bu iki yaklaşım önemli ölçüde farklılık göstermektedir:

  • Düzenleyici kapsam: MiCA, yüksek risk içeren varlık referanslı token’lar da dahil olmak üzere tüm stablecoin modellerini kapsamak amacı taşırken, ABD STABLE Yasası, odak noktasını yalnızca dolar işlevselliğine sahip, ödeme amaçlı kullanılan on-chain varlıklara daraltmaktadır.

  • Düzenleyici hedefler: Avrupa Birliği, finansal istikrar ve tüketici koruması odaklı bir yaklaşımı benimserken, ABD ise zincir üstü dolar transferine uygun varlıkları yasal olarak tanımlamayı ve böylece dijital dolar ödeme altyapısı için düzenleyici zemin oluşturmayı hedeflemektedir.

  • İhraççılar: MiCA, sadece lisanslı elektronik para kuruluşları veya güven kurumları tarafından ihraç edilmesine izin verirken ve bu alanı geleneksel finans kuruluşlarıyla sınırlandırırken; STABLE Yasası, banka dışı kuruluşlara da izin verir. Ancak bu izin, uyumluluk kontrolleri ve düzenleyici çerçeveler dahilinde, Web3 tabanlı inovasyonu destekleyecek şekilde yapılandırılmıştır.

  • Rezerv mekanizmaları: ABD, kaldıraçlı veya likiditesi düşük varlıkları hariç tutarak yalnızca %100 dolar nakdi ve kısa vadeli ABD Hazine tahvillerini kabul ederken; AB düzenlemesi, banka mevduatları ve çeşitli tahviller dahil olmak üzere daha geniş yelpazede varlık türlerine izin verir. Bu durum, rezerv güvencesi açısından iki rejim arasında sıkılık farklarını yansıtır.

  • Web3 girişimlerine uyum: MiCA’nın geleneksel lisanslama yapısına bağımlılığı, Web3 girişimleri için giriş engelleri yaratırken, STABLE Yasası daha katı olsa da uyum yoluyla inovasyona açık bir zemin sağlar ve on-chain dolar tabanlı kullanımın yaygınlaşmasını teşvik eder.

Dijital Doların Kurumsallaşmasına Giden Yol

Özünde, ABD “kapsayıcı regülasyon” yaklaşımı yerine, uyumluluk lisansları aracılığıyla seçici düzenleme anlayışını benimsemiştir. Bu, yalnızca ABD’nin Web3 tabanlı finans teknolojilerini kabul ettiğini değil; aynı zamanda bu teknolojiyi küresel dolar stratejisinin dijital bir uzantısı olarak konumlandırdığını da ortaya koyar.

Bu nedenle, STABLE Yasası, yalnızca bir finansal düzenleme çerçevesi değil, kurumsallaşmış bir dijital dolar sisteminin başlangıcı olarak değerlendirilmelidir.

Avukat Mankiw’in STABLE Yasası ve Dijital Doların Web3 İddiası

STABLE Yasası’nın gerçek stratejik amacı, muhtemelen “dolara küresel Web3 için referans varlık” statüsü kazandırmak olabilir.

ABD hükümeti, Web3 tabanlı ödemeler için temel protokolü tanımlamayı hedefleyerek, programlanabilir, denetlenebilir ve stablecoin’ler aracılığıyla entegre edilebilecek bir “gelecek nesil dijital dolar ağı” oluşturmayı amaçlamaktadır. Belki bu çerçeve şu an için mükemmel olmasa da, içinde bulunduğumuz dönemde kritik bir öneme sahiptir. Özellikle uluslararası ölçekte, IMF’nin 2024’te yayınladığı Ödemeler Dengesi El Kitabı’nın (BPM7) yedinci baskısı, stablecoin’leri uluslararası varlık istatistik sistemine ilk kez dahil ederek, sınır ötesi ödemelerde ve küresel finansal akışlardaki yeni rollerine dikkat çekmiştir.

Bu gelişme yalnızca stablecoin’ler için egemen regülasyonlarla uyumlu bir kurumsal meşruiyet zemini oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda ABD’nin bir stablecoin düzenleme çerçevesi geliştirmesi ve doların küresel rezerv niteliğini dijital ortamda sürdürmesi için kurumsal destek ve dış onay işlevi görür. Küresel ölçekte stablecoin’lerin kurumsal olarak tanınması, dijital para çağına geçişte egemenlik yarışının ön cephesine dönüşmektedir.

Avukat Mankiw’in gözlemine göre: Web3’ün regülasyon eksenli anlatısı, sonunda bir kurumsal standart yarışına dönüşmektedir ve bu yarışta dolar destekli stablecoin’ler, pratikte en stratejik mücadele alanlarından birini temsil etmektedir.

Yasal Uyarı

Bu makale, PANNews kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazarı Iris, Mankiw Avukatı’na aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.

Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.

Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.

Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.

Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.

Şimdi Başlayın
İstediğiniz zaman, istediğiniz yerde Türk lirası ile kripto alın, satın.