2025 yılı, belirsizliklerin damga vurduğu bir yıl olmaya aday. Yapay zeka anlatısının etkisini kaybetmeye başlaması, ikinci bir Trump döneminin ekonomi üzerindeki etkileri ve enflasyonun tekrar yükselme ihtimali gibi pek çok bilinmezlik, yatırımcıları temkinli olmaya zorluyor.
Ancak doğru stratejiyle bu yıl da fırsatlarla dolu olabilir. Bu rehberde, önde gelen yatırım uzmanlarının analizlerine dayanarak 2025’te karşılaşabileceğiniz başlıca yatırım risklerini ve olası çözümleri inceliyoruz.
J.P. Morgan’dan Michael Cembalest, S\&P 500’ün son iki yılda yılda %20’den fazla arttığını ve bunun 1871’den bu yana yalnızca 10 kez yaşandığını belirtiyor. Piyasanın yılı yükselişle tamamlayabileceğini söylüyor, ancak %15’e kadar bir düzeltme riskini de dışlamıyor. Son 100 yılda S\&P 500, 60 yıl boyunca %10’dan fazla düşüş yaşamış.
Bu nedenle asıl soru şu: Paraya ne zaman ihtiyacınız olacak?
Uzun vadeli yatırımcılar için piyasa düşüşleri genellikle yeni zirvelerle sonuçlanır. Sadece S\&P 500’e yatırım yapmak yeterli olmayabilir, zira ilk 10 hisse senedi endeksin yaklaşık %40’ını oluşturuyor.
GMO’dan Ben Inker, eşit ağırlıklı ETF’lerin bu dengesizliği azaltabileceğini ve uzun vadede yatırım çılgınlıklarına kapılmaktan koruyabileceğini savunuyor.
Geleneksel %60 hisse / %40 tahvil portföyü, düşük riskle iyi getiri sunduğu için uzun süredir tercih ediliyor. Ancak 2022’de hem hisse senetleri hem tahviller aynı anda darbe aldı. Bu, stratejinin temel varsayımını sarstı.
BNY Mellon’dan Sinead Colton Grant, artık portföylerde özel menkul kıymetlere daha fazla yer verilmesi gerektiğini savunuyor. Ona göre, bu tür yatırımlar şirketlerin büyümesinin ilk evrelerine erişim sağlar ve yüksek getiri potansiyeli taşır.
Buna karşılık, Morningstar’dan Jason Kephart, özel varlıkların yüksek maliyet ve karmaşıklık getirdiğini, 60/40 stratejisinin gücünün basitliğinde yattığını belirtiyor.
10 yıllık ABD Hazine getirileri %4,6 civarında. UBS’den Leslie Falconio’ya göre, %4,8 ila %5 seviyeleri iyi bir giriş noktası olabilir. Ancak 30 yıllık tahviller için oynaklık ve politika belirsizliği nedeniyle bu kadar uzun vade riskli görülüyor.
Yüksek faizli tasarruf hesapları ve kısa vadeli mevduat sertifikaları da benzer getiriler sunabiliyor, ancak bu ürünler faiz garantisi sağlamaz.
Trump’ın ekonomi politikaları enflasyon riskini artırabilir.
Morningstar’dan Amy Arnott’a göre, genç yatırımcılar için bu büyük bir tehdit olmayabilir çünkü zamanla maaşlar uyum sağlar. Uzun vadede hisse senetleri hâlâ en etkili koruma araçları arasında.
Emekliliğe yakın olanlar için önerilen araçlar:
Arnott, 5 ve 10 yıllık TIPS’lerin 30 yıllıklara kıyasla daha az riskli olduğunu vurguluyor.
Kripto paralar, artık ana akım yatırım araçları arasında yer alıyor. Seçim sonrası piyasaya sürülen Bitcoin ETF’lerine milyarlarca dolar aktı, Bitcoin %60’a yakın değerlendi. Yine de volatilite yüksek. Uzmanlar, kripto yatırımlarının portföyün %5’ini geçmemesi gerektiğini savunuyor.
Matt Maley, genç yatırımcıların bu oranı biraz artırabileceğini, ancak bunu istikrarlı ve kâr getiren hisselerle dengelemeleri gerektiğini söylüyor. “Bitcoin’e %10 ve geri kalanını yüksek volatil teknoloji hisselerine koymak sağlıklı değil.”
DeepSeek’in piyasaya sunduğu ucuz donanımla çalışan güçlü sohbet robotu, AI hisse senetlerinde sarsıntıya yol açtı. NVIDIA, 27 Ocak’ta %17 düştü ve 589 milyar dolar piyasa değeri kaybetti.
Bu gelişme, yapay zekanın daha erişilebilir hâle gelmesi durumunda piyasa liderlerinin değerlemelerinin sürdürülebilir olup olmadığını sorgulattı. Bazı yöneticiler, sağlık ve tüketim gibi daha düşük değerli sektörleri veya yurt dışındaki alternatifleri tercih etmeye başladı.
Ev sahibi olmak, yaşlı yatırımcılar için önemli bir güvenceydi. Ancak iklim değişikliği nedeniyle ev sigortaları hem pahalılaştı hem de bazı bölgelerde artık sunulmuyor.
2020–2023 arasında ortalama sigorta primleri %13 arttı. Kaliforniya’da bazı bölgelerde poliçelerin %13’ü yenilenmedi. Sigortasız kalan emekliler hızla artıyor. 2019’dan bu yana bu oran %12’ye yükseldi.
Redfin’den Daryl Fairweather’a göre, yaşlılar ya artan primleri ödemek zorunda ya da evlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya.
Mortgage faizleri %7 civarında. Bu, mevcut ev sahiplerini satıştan caydırıyor. Düşük faizli kredilere sahip olanlar, yeni bir krediyle yüksek faiz ödemek istemiyor. 400.000 dolar altı konutlarda arz çok düşük. Göçmen işçilerin inşaat sektöründeki payı da dikkate alındığında, yakın vadede arz artışı beklenmiyor. Moody’s’den Mark Zandi’ye göre, konut fiyatlarında anlamlı bir düşüş kısa vadede pek olası değil.
Bu makale, ForesightNews kaynağından alıntılanmıştır. İçeriğin tüm telif hakları yazarı Suzanne Woolley’e aittir. Telif haklarına ilişkin sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır ve yazarın kişisel görüşlerini yansıtır. Gate.TR’nin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır. İçerikte yer alan marka, kurum, kuruluş veya kişilerle Gate.TR’nin herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu içerik, yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Dijital varlık alım-satımını teşvik etmeyi amaçlamaz, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır.
Kripto varlıklar yüksek risk içerir ve ciddi fiyat dalgalanmalarına maruz kalabilir. Yatırım kararı vermeden önce kendi finansal durumunuzu değerlendirmeli ve kararınızı bağımsız olarak vermelisiniz.
Makalede yer alan veriler ve grafikler yalnızca genel bilgilendirme amacıyla sunulmuştur. Tüm içerikler özenle hazırlanmış olsa da, olası hata veya eksikliklerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Gate Akademi ekibi bu içeriği farklı dillere çevirebilir. Hiçbir çeviri makale; kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya izinsiz dağıtılamaz.